Beyim diyor, bizim yolumuz, köprümüz, çeşmemiz yok; kitaplığı ne yapacağız? Anlatıyorum ona: Eğer kitaplığınız olursa, yolunuz, çeşmeniz, köprünüz de olur!
Yarım yamalak lafları sevmem; küçük ikiyüzlülüklerden hazetmem, iftira ve dedikoduya asla yüz vermem. Maskemi baloya gidiyorsam takarım, yoksa Tanrı'nın günü insanların karşısına onunla çıkmam.
Zenginse tembel sayılmazdı. Sadece yoksullar tembel olurdu. Tıpkı sadece yoksulların cahil olduğu gibi. Hiçbir şey bilmeyen zengin bir adam ya şımarıktı ya da bağımsız.
Tembellikten, zayıflıktan ötürü kendini Tanrıların kucağına atıp, 'Elimden bir şey gelmezdi, yol önceden çizilmişti' demek kolay. Oysa tercihin ihtişamını düşünsenize! İnsanı insan yapan şey.
Bunlar, açlıktan geberen insanın bir lokma ekmeğini çalar, mezardaki ölünün altın dişini söker de eğer ölünün ayağına takılırsa kazara, sanki kabahat ölününmüş gibi dünyayı velveleye verirler.
Onlar hiç çalışmadan bir parasız, senin benim hesabıma pek güzel yaşıyorlar. Bu da bir sanattır. "Bir insanın cüreti çok, utanması az olduktan sonra her yerde gül gibi geçinir."