Oral dönem, bebeğin kendisine bakım veren kişi ile güvenli bir bağlanmanın oluşmasını amaçlayan dönemdir. Oral dönemde bebeğin doyumunun sağlanması, bebeğin ileriki dönemlerde bağımlı olmayan, insanlara güvenen, kendisine önem ve değer veren bir kişi olmasına imkan tanımaktadır.
Borderline Kişilik Bozukluğu, genç erişkinlik döneminde başlayan, aşırı dürtüsellik ,duygulanımda ve kişiler arası ilişkilerde dengesizlik, benlik algısında yetersizlik ve terk edilmeye karşı aşırı hassasiyet ile karakterize bir sendromdur.
"İlişkileri sevgi/nefret ekseninde ilerler. Diğer insanları benim yanımda ya da bana karşı olarak görürler. Kreisman ve Straus, konuyla ilgili yazdıkları kitaba I Hate You, Don't Leave Me ( Senden Nefret Ediyorum, Beni Bırakma) dediler. Yalnız olmak, terk edilmiş gibi hissettirir. Yakınlaşmak, her an orada olan reddedilme riskiyle tehdit edicidir. Orta nokta yoktur. Sonuç olarak ilişkiler yoğun, çalkantılı, yorucu, yıkıcı ve acı içinde bitmeye mahkum yaşanır. "
Bu kişilik bozukluğunda, bireyin kimlik duygusunda, ilişkilerinde, duygulanımında yaygın ve süreğen bir dengesizlik belirgindir. Bu kişiler cinsel, mesleksel ve toplumsal kimliklerinde derin güvensizlik, tutarsızlık gösterirler. Sağlam bir kimlik duygusu gelişmemiştir. Çabucak düş kırıklığına uğrarlar, bunaltı, çökkünlük belirtileri gösterirler. Zaman zaman antisosyal, atak (impulsive) davranışlar, psikoaktif davranışlara yönelme, hızlı yaşam çabaları, kendilerine zarar verme eğilimleri (bedenini jiletle kesme, sigara ile yakma, özkıyım girişimleri) gösterirler. Boşluk ve anlamsızlık, yalnızlık duygusundan yakınırlar. Özellikle yalnız kalma korkusu, yalnız kalmaya dayanamama kişinin davranışlarında belirgindir.
Sayfa 570 - B Kümesi Kişilik BozukluklarıKitabı okudu
"Yani kısaca bir SKB birey için ya siyah olmalısınız ya da beyaz. Aradaki tüm gri tonlar yoktur. Bu nedenle bu bozukluğu olan bir bireyin ilişki içindeki tüm ihtiyaçlarını karşılayabiliyor olmak neredeyse imkansızdır."
Ağır kişilik bozukluğu olan -narsisistik, antisosyal, paranoid ya da borderline- tüm bireyler yıllar önce bozulmuş bir içsel dengeyi yeniden oluşturmaya çalışıyor gibi görünürler. Hepsi sürekli bir arayış içindedir.
bir anne baba var ki, ya ne zaman kızacağı, ne zaman seveceği belirsiz. Çocuk orada oyun oynuyor, anne baba akşam eve geliyor, aslan kızım, aslan oğlum, nasıl oyun falan gülümsüyor, başı okşanmış, mutlu, iyi kendilik tasarımı gelişti. Ooooo annem babam beni seviyor. Ertesi akşam aynı yerde, aynı oyuncaklar, aynı şekilde oynuyor, anne baba dışarıda
BKB’li kişilerin kim olduklarına dair bir algıları yoktur. O an içerisinde yaşadıkları deneyimi bedenlerinde hissettikleri şeyin ne olduğunu, duygularının ve düşüncelerinin ne olduğunu tanımlayamazlar. Sıklıkla kendilerini çok acımasızca yargılarlar ve gelecek için gerçekçi hedefler belirlemekte zorlanırlar. Sahip oldukları değerleri, sevdikleri ya da sevmedikleri şeyleri bilmezler.
Utanç, BKB li kişilerin bir numaralı düşmanıdır. Bu duygu, duygusal deneyimlerinin geçersizliğine(invalidasyona) dair zaten dışarıdan alıyor oldukları görüşü kendi içlerinde güçlendirir.
"Hastalar kendi bakis acilarini esas alarak, ya dünyanin kendi görüslerine uymasi icin cabalarlar(narsistik kisilik bozuklugu) ya da ihtiyaclari ve bu ihtiyaclarin tatmini arasindaki celiskiyi fark edip kendilerini caresizlik ve umutsuzluk duygularina teslim ederler(borderline ve sizoid kisilik bozukluklari)."
....
Psikopati Kişilik Bozukluğu Nedir?
Psikopati, kişinin duygusal empati eksikliği, başkalarının duygusal ve fiziksel zararına kayıtsızlık, sosyal normlara uymama ve manipülatif davranışlar sergileme gibi özelliklerle karakterize edilen bir kişilik bozukluğudur. Psikopati, klinik olarak “antisosyal kişilik bozukluğu” altında sınıflandırılmıştır.