Birileri bu kitabı okumadan önce söyleyeceğim birkaç cümle var! Kitabı okuduğum için sorumluluk duygusuyla yazıyorum tüm bunları.
Bir lisede rehber öğretmen olarak görev yapıyorum ve öğrencilerimin çoğunun elinde bu ve bu tarz wattpad kitaplar var. Her ne kadar onları iyi edebiyatla tanıştırmaya çalışsam da okuma oranı çok düşük olduğu için bu
"Travma" sözcüğü yaralanma anlamına gelir. Bu anlamıyla, tıp alanında kemik ya da doku (örneğin kafatası ya da beyin travması) hasarlarını içeren fiziksel yaralanmaları tarif etmek için kullanılır. Ruhsal ve duygusal alanda ise; algılama, hissetme, düşünme, hafıza ya da hayal kurma gibi süreçler belli dönemlerde
ya da uzun vadede,
Kişilik sorunları üzerine...
-Obsesif (Kompülsif Bozukluk):Kişinin zihnine girmesine engel olamadığı, zihninden uzaklaştıramadığı düşünce, fikir ve dürtülerdir. Kişinin isteği dışında gelirler, kişi tarafından mantıkdışı olarak değerlendirilirler.
-Borderline (Sınırda):Aşırı derecede değişken bir ruh haline sahiptirler,Kendine zarar
Tüm kitapsever dostlarımıza kitaplarla güzelleşen vakitler diliyorum. Yazarın az okunan, az bilinen ama benim çok beğendiğim eseri. Özellikle psikolojik tahlilleri, kişilik analizleri ile beni benden aldı.
Yazarın bu eseri kitaba adını veren küçük bir köyde geçmektedir. Ne köy ama. Bir köy, o köyde bir ev, geleni gideni ve yaşayanları hatta
Hitler, hiçbir alternatif şekli kabul etmezdi. Onun için tek ihtimal mevcuttu; ya bu, ya şu derdi. Ya dünyaya hükmetmek, yahut da mevcut olmamak; ya zafer ya ölüm. Topyekün savaşın mâkus karşılığı topyekün yok olmaydı.
Öncelikle şuna değinmek isterim; Borderline daha çok Amerikan gencliğinde sıkça görülen psikolojik bir rahatsızlık. Ülkemiz gençliğinde de görülmektedir. Kitabımız, Borderline hastalığına yakalanmış Rachel'in yaşadıklarını anlatmaktadır. Çocukluğunda yaşadıkları bu rahatsızlığın temelini atmış. Anne sevgisinden mahrum kalmış bunun nedeni olarak da hep babasını suçlamış. Babasından nefret ederek yaşamış yıllarca. Erkek arkadaşı Jason tarafından terk edilmiş, üstüne bi de en yakın arkadaşıyla aldatmış. Yaşadıkları yüzünden intihara teşebbüs etmiş yıllarca hastane de tedavi görmüş. Tam iyileşmiş yeni bir hayat kurmuşken yanlış insanlarla tanışması hastalığının nüksetmesine neden olmuş. Olaylar art arda sıralamıştır. Acaba Rachel iyileşti mi???
Bir çocuğun anne baba sevgisinden mahrum kalması, çocukluğunda yaşamış olduğu travmalar bütün hayatına mâl oluyor. Hastalığın en kötü yanları doğruyu yanlışı ayırt edememek, duygu değişimleri, yanlış insanlara inanmak. Rachel bunların hepsini yaşamış bir genç kız...
Kitabın kurgusu genel anlamıyla güzel, olay örgüsü güzel ilerlemiş. Okudukça merak uyandırıyor. Okuyun, okutturun. #okurkitaplığı #okurkitap.com
Bu kişilik bozukluğunda, bireyin kimlik duygusunda, ilişkilerinde, duygulanımında yaygın ve süreğen bir dengesizlik belirgindir. Bu kişiler cinsel, mesleksel ve toplumsal kimliklerinde derin güvensizlik, tutarsızlık gösterirler. Sağlam bir kimlik duygusu gelişmemiştir. Çabucak düş kırıklığına uğrarlar, bunaltı, çökkünlük belirtileri gösterirler. Zaman zaman antisosyal, atak (impulsive) davranışlar, psikoaktif davranışlara yönelme, hızlı yaşam çabaları, kendilerine zarar verme eğilimleri (bedenini jiletle kesme, sigara ile yakma, özkıyım girişimleri) gösterirler. Boşluk ve anlamsızlık, yalnızlık duygusundan yakınırlar. Özellikle yalnız kalma korkusu, yalnız kalmaya dayanamama kişinin davranışlarında belirgindir.
Sayfa 570 - B Kümesi Kişilik BozukluklarıKitabı okudu
Çocuğun aile dışından bir yetişkin ya da yaş ve gelişim bakımından kendisinden en az 6 yaş büyük bir çocuk tarafından cinsel haz amacıyla kullanılmasıdır. Bu kullanma cinsel ilişkiye zorlama şeklinde olabileceği gibi cinsel organını teşhir etme, çocuğu cinsel organlarını göstermeye zorlama, dokunma, cinsel içerikte görüntüler izletme şeklinde
Günümüze ait sınırda kişilik bozukluğu salgını, yaklaşık son çeyrek asırdır Batı hayatını şekillendiren sosyokültürel iki eğilime atfedilebilir; bunlardan ilki, hatalı ve erken dönem ebeveyn-çocuk ilişkilerini iyileştirmek yerine kötüleştiren sosyal adetlerin ortaya çıkışı ve ikincisi, bu yaygın ilişki problemlerini evvelden beri düzelten kurumların kaybolan gücü.