Her şey yolunda giderken tepetaklak olan hayatların hikâyesi Bir Ada İcat Etmek. 'Yas'ın biricikliğinin dupduru anlatımlarından biri, duru fakat vurucu.
Tom, Nora ve Dani, çekirdek bir aile. Zaten çekirdek olan bir aile ne kadar parçalanabilir, ne kadar dağılır? Ansızın gelen ölümler aileyi bir araya mı getirir, ayrı köşelere mi savurur? Yas tutmanın yazılı bir kuralı mı vardır? Ağlamanın vakti var mıdır ya da işe başlamanın ya da mezarlığın tamamlanmasının ya da en zoru mesela yeniden gülebilmenin ve hatta güldüğünde bunu doğal karşılamanın? Bütün bunların cevabı gibi bu kitap. İlk sayfadan yüzünüze kocaman bir tokat atıyor, sonra henüz o his geçmemişken yenileri eklenerek bitiveriyor kitap.
Her ölüm zor ve her ölen birileri için çok kıymetli fakat evlat kaybının her zaman en kötüsü olduğu söylenir, Nora ve Dani'nin Tom'u kaybetmeleri de öyle. Yaşanan güzel anıların canlanması, ölmeyip yaşamaya devam eden çocuklara duyulan öfke, planlanmış fakat gerçekleştirilememiş hayaller,... Bütün bunların ortasında kalan anne-baba. İyileşme sancıları ve bunu deneye yanıla öğrenme yolculuğu.
Oldukça etkileyici ve yasın başka başka hallerini de ortaya koyan bir hikâye Bir Ada İcat Etmek. Son sayfalarda 'Aa neden böyle oldu ki, ne güzel akıp gidiyordu, hızlıca mı bitirmeye çalıştı hikâyenin sonunu?' dedirtse de son 2 sayfada gönlümü aldı Alain Gillot. Kendi yasımıza yas eklese de - bu da bir sağaltma yöntemi bence- yas üzerine okumayı sevenlerin okuması gerekenlerden.