~~~
Meğer aşk sadece Bir'e imiş... Bir dilbere düşse de gönlün, aşk yalnız O'nun sıfatıymış. Önce kadını, sonra aşkı benzetmiş kendine. Aşk, aşka âşık olmuş. Aşk meğer bir güzel yanağında akseden ilahî bir nurmuş.
Ne maşuk başka biri ne âşık ne de aşk. Meğer hepsi aynı, hepsi birmiş. Bir gizli hazineymiş bu aşk ki her âşık aynı hazineyi aramış, her maşuk aynı aşka muhatap. Aşk bir kızıl kuyu, aşk bir gonca gül. Aşk nazenin bir güzelin yanağında kara ben, bir elif aşk; tek bir çizgi. İsmi elifle başlayan ve "he" ile biten aşk.
Değil mi ki âşık geceler, günlerce "ah" eder. Değil mi ki başını akıldan, dilini kelamdan, bedenini candan eder. İşte bir "elif" ve bir "he"dir aşk.
Elif ile başlar "he" ile biter.
~~~
ㅤㅤㅤㅤ
Sanırım henüz 5 yaşlarında falan idim...
Mahallemizde boş bir arsa vardı, arkadaşlarla hep orada oynardık..
Çoçukluk işte.. Kavga edersin, dalaşırsın kızarsın bağırırsın.. Hüseyin'e "aptal" dersin, bazanda "manyak"..
Diğer arkadaşlarlada arada böyle dalaşmalar oluyordu..
Ama yukardan sanki birisi bana kötü-kötü
Hay ağalar böyle m'olur
Hali yardan ayrılanın
İner ummana dökülür
Seli yardan ayrılanın
Gökte turnalar çekilir
İner yerlere dökülür
On beş yaşında bükülür
Beli yardan ayrılanın
Turnalar havadan geçer
Mah yüzlere nurlar saçar
Ah ile vah ile geçer
Günü yardan ayrılanın
Gül dikensiz bitmez imiş
Bülbül gülsüz ötmez imiş
İşe güce yetmez imiş
Eli yardan ayrılanın
Karacaoğlan geçmez dilek
Ateş aldı yandı yürek
Sağ yanında hazır gerek
Salı yardan ayrılanın
Okuldayken bir anda kargo geldi. Beklemiyordum. Bana gelemez dedim. Adım yazıyordu. Şaşırdım. Beklediğim kargo yok,bana gelen mesaj yok. Şok içerisinde açtım kargoyu. İçerisinden Attilâ'm çıktı. Hadi canım dedim. Meğer yarışmayı izleyen bir seyirci ,Attilâ'm İlhan'ın hayranı imiş ,benim gibi. Hediye göndermek istemiş. İnternette aratmış ve okulumun adını bulup göndermiş buraya. İletişime geçtim kendisi ile. O kadar nahifti ki. Ben bugün böyle mükemmel şeyler ile karşılaştım. İyi insanlar iyi ki var.🧡🥰
Karagözlüm, kavuşmayı beklerken,
Ayrılığın vakti geldi, duydun mu?
Beraberce diktiğimiz çiçekler
Açılmadan önce soldu, duydun mu?
İçimde acıdan ırmaklar çağlar;
Gözlerim yaş dolu, gönlüm kan ağlar.
Tatlı hatıralar, sıcak sevdalar
Hakikatsiz rüya oldu, duydun mu?
Kara talih ile olunmaz yarış;
Eğer küskün isen gitmeden barış
Belki son ayrılık, belki son görüş
Kavlimiz yarıda kaldı, duydun mu?
Çok olur dağların karı-kıcısı,
Böyle imiş alnımızın yazısı
Bu mevsimsiz ayrılığın acısı...
Ok vurdu sinemi deldi, duydun mu?
KARAKOÇ’um, kalbim yara, dilim lâl...
Ömrümün ufkunu sardı bir melâl
Beslediğim umut, kurduğum hayal
İçime ateşler saldı, duydun mu?