Hayvan Çiftliği
1.BÖLÜM(Kitap)
Kitabımız bir ütopyodan distopyaya evrilen hikaye, Stalin rejimine karşı bir taşlama olarak anlatılsa da çağının ve zamanın ötesinde bir anlatıma sahip...
Bu kitaba, bu zamanlarda sadece komünizm ve sosyalizm eleştirisi bakmak doğru olmaz.
Kitabımız sosyalist bir düzenin dış dünyanın etkileri ve baskılarıyla
Yalnızlığın karanlık yansıması deyince akla ilk gelen isim, çok erken gidenlerden bir güzel adam, duyguların soyut hâllerine somut şekiller veren Oğuz Atay.
Öykü yazmanın roman yazmaktan daha zor olduğunu düşünenlerdenim; zira kısa pasajlarda, işlenen konuyu istenen duygular ile aktarmak büyük maharet istiyor. Atay'ımız da işte bu ustalardan
İnsan, hayatı boyunca hep aynı kalamaz. İçerisinde bulunulan şartlar yani günün koşulları insanların düşünce dünyasını değiştirmekte oldukça etkilidir. Bu durum herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Ne var ki bunun dışında kalan kişiler de var. Bu insanlar değişimin, gelişim sürecinin bir parçası olduğunu reddeder. Değişim rüzgarına kapılmaktan korkar, fikirlerinde değişim oluşturabilecek her şeyden uzak durmayı tercih ederler. Böyleleri, yaşadıkları sürece gözlerini bir noktaya diker, hep o noktaya bakarlar. Daha doğrusu bir düşünceye bağlanır, başka düşüncelere hayat hakkı tanımazlar. Bu saplantı içinde yaşayıp giderler. Bu yüzden de hem kör, hem bencildirler. İçerisinde bulundukları bu durum da onları hayatları boyunca mutsuz bireyler olmaktan öteye götürmez..☆
Bundan 49 yıl önce kirli düzenin, emperyalizmin özbeöz çocuğu olan faşizmin kirli kuklaları, suçlarına bir suç daha ekledi: Denizler hakkında aldıkları sözde idam kararını infaz ettiler.
Denizler, bir davaları olduğu için asıldı. Kirli düzen, bir davası olan gençleri sevmez. Burjuvazinin, hakimiyeti altına almaya çalıştıklarının kini olmalıdır, dini olmalıdır; ama aklıyla, yüreğiyle yürüttüğü bir davası olmamalıdır. Böyle isterler. Ama biliyoruz ki davası olmayanların geleceği de olmaz.
Bu toprakların büyük gerçeği budur: Çıkarcı, bencil, boyun eğen, gerici insanlarla ileriye gidilemez, böyleleri ancak geriye gidişin mimarları olabilirler, öyle de olmuştur.
Denizlerin, Mahirlerin davasını yaşatmak biz ilericilerin boyun borcudur. İleri giden bir memleket için verilen mücadeleye kendini adamak, onlardan öğrendiğimiz şeydir.
Bundan 49 yıl önce yaşamlarına son verilen; halkların kardeşliği ve dayanışmasını savununan, “tam bağımsız Türkiye” şiarını benimseyen, 68 kuşağının devrimci önderlerinden olan Deniz, Yusuf ve Hüseyin'i saygıyla anıyor; onları kahpece idam eden emperyalizmi, ve yerli işbirlikçilerini lanetliyorum.
Denizleri bitmeyen bir ülkede yaşamanın umuduyla...
"Elbet bir bildiği var bu çocukların
Kolay değil öyle genç ölmek
Yeşil bir yaprak gibi yüreği
Koparıp ateşe atmak.."
#6Mayıs1972
#DarAğacındaÜcFidan
YAŞAMASIN BÖYLELERİ!!!
Söylenecek o kadar çok şey var ki nereden başlasam bilemiyorum ve ne yazsam eksik kalacak biliyorum
Bazı kitapları okurken kurgu olduğunu bilerek kendimi teselli ettiğim olmuştur.
Bu kitapta ne yapmalıyım?
Okuduklarım gerçek...
Gerçek can yakıcı, gerçek üzücü...
Ben okurken neler hissettiğimi anlatamayacak durumdayken
NOT : Yarım bırakılan eserler arasındadır ancak şans verdiğiniz takdirde rahat okunabilir.
Dostoyevski'nin sevdiğim eserlerinden biri oldu Karamazov Kardeşler. Fyodor Pavloviç isimli karakterin tutku dolu yaşantısı evlatlarına da bulaşmıştır. Bu baba, çocuklarına karşı çok cimri ve hayata karşı fazlasıyla bencil özellikler barındıyor. Kendi
Hepimizin çevresinde iletişim kurduğu insanlar var. Dost, arkadaş, akraba... Ama bazıları var ki çok özel bizim gibi okurlar için. Onları duyduğunuzda, gördüğünüzde ya da onlarla karşılaştığınızda aklınıza kitaplar gelir. Kültürden, sanattan, hayattan konuşursunuz yine ama konuşmanın içinde her zaman bir kitap geçer mutlaka. Bir kitap üzerine