Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
''Tarihin kırk meçhul kahramanı karanlıkta yürüyordu. En önde Kür Şad, Bozkurt soyunun o od parçası oğlu vardı. Vazifesi olan Türk budunu kurtarmak, fakat hakkı olan kağanlığı başkasına vermek için, ırkının şiir tarihine en güzel mısrayı yazmak üzere, gözler ilerde, el kirişte yürüyordu.''
’’Aslında bir yandan haklısın. Çünkü Türk töresi gereğince Bozkurt soyundan, yani ailemizden olmayan kağan olamaz. Bu yüzden de bütün kağanlar, bir şekilde atalarını ailemize dayandırmak zorunda.’’
Reklam
Adalet sisteminin kurucusu ve Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt'un " Türk, bu ülkenin yegâne efendisi, yegâne sahibidir. Saf Türk soyundan olmayanların bu memlekette tek hakları vardır; hizmetçi olma hakkı, köle olma hakkı. Dost ve düşman, hatta dağlar bu hakikati böyle bilsinler" cümlesini hatırlayabiliriz. Ülkenin Başbakanı İsmet İnönü'nün " Sadece Türk milleti bu ülkede etnik ya da ırki birtakım haklar isteyebilir. Başka hiçbir kişinin buna hakkı yoktur" demesini de ekleyebiliriz.
İki tarafın başında da yenilmemiş birer Bozkurt vardı. Vuruştular. Ya yıldırım üstün gelecek, ya demir eritilecekti. Talih ikincisine güldü. Demir yıldırımı eritti. Türkistan'ın aksak padişahı, Türkiye'nin mağrur sultanını tutsak kıldı.
TURAN -Sadık Kemal Tural kardeşimize- Ben Altay dağlarından koparak geldim Yüreğimde Türkistan'dan binbir nakış var Çok şükür aslım da neslim de belli Türküm müslümanım o dağlar kadar. Dokuz tuğ taşıdım ben, dokuz davula vurdum Dokuz evliya gücüyle yürüdüm geldim Büyüdü benimle mübârek yurdum Ebed-müddet bu devleti ben kurdum.
‘’ Altı yüzlü yılların ilk yarısıydı. Türk budunu Çin ülkesinde tutsaktı. Yıllar süren tutsaklık Türklerin ağırına gidiyordu. Kürşad ve 40 ülküdaşı Türk budununun hürriyeti ve istiklâli için Çin Hükümdarının sarayı Siganfu’yu basıp, onu tutsak edecek, olmazsa öldürüp, budunu tutsaklıktan kurtaracaklardı. Yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyor,
Reklam
‘’ Atatürk, Halk Partisi'ni kurarken komünistlerin sinsi maksatları henüz anlaşılmamıştı. Milletleri ortadan kaldırmak için halk kelimesini kullanacakları bilinmiyordu. Atatürk "halk" demekle edebi dildeki manayı kastetmiş, milletin geri kalmış tabakalarını düşünmüştü. Partisiyle bunları kalkındırmayı amaç edinmişti. Sözün kısası: Biz çobandan bilgine kadar Türk milletiyiz. Türk milleti siyasi sınırlarla ölçüştürülmesine imkan olmayan, Adalar Denizi'nden ve Tuna' dan Altaylar' ın ötesine kadar uzanan geniş dünyada yaşayan yaratıcı millettir. Bu köklü millet, bir takım maskaraların tabirleri ve taktikleriyle dillerinin zorla değiştirilmesiyle ve bozulmasıyla, yurtlarından sürgün edilmekle bölünmez, yok olmaz. Sürülseler de, dilleri bozulup değiştirilse de günün birinde yeni bir Bozkurt doğup Türk ellerini kurt başlı sancak altında birleştirir, değişen lehçeleri tek bir edebi Türkçe haline sokar, Türk'ten boşaltılan Türk ülkelerini Türklerle doldurur. Yoksun budunu bay kılar, azlık milleti çokluk eder, geri kalmışı en ileri ve en üstün seviyeye ulaştırarak tarihin önüne geçilmez zaruretini gerçekleştirir.’’
‘’ Devşirme ve komünist Türklükten ve Türkçülükten korkar. Türklüğün lehine olan her hareketin, her davranışın, her eserin, her kanunun aleyhindedir. Çok uzaktan bile olsa Türklüğü, Türkçülüğü hatırlatan ne varsa ondan ürker, titrer. Bozkurt düşmanlığı bundandır. Çünkü Bozkurt Türkler’in milli sembolüdür. Tarihten önceki çağlarda onu kılavuz diye kabul etmiş, hatta kendilerinin Bozkurt’tan türediğine inanmışlardır. Türk Kağanlarının soyadı "Eçine" yani "Kurt"tur. Devşirme ve komünist okulda Bozkurt rozetine, meydanda Bozkurt heykeline dayanamaz. İftirası hazırdır: Bozkurt; Turancılık, emperyalizmin sembolüdür.’’
‘’ Türkçüler yumruk kaldırarak değil, adam gibi selam verirler. Bozkurt rozetinden tedirgin olanlar varsa milliyetçilik düşmanı olan kimselerdir. Onların yola getirilmesi lâzımdır. 12 Mart Muhtırası Bozkurt rozeti taşıyanlara değil, sol yumrukla selâm verenlere karşı yapıldı. Milli Eğitim Bakanı'nın dikkatini çekiyorum: Bu işe el koyarak olayı aydınlatsın. Konya Eğitim Enstitüsündeki öğretmenlere acımamak da elden gelmiyor. Demek bunların içinde Bozkurdun ne olduğunu bilen kimse yokmuş. Peki bunlar ne bilir? Atatürk'ü değil mi? Onu da bilmezler. Bilselerdi Atatürk hakkında İngilizce "Bozkurt" diye kitap yazıldığından haberleri olacaktı. Bozkurt'tan bu korku neye? Yoksa Beyzadeoğlu kendisini kuzu mu sanıyor?’’
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.