Monte Cristo Kontu bilinen bir hikayedir. Daha önce daha kısa bir versiyonunu mutlaka okumuş, filmini izlemiş, en azından konuyla ilgili bir kaç parça bilgi edinmiştir çoğu kimse. Ben de daha önce hikayeyi okumuştum ancak ilk kez orjinaline bu kadar yakın, bu kadar ayrıntılı bir çevirisini okuyorum. 1552 sayfada ana hikayenin satır aralarında o kadar çok yan hikaye vardı ki, hepsini takip etmek gerçekten zordu.
Edmond Dantes onurlu, gencecik bir denizciyken, hayalleri bir gün aniden yıkılıp tüm hayatı kıskançlıkla atılan bir iftira, örülen paslı ve çirkin bir ağla tamamen yıkılır. Sonrası zindan... Yıllarca süren bir tutsaklık. Ama kader ağlarını örerken desen değiştirmeye çok meraklıdır, bu kez şans yüzüne güler ve hiç ummadığı anda bütün dünya hayattan ve hayatını karartanlardan acımtırak birer intikam alması için önüne serilir. Kitap boyunca yaklaşık 30 yılına bire bir hakim oluyorsunuz Kontumuzun. İyilikle kötülüğün dansına şahit oluyorsunuz. Çoklukla içinizde bir yer sızlıyor. Bazen onunla sinirinize hakim olamıyorsunuz. Ağdalı, abartılı diyalogları hiç şüphesiz dönemin nezaket anlayışıyla alakalı. Ama o nezaketin altında ne kumpaslar dönüyor, ne çirkinlikler yaşanıyor. O da işin ironik kısmı.
Eğer edebi bir kaygınız yoksa, sadece hikayeyi merak ediyorsanız daha kısa çevirileri önerebilirim size, ama Edmond Dantes in ilmek ilmek işlediği intikam planlarının tek bir parçasını bile kaçırmak istemiyorsanız buyursunlar efendim.
Ben şimdi bitirdiğim kitabın üzerine bir de filmi izlemek için izninizi istiyorum.