Mum ışığında bir garipti sessizce başımı koyup onu izlemesi, sağa sola savrulan o değil de sanki benmişim gibi gelirdi hep küçüklüğümde. Onca duvar nasıl da oynardı yerli/yersiz. Önce bir ürperirdim, sonra komiğime giderdi şu olanlar. En güzeli de elektriğin gelmeyeceğini bilerek uyurdum, huzur dolu bir sabaha. Yapmacık ışıkları sevmiyorum belki
Bazen mevsime inat hüzün sarar insanın ruhunu.O güne kadar belki bin kere dinlediği bir şarkı, gözlerinden yaşlar süzülmesine neden olur. Odalara, evlere sığamaz olur o anda. Alıp başını gitmek ister, hiç yaşamadığı iklimlere.
Ne demiş Sabahattin Ali;
Beni en güzel günümde
Sebepsiz bir keder alır
Bütün ömrümün beynimde
Acı bir tortusu
Benim için bir ilk oldu. Koyu bir Stephen King hayranı oğlumdan önce yazarın son kitabını ben okudum :) Berke kitaplar konusunda çok hassastır. Kitapları yıpransın bir yerine bir şey olsun tahammül edemez. Bu kitabın siparişini verdi ve tatile gitti. Tabi kitap geldi ve önce ben okuyayım dedim. Nasıl da özen gösterdim aman kitaba bir şey olmasın
ah milena ah milenaaa, sen ne kadinmissin ah milena diyemiyorum bu sefer sen ne adammissin ah kafka diyorum.sanki bambaska bir alemden gelmissin bu dunyaya.belki su ana kadar hiç benzeten olmamistir ama kucuk prens e benzettim ben senin o saflığını.bu dunyaya ait degilmiscesine yasaman, insanlardan cekinmen. gercek degil bir hayal kahramanı olsan inanmam cok daha kolay olurdu.okurken bazen durup durup bu gerçekten yasamis bir insan mi diye sordum kendime.kitabin konusu mektuplar olunca sanki birinin mahremine girmis gibi hissettim kendimi, ki bu insan ölümünden sonra yakilmasini istemis bu mektupları.biz kalkıp okuyoruz irdelemesini yapiyoruz , bunların yaşanacağını bilse kafka utanctan yataklara duserdi bence.yani istenmeyen bir seyi yaptığım icin bir rahatsızlık duymadim desem yalan olur kitabı okurken.
#donusum den #dava dan tanidigim kafka özünde kitaplarindaki diger karakterlerden pek de farkli olmadığını gosteriyor.ayni içe kapaniklik, detaylara fazla takilmasi.. gerçekte boyle bir insanla arkadaslik yapabilir miydim diye sorduğumda kendime ne yazikki cevap olumsuz.zaten kafka da biliyor aslinda insanlarla arasinda bir türlü kuramadığı köprüden.o yuzden kaciyor belki de bir süre sonra.sonradan ogrendigime gore milena kafka hastayken eşinden bir türlü ayrilmazken kafkanin ölümünden sonra ayrılıyor eşinden.tuhaf..vardir elbet bir hikayesi onun da..madem daldik özele keske milena nin mektupları da olsaydi , okuyabilseydik..zira zaman zaman kitapta anlayamadigim yerler olmadi degil.
Yazar: https://1000kitap.com/Kilicmemet
Hikaye Adı : Putlaşmış Kadın
Link: #32180697
Ressam : Van Wieck
Tablo 9: Wieck 2011 Q Train
hizliresim.com/Q2pOAy
(Cem 4 yıllık İktisat Fakültesini bitirip yeni mezun olmuştur. Mezun oluşundan 2 ay sonra iş bulup çalışmaya başlamış, fakat çalıştığı yer evine
'' Ne yani , derdiniz itibar mı? '' diye bağırdı Behaim. '' Bu işten , hem de bu kadar kolay yoldan kazanacağınız para değil mi derdiniz? ''
'' Paranın derdine başkası düşsün , '' diye kestirip attı Mancino.
Odaya önce gözyaşları giriyor. Gözyaşları sağı solu kolaçan ediyor, masanın üzerinde duran kalem ve kağıtları inceliyor, sonra yanaklarından süzülerek iskemlenin üzerine şıp diye damlıyor. Önce göz yaşıyla konuşuyorum. Neden geldin sen buraya? İlk gelen ben değilim herhalde diyor. Yok senden önce de çokları geldi ama sahibinin önü sıra yürüyen pek
Nereden başlayacağımı bilememenin çaresizliğiyle başlıyorum.
“Söylenecek sözün çokluğu bazen insanı dilsiz bırakır. Tıkanır kalırsınız.” sözünün hakikatine inanarak ama yine de yazmaya çalışarak başlıyorum.
“Hiçbir şey hayat kadar şaşırtıcı olamaz. Yazı hariç. Yazı hariç. Evet tabii, tek teselli yazı hariç.” cümleleriyle biten Kara Kitap’ı
Muzaffer Akar 'a ithafen.
1. BÖLÜM:
"Siz şanslı çocuklarsınız. Tertemiz caddelerden yürüyerek kaloriferli sınıflara okumaya geliyorsunuz. Hiçbir şeyin kıymetini bilmiyorsunuz."
İlkokul öğretmenim her gün tekrarlardı bu cümleyi. Ne konuda şanslı olduğumuzu bilmezdik. Kendimizi hep şanslı görürdük. Aile ortamında,