Kitabın üç öyküden oluşan yapısında ; her öyküdeki ortak nokta Zweig’in kadın kalbine ve ruhuna bu kadar derin inebilmiş olması bence .
Kitaba adını veren Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu ; “ Beni Hiç Tanımamış Olan Sana “ hitabıyla bir gün önce ölen çocuğunun babası olmasına rağmen kendisini hiç tanımamış olan R.’ye yazılmış , ergen yaşta başlayan platonik bir aşkın , takıntılı ve tutkulu sürecinin kadının yüreğine , en içten duygularına inilerek anlatıldığı bir öykü. Hiç tanınmadan , farkında olunmadan , bilinmeden bu kadar derin ve tutkulu bir aşk olur mu diyenler öyküyü okusunlar.
Bu ilk öykünün gölgesinde kaldığını düşündüğüm diğer iki öyküden biri olan Erika Ewald’ın Aşkı , iki müzisyen arasında gelişen aşkın öyküsü. Erkeğin şehvet duygularının kadının aşkını öldürdüğü , yaşanan ilişkinin Erika Ewald’ın dünyasında yarattığı duygu yoğunluğunun yazarın -tarifsiz keyifli - anlatım yeteneğiyle bize ulaştığı bir öykü.