Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
188 syf.
·
Puan vermedi
Üç kadın. Üç kıta. Üç hayat. Saçlar tutamlara ayrılır örülmek için. Tutamlar birbirini sarmalar bütünleşmek için... işte hayat bu. Hepimiz görevi bir başkasının varlığı için. Herkesin ortak sloganı: Özgürlük! Hayata kafa tutan kadınların hayatından geçen dizeler. Mızmızlanmaya hakkı olmayan ne çok insan var. Çoğu kadın! Kadın olmak, farklı
Saç Örgüsü
Saç ÖrgüsüLaetitia Colombani · Yan Pasaj Yayınevi · 20206,7bin okunma
249 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
"ÖZGÜRLEŞMEK İÇİN;"
İyi bir romanın iyi bir kitabın özler ölçütü okura o kitabı yeniden okuma isteği yaratmasıdır. der "Fethi Naci"... Eseri okumaya başladığım ilk sayfada,ilk paragrafta bu his beni sarıp sarmaladı.Hal bu ki eserle ilgili hiç bir fikrim yoktu.Yazarı "Görünmez Kentler" kitabı ile tanımıştım.Aynı hissi o kitap ile de
Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu
Bir Kış Gecesi Eğer Bir YolcuItalo Calvino · Yapı Kredi Yayınları · 20222,809 okunma
Reklam
·
Puan vermedi
Ana baba bacı kardaş dar günümde el olur Namus belasına kardaş döktüğümüz kan bizim. Acaba Gabriel Garcia Marquez 1981 yılında Kırmızı Pazartesi'yi yazarken, Cem Karaca'nın 1968 yılında Namus Belası adı altında çıkardığı şarkıyı mı dinliyordu? Türkçe'de "üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi" diye bir deyim vardır bu kitabın sonuyla ve
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202178,2bin okunma
752 syf.
8/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Hikaye bahane alt mesajlar şahane.
Benim için oldukça uzun bir okuma oldu çünkü yarıda bırakıp araya bir kaç başka kitap sığdırdığım sindirerek, yavaş yavaş, araştırarak okuduğum bir roman oldu. Neden hikaye bahane başlığı attım öncelikle ondan başlıyayım çünkü yazar tamamı ile 60 darbesi ve 28 Nisan olaylarını hiçbir zaman unutmamamız için satır aralarına taşlar sıkıştırmış ve
Bir Gün Tek Başına
Bir Gün Tek BaşınaVedat Türkali · Ayrıntı Yayınları · 20195,2bin okunma
Dini Konularda Kendini Kandırmanın 40 Yolu
Dini Konularda Kendini Kandırmanın 40 Yolu Dini yükümlülüklerini yerine getirmemek için hem kendini, hem de çevresini kandırmada her türlü kurnazlığa aklı eren ama Allah'ın apaçık emir ve delilleri karşısında kör, sağır ve dilsiz kesilen insan. Allah'ın tüm uyarılarına rağmen şeytanın adımlarını izleyen, kendisini Allah'a
“En üzücü olan ise toplumların, farkında olmadan kadınları insan olarak değil de işçi gibi görmesi ve göstermesi. Yemek yapıp çocuk bakarlar, iş yerinde erkeklerden daha çok çalışmak zorundadırlar. Bir de eğer işlerinde başarılı olurlarsa başka türlü yaftalanırlar. Evlenip yuva kurmalıdır ki başına bir şey gelmesin, bir kadın kendi hayatını yaşarken başına neden bir şey gelsin ki! Ama aileler, onları bu ihtimali kafalarına kakarak büyütür. Aksine erkekleri büyütmeleri gerekiyor, kız çocuklarına verilen nasihatlerin sadece yarısı erkek çocuklarına verilse bu kadar başına buyruk ve ‘erkeksin, istediğini yaparsın’, ‘erkeksin, bir şey olmaz’ ana fikriyle büyütülmese, kadınlar hayatlarını görünmez bir korkuyla, bir kafesin içinde yaşamak zorunda kalmazdı. İki çocuğun var, birini diğerinden korumak için ona sürekli geride durmasını, sessiz kalmasını tembihliyorsun; diğeri de durum öyle olmalı sanıyor. Aileden gelen terbiye bir ağacın köküne benzer, kök nasılsa ağaç da öyle yetişir. Toplumlar da böyledir; nasıl öğrendilerse öyle öğretmeye, bir şeyi doğrusuna yanlışına bakmadan o şekilde aktarmaya devam ederler, sonuç ortada ama hiç kimse dönüp neyi yanlış yaptığını sorgulamıyor.”
Sayfa 203 - Ephesus YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sahibine Ulaşamayan Vedanın Mecbur Kalmış Çığlıkları
Maral, adını denizlerin ortasında bir başına, güzelliğini kimsenin farkedemediği bir deniz kızından almış gibi duran ve her bir konuşmamızda biricikliğinden sadece beni faydalandıran en sevdiğim, en değerlimin adıdır. Kelimelerimi zulalayıp ona doğru saçtığım, yüzünün güldüğü ya da gülmesi gerektiği her yerde var olmaya çalıştığım kişidir Maral.
Rabbimiz, bizlerin sadece davranışlarımızı değil, bu davranışları hangi maksat ve niyetle yaptığımızı da kontrol eder. Atlı bir adam, su içmek ve dinlenmek için bir pınarın başında durdu. Ancak, çevreye bakın­dığında atını bağlayabilecek bir şey bulamadı. Kendi kendine dedi ki: "Ben şu ilerideki ormandan bir dal ke­sip geleyim. O dalı bu pınarın başına çakayım. Benden sonra buraya gelen insanlar benim yaşadığım sıkıntıyı yaşamasın. Onlara bir hizmetim olsun." Böyle yaptığı için, ondan sonra o pınarın başına gelip atını bağlayan her insan nedeniyle sevap kazandı. Zaman geçti. Pınarın çevresinde büyük otlar bitti. öyle ki atların bağlandığı kazık görünmez hale geldi. Bir gün pınarın başına gelen bir başka atlı, pınara doğru yürürken, ayağı kazığa takılıp düştü. Ayağa kalktığın­ da kendi kendine dedi ki : "Ben bu dalı buradan söküp çıkarayım. Ola ki bir başka insan geldiğide, benim gibi takılıp düşmesin. Böylece bir hizmetim olsun." Kazığı otların içinden söküp çıkardı. O da bunu yap­tığı için sevap kazandı. Yapılan işlem birbirinin tam zıttı olmasına rağmen, kazığı çakan da, söken de, Cenabı Allah'ın mükafatına mazhar oldu. Çünkü ikisinin de niyeti halisti.
Murathan Mungan
GEMİCİ ISLIĞI Ay boşalmış gökyüzünde Dağılıp gitmiş tekneler Kimsesiz denizlerde çalkalanan Yıldızları söndürülmüş geceler Hatırlanacak ne bıraktıysak geride Islıkla çalıyoruz
Sayfa 134 - TÜRKİYE İŞ BANKASI- Kültür YayınlarıKitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.