Kanalı değiştirdi. Bir süre ekrana baktı. "Gidecek misin bugün Taksim'e?" diye sordu Alper annesine. "Ali, 'Gidelim,' diyor ama sokmazlar kimseyi; halim yok gaz yiyecek," dedi çay bardağını dudaklarından ayıran Zeynep Hanım. "Bence gitmeyin," dedi Alper, "kırk-elli sene sonranın belgesellerinde görünen bir zavallı olmak istemiyorsanız tabii... Hayal ettiğiniz gibi, geçen yılki gibi filan da olmayacak hiçbir şey. " "Aslında gitmek lazım," dedi Zeynep Hanım. "Herkesin özgür iradesi ve bireysel tercihi ile kendiliğinden oluşan..." kısa bir an sustu Alper, "...ve sıkılanın rahatça ayrılabileceği örgütlenmeler dışında her türlü örgütlenme hayal kırıklığıdır." Hiçbir yönden benzemeyen ve asla anlaşamayan iki kardeşten büyüğü bu sefer küçüğüyle aynı fikirdeydi: "Gitmeyin," dedi, "her şeyi ayarlamışlardır önceden. Ha sen baktın mı dediğime?" "Neye?" dedi Zeynep Hanım.