Sene 1996, resim dersi, ilkokul 3.siniftayim :))
Kendimi bile ürpertecek kadar korkunç bir resim çıktı ortaya. İşte bu, yüreğimin derinliklerinde saklamaya çalıştığım özümdü.
bu uygulamada mayıs 2023 öncesi istikrar sürsün, türkiye büyüsün, reYisle yola devam, yarın değil, hemen şimdi; başlasın türkiye yüzyılı, ensar-muhacir bik bik diyen güruh/yığın/öbek ülkede sadece son bir sene içerisinde ekonomik, kültürel, demografik, kişisel hak ve hürriyet, kamu çalışanlarının yaşadığı mağduriyet, israf, kişisel silahlanma, bireysel adaleti sağlama (?!), kadın cinayetleri, tecavüz, taciz, tarikatların yaptığı oevlatlıkları, iltimas, rüşvet, yargıda yolsuzluk, usulsüzlük, vurgunculuk, kara para aklama.. ebesinin awına ulaştı.. tekrar sahne alıp bunları yapan, bunları yapanlara göz yumanlara karşı da konuşur musunuz? ülkenin anası s2liyor da ondan yani..
Reklam
say say bitmez...
Hem bu haksızlığa isyan ediyorum." "Oohooo" dedi. "Buna gelene kadar ne haksızlıklar oluyor bu ülkede. Adam öldürenler serbest bırakılıyor, tecavüz edenler bir iki sene yatıp çıkıyor. Haksızlık mı ararsın!
218 syf.
6/10 puan verdi
·
5 saatte okudu
Maalesef Erasmus yapmakta olduğumdan 9 aydır elime tek bir kitap bile geçirememin hüznünü yaşıyordum. Fakat döndüğüm ve açılışı Dostoyevski gibi Rus Edebiyatı’nın ustalarından biriyle yaptığım için sevinçliyim. O yüzden incelememe bunları da eklemek istedim. Belki incelemelerim körelmiş olabilir 9 ay kitapsız kalmış olduğumdan, yanlış bir şey söylersem bağışlayın. Zira incelemeleri kendi gelişimim için yaptığımı da belirtmek isterim. Bu kitabı bir yıl önce alıp ilk başlarında bırakmıştım. Okudukça neden bıraktığımı anlayamadım. Sanırım geçen sene, klasik bir Rus edebiyatı girişini sıkıcı bulmuşum. Kitabın ilk başını diğer Dostoyevski eserlerine benzetip zaten kısa bir kitap diye bırakmışım sanırım fakat bu sefer, diğerlerinden farklı olduğunu söyleyebilirim. Diğerlerinden çok daha “hayalperest”ti bu kitap. Aslında az çok sonun nasıl biteceği belliydi karakterlerin tavrından fakat yine de sonu içime dokundu resmen. Hele de ana kahramanımızın gözünde her şeyin birden değer kaybedip dünyanın griye boyanması detayı çok hoşuma gitti, keşke yazar o kısmı açıklamasaydı demiştim. Sonuç olarak, Dostoyevski’nin kalemine ne denebilir ki? Özlemişim açıkçası, zaten kısa bir hikaye olduğundan da çok yorum bırakamıyorum, o yüzden şöyle bitirelim incelememizi: “Ah, Nastenka şu anda duyduğum yalnızlığı bir bilsen!”
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202075,3bin okunma
Bu da tatlı bir alışkanlık diye geçirdiği içinden. Karın, her sene bu gece şöyle bir atıştırmak için de olsa muhakkak yağmaya çalışması. O da kendini evinde hissetmek istiyor olmalı. Yahut bizler öyle hissedelim diye çırpınıyor. Az sonra silinecek de olsa iştahla yağmaya yerin yüzüne şöyle bir dokunmaya uğraşıyor. İyi ki de öyle yapıyor. Yoksa insan hangi zamanda ve nerede olduğunu nasıl hatırlar? Evini nasıl hatırlar? Kendini nasıl?
Sayfa 179 - Hep Kitap
88 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Bir gün bir tesadüf eseri, belki de 100. kez Tuncay kurtiz'in sesinden "oysa herkes öldürür sevdiğini" ile başlayan şiiri dinledim ve merak ettim bu şiir gerçekte kime ait diye... işte o zaman öğrendim ki bu şiir Oscar wilde'ın reading hapishanesi baladı isimli kitabından bir şiirmiş. kitabı hemen satın aldım tabii ve bugün
Reading Hapishanesi Baladı
Reading Hapishanesi BaladıOscar Wilde · Artshop Yayıncılık · 20163,955 okunma
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.