Atsız'la aramızdaki buzlar ikinci ders yılının başında birden çözülüverdi. Biraz dik başlı, lüzumsuz yere mağrur ve haddinden fazla çekingen öğrencisi ile Atsız arasındaki yakınlaşma asıl o günden itibaren başlayarak gelişti. Şöyle oldu: 1951 - 52 ders yılı henüz başlamıştı. Eskiden olduğu gibi, muntazaman Orkun idarehanesine gidiyor, ara
Etkileyici Bir Hidayet Öyküsü
Dindar olmayan bir baba ile Ortodoks olan bir annenin çocuğu olarak Ukrayna'da dünyaya gelmişim. Komünizmin bütün dinî yasaklamalarına rağmen bir köy kilisesinde gizlice vaftiz edildim. Evimde, "tek tanrı” inancıyla büyütüldüm. Dinî bayramları seviyordum ve İsa'nın dünyaya dönüşünün sevinci olan Paskalya öncesi kırk günlük orucu
Sayfa 117 - Arina
Uriel Da Costa
Uriel Da Costa 1585 yılında Porto'da Aristokratik bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi.
Babası Bento Da Costa, Uriel'in ifadeleriyle ''has bir hıristiyan' idi; öte yandan annesi bir yaduhi sempatizanı olarak tanınıyordu.
Uriel, temel hıristiyan eğitimini aldıktan sonra coimbra üniversitesi'nde hıristiyan hukuku
Sayfa 110 - İletişimKitabı okudu
Fırçadaki son şiir
Hanife Mert Hanım'ın 412 sayfadan oluşan #FırçadakiSonŞiir eserini #okudum.
Kitabı elime aldığımda Orhan Veli Kanık'ın hayatını konu alan bir yapıt olarak okumaya başladım, sayfalar ilerledikçe kendimi edebiyat dünyasının içinde gördüm.
Bunu bir benzetme ile ifade etmek isterim.
Bir arkadaşınız sizi yemeğe davet eder. Siz
Biraz daha kitap okumak. YouTube sağ olsun bu yıl neredeyse çok az kitap okudum ama şunu şöyleyeyim, insanın okumaya başladıkça okuyası geliyor. Şimdi elimizde her imkan var, oturup bir günde 20 bölüm ne olduğu belirsiz bir dizi izleyeceğinize, 20 dakika ayırın kendinize ve ilginizi çeken bir şey okuyun. Basitten başlayın, "Aman ben yapamıyorum" yok bu işte. Benim gibi denyo ve dikkat odaklama problemi yaşayan bir insan bile yapabiliyorsa siz kaç kere yaparsınız kim bilir! Bir de şöyle bir durumu var ki gerçekten kafanız daha iyi çalışıyor bir şeyler okuduktan sonra. Ha " Ben denyo yaşarım poroblem yok" diyorsanız, ona da saygı duyarım.
Atsız ile nasıl tanıştım?
Pek çok kimse gibi ben de, Nihal Atsız adını ilk defa 1944 yılının Mayıs ayında duydum. Ancak o yılın o ayında ben hem mesleki hayatım, hem özel hayatım bakımından çok meşgul bir insandım. Gazetelerin ancak manşetlerine göz atabiliyordum. Bu manşetlerde o sırada sık sık Sabahattin Ali ile Nihal Atsız adları geçiyordu. Bu iki insan arasındaki
