Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çok zaman önceydi... O kadar zaman önceydi ki zaman diye bir şey yoktu... İnsanlar güneş doğup batıncaya kadar yaşıyorlardı hayatı... Bir daha hiç olmayacakmış gibi dolu ve anlamlı... Derken "Zaman" diye üç parçalı bir buluş yaptı insan... Bir parçasına "Dün" dedi, diğer parçasına "Bugün", öteki parçasına da "Yarın"... Sonra fesat karıştı zamana ve insan bugünü unuttu... Dünü düşünüp pişman oldu, yarını düşünüp telaşlandı; ama işin ilginç tarafı tüm telaş ve pişmanlıkları güneş doğup batıncaya kadar yaşadı... Farkında olmadan rezil etti bu gününü. Oysa yarın, bugüne dün diyor, dün de bu gün için yarın diyordu... Bir türlü beceremedi. Bir eliyle yarına, diğer eliyle düne yapıştı... Bu günü eline yüzüne bulaştırdı... Mutsuz oldu insan... Ve ne gariptir ki yarının telaşını da, dünün pişmanlığını da hep bugün yaşadı; Ama bugünü hiç yaşayamadı... Ne yarın ne de dün…
Dün dündü derken Bugün bile bitti. Hani demişti ya Mevlana, "Şimdi yeni şeyler söylemek lazım" İşte söylüyorum Güzel olacak her şey. Biliyorum.. İyi uykular herkese :)
Reklam
1848 Komünist Manifesto'dan
Marx, 1848'de Friedrich Engels'le birlikte Komünist Manifesto'yu yayımladı. İlk cümle söyleydi: 'Avrupa'da bir hayalet dolaşıyor -Komünizm hayaleti." "Korkmaya başladım artık." "Burjuvalar da korkmuştu. Çünkü artık proleterler başkaldırıyordu. Manifesto'nun sonunu da dinlemek ister misin?" "Tabii." "Komünistler, görüşlerini ve amaçlarını gizlemeyi küçüklük sayarlar. Onlar, hedeflerine ancak, şimdiye kadar geçerli olmuş toplum düzenini zorla devirerek ulaşmanın mümkün olduğunu beyan ederler. Egemen sınıflar komünist bir devrim korkusuyla titrerlerse titresinler. Proleterlerin zincirlerinden başka kaybedecekleri bir şeyleri yoktur. Kazanacakları bir dünya vardır. Bütün ülkelerin işçileri birleşiniz!" "Eğer koşullar anlattığın kadar kötüyse, ben de olsam altı- na imzamı atardım bunun. Ama bugün durum farklı, öyle değil mi?" "Norveç'te farklı mesela, ama her yerde değil. Hâlâ insanlık dışı koşullarda yaşayan pek çok insan var. Bir yandan da kapitalistlerin giderek zenginleşmesini sağlayan mallar üretiyor bu insanlar. Marx sömürü derken işte bunu kastediyordu."
Sayfa 449 - Pan
"Filistin derken,tam olarak nereyi kastediyoruz ? Bu soru çok önemli . Zira bugün Filistin pratikte dört parçaya ayrılmış durumda : 1) Doğu Kudüs,2) Batı Şeria,3)Gazze,4) İsrail sınırları içindeki Filistinli nüfus. Dışarıdan bakanların belki ilk anda göremediği ve hesaba katmadığı bu ayrışma , Filistin'in hem bugününü hem de yarınını tehdit ediyor.
Namaz vakitlerine dair bir hadis
Ebu Necih Amr İbni Abese es Sülemi (Allah Ondan razı olsun) şöyle demiştir: Ben cahiliye döneminde iken insanların sapıklıkta olduklarını ve Allah’ın katında faydalı bir amel üzerinde olmadıklarını zannediyordum. Onlar putlara tapıyorlardı. Bu arada Mekkeli bir şahsın önemli haberler verdiğini duydum. Hayvanıma binerek onun yanına geldim bir de
Bir ramazan ayında sefer düzenlenmişti. Ordunun bir kısmı oruç tutuyor, bir kısmı da tutmuyordu . Güneşin iyice kendini gösterdiği öğle vaktinde konaklama ihtiyacı hissettik. Güneş o derece kızgındı ki, kimi elbisesini kendisine siper yapıyor, kimi de eliyle korunmaya çalışıyordu. Derken oruç tutanlar halsizlik ve aşırı sıcaktan yığılıp kaldılar. Oruç tutmayanlar ise çadırları kurdu, hayvanları suladı. Bunu gören peygamber; "Bugün esas sevabı oruç tutmayanlar kazandı" demişti. Ben hala bir yolculuğa çıkacak olsam, peygamberin yaptığı gibi hareket ediyor ve oruç tutmuyorum. Enes bin Malik
Reklam
98 syf.
·
Puan vermedi
·
24 saatte okudu
PAROLA DÜĞÜN || HALİS ULU Herkese merhabalar. Bugün sizlere Halis bey kaleminden dökülen#paroladüğün kitabı ile geldim. Kitapta; çok eski tarihlerde bir tarafta kardeşi Fatma ile yaşayan okulda görevli Kenan ve köye yeni atanan öğretmen Ayzuhra’nın yıldırım aşkı bir tarafta da ülkede yaşanan savaş, terör olayları ve Mustafa Kemal Atatürk’ten kısımlar okuyoruz. Özellikle bu kısımları okumak benim için daha zevkliydi diyebilirim. İmkansız bir aşkı okuyacağım derken konu bambaşka yerlere giderek etkileyici bir hale geldi. Ben özellikle Fatma’yı çok çok sevdim onun yaşama karşı bağlılığı neşesi beni çok mutlu etti. Gizemli şifreler, halkın da elinden geleni yaptığı teşkilatın her yerde olduğu olaylar. Kısa ama etkili bir okuma oldu. Paşa ile ilgili kısımları daha çok görmek istedi gönlüm. Gençlerin aşkları da çok hızlı ilerlerdi gibi geldi. Hem uzun okumalarınıza ara vermek hem de keyifli bir okuma yapmak isterseniz tavsiyemdir.
Parola: Düğün
Parola: DüğünHalis Ulu · Kitap Müptelası · 20235 okunma
Umarım tek ben yapmıyorumdur :)
Önceden kitaplara not alan insanlara kızardım, farklı bir deftere not almayı daha mantıklı bulurdum. Ama öyle değilmiş, sanki yazarla konuşurmuş gibi düşüncelerimi yazıyorum (yazıyorum derken buna bugün daha yeni başladım çaktırmayın). Bu sohbet ruhuma iyi geliyor, düşüncelerimi kitapla paylaşmak hoşuma gidiyor. Yıllar sonra okuyunca yine aynı şeyler mi canlanır düşlerimde, kendi düşüncelerime hiç katılmaz, ne saçmalamışım diyebilir miyim? Büyük ihtimal derim.🙃
Sorun çıkmasın diye susuluyor ama can çıkıyor sonra!
Deprem zamanında aile apartmanının çatılı park ve oturma yerinde 9-10 aile birlikte kalmıştık. O durumda ve o kadar zamana rağmen bizleri ev sahibi, kendilerini hâlâ misafir sanan bazı dayımgiller vardı. Bu farkı rahatsızlık olarak algılamayın. Fazla rahatlıktan geliyordu. 6-7 ay geçince bazıları evlerine geçti, evi yıkılanlar da çatı altında
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.