Toplumsal düzen içerisinde böylelikle özgünlüğünü yitirmiş, kendi olmaktan uzaklaşmış, verileni kabule hazır, davranışları, talepleri öngörülebilir, hatta oluşturulabilir hale gelmiş bu ufalanmış insana yönelik eleştiri ve dokundurmaları, onun yapıtlarında bazen açık açık bazen de başka konulardaki görüşleriyle içiçe bulmak mümkündür. Örneğin bir yerde şöyle der bu konuda:
"Bozgun sonrasında güç toplamak kadar öğretici bir şey daha olamaz. Ama çoğu insan korkularına yenilir. Başarısızlıktan o denli korkarlar ki başarısız olurlar. Fazlası ile koşullandırılmışlardır, birinin onlara ne yapması gerektiğini söylemesine alışıktırlar. Aile ile başlar, okul ve iş hayatında sürer."
Sayfa 202Kitabı okudu
en bağlayıcı emek
kutsanmış bir bayrak altında
iki yakanı bir araya getirmeye
çalışmaktır.
başkalarıyla
niyet benzerliği
aptalı
kaşiften ayırır.bunu herhangi bir
bilardo salonunda,
hipodromda,
barda, üniversitede
ya da kodeste öğrenebilirsin.insanklar yağmurdan kaçar
ama su dolu küvetlerde
otururlar.milyonlarca insanın
hidrojen bombasından korkması
epey kasvetli
ancak
zaten yaşamıyorlar ki.yine de para kazanmaya
kadın kapmaya
mantıklı davranmaya çalışmayı
bırakmıyorlar.ve sonunda Büyük Barmen
olanca beyazlığı ve saflığı
gücü kuvveti ve gizemiyle öne eğilip
yeterince içtin, der,
tam da keyif almaya başladığında.
Sayfa 119
Lanet Bukowski der ki; yaşadığını unutacak kadar başka yaşamlarda kaybolma."
Sayfa 21 - Dokuz yayıneviKitabı okudu
"Bukowski de der ki; Aslında insanların gerçek yüzleri her zaman ortadadır. Sadece bakmakta ve anlamakta geç kalırsın, bu kadar."
Sayfa 250Kitabı okudu
Charles Bukowski'ye göre çirkin olmak şanstır. Der ki ;
'Güzellik' bir şey değil, uçar. Çirkin olduğun için şanslısın. Çirkin olduğun için talihlisin. Biri sana ilgi gösterirse, başka bir nedeni olduğunu anlıyorsun.
Kim istemez gerçekten?
Dostoyevs ki'ye de bu yüzden bu kadar çabuk ısındım, çünkü hatırlarsan Karamazov Kardeşler'in bir yerinde, 'Kim babasını öldürmek istemez ki?' der. Kim istemez gerçekten?
Sayfa 278Kitabı okudu
Bukowski der ki; yaşadığını unutacak kadar başka yaşamlarda kaybolma..
Sayfa 21Kitabı okudu
Lanet Bukowski der ki; yaşadığını unutacak kadar başka yaşamlarda kaybolma.
Sayfa 21Kitabı okudu
Ve yine Bukowski der ki: "Kızlar uzaktan iyi görünüyor, güneş, elbiselerinde ve saçlarında parlıyordu. Ama yakınlaşıp ağızlarından akan beyinlerini dinleyince silahlanıp yeraltına gizlenmek istiyordum."
Sayfa 176Kitabı okudu
Büyük İskender ve Kürtlerin en büyük ihaneti kimleredir ?
Büyük İskender çok büyük ve güçlü bir ordu ile dünya seferine çıkmıştır.
Bütün savaşları kazanarak doğuya doğru ilerlemektedir.
Pers Imparatorluğunu da yedikten sonra Mezopotamya'ya doğru ilerlemiş.
Zap dağını da geçmeye çalışırken büyük bir direnişle karşılaşmış.
Büyük zahiyatlar vermiştir.
Askerlerinin bölgeye hakim olamaması, iklime alışamaması sonucu binlerce asker kaybetmiş ve ordusu iyice zayıflaşmıştır.
Bunun üzerine Mekadonya da ki hocasına mektup göndermiştir. Mektubunda;
‘’Burda bir halk var. Devletleri yok, düzenli bir ordusu da yok. Dağları arkalarına almış savaşıyorlar. Kış geliyor, ordularım çaresiz kaldı.Ne yapmalıyım.’’
Der
Hocasının ona verdiği cevapta Tam olarak şöyle:
‘’ Bahsettiğin halk Kürtler olmalı, onlarla savaşma, onları yenemezsin,Onlardan bazılarını parayla satın al, Sonra birbirine kırdır,Onlar birbirleriyle savaşırken sen yoluna devam et ’’ demiş.
İskender hocasının dediklerini yapmış ve gerçekten de öyle olmuş. Hala günümüzde bile toprağın altından gömülü şekilde İskender paraları bulunuyor,
Bu hikayenin bir çok örneğini günümüzde de görüyoruz,
Kürtlerin en büyük ihaneti bugün olduğu gibi kendilerinedir. !
Bukowski der ki: İnsanlar kandırılmak istiyor. Gerçeklikten, yaşamaktan korkuyorlar çünkü. Bu yüzden hep televizyon, izleyip fal baktırıyorlar. Onlara yalan söylerseniz sizi severler, en çok sizi severler. Gerçekleri hatırlatırsanız sizden uzaklaşırlar, bazen nefret bile ederler.
Bukowski der ki: İnsanlar kandırılmak istiyor. Gerçeklikten, yaşamaktan korkuyorlar çünkü. Bu yüzden hep televizyon, izleyip fal baktırıyorlar. Onlara yalan söylerseniz sizi severler, en çok sizi severler. Gerçekleri hatırlatırsanız sizden uzaklaşırlar, bazen nefret bile ederler.
Kafam kıyak
en bağlayıcı emek kutsanmış bir bayrak altında iki yakanı bir araya getirmeye çalışmaktır. başkalarıyla niyet benzerliği aptalı kaşiften ayırır
bunu herhangi bir bilardo salonunda, hipodromda, barda, üniversitede ya da kodeste öğrenebilirsin.
insanlar yağmurdan kaçar ama su dolu küvetlerde otururlar.
milyonlarca insanın hidrojen bombasından korkması epey kasvetli ancak Zaten yaşamıyorlar ki.
yine de para kazanmaya kadın kapmaya mantiklı davranmaya çalışmayı bırakmıyorlar.
.ve sonunda Büyük Barmen olanca beyazlığı ve saflığı gücü kuvveti ve gizemiyle öne eğilip yeterince içtin, der, tam da keyif almaya başladığında.
Sayfa 119Kitabı okudu
" Lanet Bukowski der ki; yaşadığını unutacak kadar başka yaşamlarda kaybolma."
Sayfa 21Kitabı okudu
Bukowski der ki;
“Hepimiz öleceğiz, hepimiz.Sadece bu bile birbirimizi sevmemizi sağlamalı, ama sağlamıyor. Hayatın önemsiz meseleleri bizi eziyor, korkutuyor; bir hiç bizi yiyip bitiriyor.”
