Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Burak Çap

Burak Çap
@burakcap
603 sayfalık, nitelikli ve epeyce sıra dışı, bilim, felsefe, sanat dolu okur romanım Figore’u herkese tavsiye ederim. Jordan, Endülüs ve Elma Ağacı’nı da.
Mühendis/Yazar
169 okur puanı
Aralık 2020 tarihinde katıldı
232 syf.
·
Puan vermedi
Annie Ernaux'un Seneleri ve Zamanı Nasıl Okuruz
Kitapta hayatın ve zamanın gelişmelerine yönelik sürekli bir olumsuz bakış, geçmişe yönelik ise abartılı bir “geçtiğine hayıflanma” hali var. Üslup zenginliğiniz varsa bu şekilde ortaya fena olmayan bir edebi eser çıkarabilirsiniz ama uzun vadede edebiyata, düşünceye katacağınız çok da fazla şey olmaz. Bu yaklaşım hayatın gerçekliğini anlamak söz
Seneler
SenelerAnnie Ernaux · Can Yayınları · 20211,571 okunma
Reklam
224 syf.
·
Puan vermedi
Tim Parks ve Ben Buradan Okuyorum... Bahsettikleri
Kitabı değerli buldum. Yazarın ele aldıkları genel olarak üzerinde sıkça tartışılan ve yenilik içermeyen meseleler gibi görünse de kitapta sahiden de bu meseleler üzerine farklı bakış açılarıyla önemli tespitler bulunuyor. Kitabın temel meselesinin uluslararası edebiyatın, uluslararası ödüller ve uluslararası şöhreti de kapsayan biçimiyle
Ben Buradan Okuyorum
Ben Buradan OkuyorumTim Parks · Metis Yayıncılık · 2016200 okunma
392 syf.
·
Puan vermedi
Britanya İmparatorluğu
Öncelikle, çok iyi bir kitap, yazarının özenli, sıkı bir çalışma okuduğumu söyleyerek başlamak istiyorum. Çalışmanın zaten, İngiliz televizyonu için dizisi de hazırlanmış. Kaynakça kısmında ve toparlanmasında bundan da ileri gelen geniş bir ortaklık bulunuyor. Kitaba dair genel fikrimi belirttikten, yazarın özenli çalışmasının hakkını verdikten
İmparatorluk Britanya'nın Modern Dünyayı Biçimlendirişi
İmparatorluk Britanya'nın Modern Dünyayı BiçimlendirişiNiall Ferguson · Yapı Kredi Yayınları · 201376 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
160 syf.
·
Puan vermedi
Serinin Doppler isimli ilk kitabını çok daha popüler olmuş olmasına rağmen okumadım. Açıkçası Volvo Kamyonlar’ı okuma isteğim de bu kez hikayenin İsveç’te geçmesi ve bir goodreads kullanıcı incelemesinde kitapta İsveç-Norveç rekabetine dair (ilgimi çeken bir konu) kısımlar olduğunun belirtilmesinden kaynaklandı. İçeriğe gelecek olursak, kitapta üç karakter var diyebiliriz. Bunlar absürt-gerçeküstü sınırlarında dolaşan bir şeyler yaşıyorlar. Yazar anlatıcının okurla konuştuğu postmodern yöntemi sık kullanmış. Genelde sevimli kullanılan bu yöntem bazı örneklerde de doğrusu bana itici geldi. Okuma boyunca sıklıkla Doppler’in bu kadar meşhur olduğu bir dünyada Figore’u neden kimse bilmez ve muhtemelen de hiç bilmeyecek diye düşünmekten kendimi alamadım (sıkıcı sayılabilecek, yaratıcı dokunuşların mütevazi olduğu bir akış). Ancak yine de kitabım kimi bölümlerinde ve özellikle sonunda yazarın yapmaya çalıştığı şeyi daha iyi anlayıp kendince hakkımı verdim. Okunmalı mı? Bence serinin ilk kitabı Doppler’i ve ikinci kitabı Bildiğimiz Dünyanın Sonu’nu okumuş olanlar (bu arada Volvo gerçekte serinin ikinci kitabı) ve İskandinav edebiyatı severler çok da tereddüt gerekmeden okuyabilir.
Volvo Kamyonlar
Volvo KamyonlarErlend Loe · Yapı Kredi Yayınları · 2021752 okunma
99 syf.
·
Puan vermedi
Öncelikle genelde yayınevleri okur 100 sayfanın altındaki kitaplara para vermekte isteksiz davranır varsayımıyla 80-85 sayfalık kitapları bile 100'e doğru şişirmeyi seçerken kitabın 99 sayfada tutulmasının hoşuma gittiğini söylemeliyim. Kitap, okuyucunun ilgisini kaybetmemesini sağlayan derli toplu bir öyküye ve kurguya sahip. Yazar, ilk eserini yazarların sıklıkla içine düştüğü bayağı aforizma, beylik "önemli sanılan laf" ve "tekrar" tuzaklarına düşmeden tuhaflıklarla dolu öyküsünü anlamı olan cümlelerle, anlamlı bir akışla oluşturmayı başarmış. Öykünün, bazı kısımlarının Gogol, Bulgakov tarzı oldukça nitelikli bir mizahla süslendiğini de belirtmek gerek. Yazarın novella diye adlandırılabilecek bu kitabında kullandığı tarz ilerideki çalışmalarında hem daha kısa öyküler hem de daha hacimli bir roman için yine başarıyla kullanılabilecek ve ilgi çekici eserler ortaya çıkarabilecekmiş gibi görünüyor.
Cehennemde Kahvaltı
Cehennemde KahvaltıUğur Karabürk · Sapiens Yayınları · 202067 okunma
Reklam
448 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
33 günde okudu
Faydalı bir eser. Okurken çok fazla not aldım. Yalnız kitapta kitsch kavramından o kadar fazla söz ediliyor ki kitabın ismi kitsch konulsaydı yadırgatmazdı diye düşündürüyor. Doğrudan edebiyatla ilgili tartışmaların ve kıyaslamaların miktarının artırılmasını tercih ederdim. Kitap melodram ve niteliksiz edebiyat üzerine de nitelikli edebiyata
Edebi Zevk Yargısı: Yüksek ve Popüler Edebiyat & "Kitsch"
Edebi Zevk Yargısı: Yüksek ve Popüler Edebiyat & "Kitsch"Oğuz Cebeci · İthaki Yayınları · 202011 okunma
248 syf.
·
Puan vermedi
Derli toplu, hoş bir kitaptı. Güzel yanlarından biri katliam, kavga, dövüş, cinsel şiddet vs.'den medet ummak yerine insan hikayelerini yalnızlık odaklı, daha genel insan hallerinde aramasıydı. Bu iddialı sahnelerle okuyucuyu etkileme çabasına olan mesafe kitabın sonunda biraz azaldı tabii. Ama bunu da yazarın tercihi olarak görüyorum. Kitaptaki ana karakterler bir şekilde birbirine bağlı ve yazar sonda bu bağlantıyı etkileyici bir sahneyle taçlandırmak istemiş olmalı. Kitapla ilgili aklıma takılan bir husus, insanların kendi kendilerine mırıldanarak ve kendileriyle seski konuşarak bir şeyler anlattığı kısımların biraz fazla oluşuydu. Gerçi yazar bir hikayede karakterin son zamanlarda sesli mırıldanma gibi kötü bir huy edindiğini söyleyerek davranışı bir mantığa oturtmuş ama bu mırıldanma ve söylenmeler az da olsa başka kısımlarda da vardı. İnsanların ses çıkararak düşünmeleri dizilerde de çok görüp kişisel olarak gerçekçiliğe ket vurduğunu düşündüğüm bir hareket. Sonuçta ortaya başarılı bulduğum bir kitap çıkmış. Gördüğüm kadarıyla, reklamı yeterince yapılamayan tüm kitaplar gibi okunma sayısı kendisinden daha niteliksiz pek çok kitabın da gerisinde kalmış. Yazara yeni çalışmalarında başarılar dilerim.
Moskova Defteri
Moskova DefteriBahar Aslan · Can Yayınları · 201511 okunma
200 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Roman Çehovvari hoş bir hikaye gibi ama ötesine ne kadar geçer, bence tartışılır. Romandaki gerçekçi unsurlar karakterler ve diyaloglar açısından başarılıysa da açıkçası biraz kuruydu. Kahramanlarımızın karşısına çıkan dev ve minik atlar başta olmak üzere romanın fantastik unsurları ise Latin Amerika büyülü gerçekçiliğindeki genel başarılı kullanımın aksine yer yer metne iş olsun diye iliştirilmiş gibiydi. Tabii romandaki asıl fantastik, büyülü gerçekçi unsurun hikayenin ne zaman geçtiğine dair atmosferi başarıyla kurmaya yardım da eden belirsizlik olduğu da söylenebilir.
Tipi
TipiVladimir Sorokin · Can Yayınları · 2019110 okunma
208 syf.
·
Puan vermedi
·
19 saatte okudu
Sosyal medyanın getirdiği kimi alışkınlıkların insanlığı yüzleştirebileceği olumsuz sonuçlar etrafında gezinen teorik bir kitap okuduktan sonra kitaplıktan çektiğim ilk kitabın adeta bu teorik eserin kurguya çekilmiş versiyonu olması... Böyle dışarıdan bakanlara hadi sen de dedirtmesi gayet kolay bir denk geliş. Kitabı okurken bir önceki kitaba devam ediyormuş gibi hissettiğim, iki eserin sınırlarının belirsizleştiği de gerçekten çok oldu. Fahrenheit 451, Cesur Yeni Dünya, 1984 gibi benzer distopyaları yan yana koyacak olursak Fahrenheit 451’in anlatımın niteliği bakımından Cesur Yeni Dünya’ya daha yakın olduğunu söyleyebilirim. 1984 köşeleri daha genel ve daha az yenilikçi bir distopya fikrini edebiyatın derinlikli sularından hiç kafasını çıkarmadan işlerken Fahrenheit 451 ve Cesur Yeni Dünya zeminlerini daha keskin ana fikirlere dayasalar da zaman zaman iyi bir edebiyat eserinin tutturması beklenebilecek ilkeler yönünden fazla dağılıyorlar. Belirtmeye gerek yok ama bu da tabii benim fikrim. Üç önemli eseri de ilgi duyan herkese tavsiye ederim.
Fahrenheit 451
Fahrenheit 451Ray Bradbury · İthaki Yayınları · 202289,1bin okunma
126 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
İlginç, kitap sonuna gelene dek sosyal medyanın ve onun neden olduğu dikkat dağınıklığının teorik düzlemde eleştirisini yaparken dikkatimiz dağılmasa ne kazanacağımızı, dikkat dağılmasının ne gibi ve ne ölçüde mahzurlarının olabileceğini ancak sonda anlatıyor. Okuyunca, tamam da diyoruz, ama insan bu açıklamaları başta yapsaydı da kitap boyunca okuduğumuz eleştirileri bu açıklamaların merceğine bir tutsaydık diye de düşünmeden edemiyor. Eklemek gerekirse çeviriyi çok beğendim. Kitaptan da genel olarak oldukça faydalandığımı söylemeliyim.
Sonsuz Dikkat Dağınıklığı
Sonsuz Dikkat DağınıklığıDominic Pettman · Sel Yayıncılık · 2017109 okunma
Reklam
511 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Ben okuduğum zaman (yaklaşık 15 yıl önce) Bitmeyecek Öykü Michael Ende'nin Momo'ya göre daha ünlü, daha önde bir kitapıydı. Sebebini bilmiyorum ama sanırım son yıllarda durum değişmiş.
Bitmeyecek Öykü
Bitmeyecek ÖyküMichael Ende · Kabalcı Yayınevi · 20092,097 okunma
544 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Nitelikli edebiyat denen şey nedir? Kaba tabirle dil kullanımının yerinde ve güçlü olduğu edebiyattır. Elbette bu yetmez. İkinci bir ölçü de içeriğin saf hikaye anlatımının ötesinde çoklu ve farklı okumalara açık bir zenginlik ve derinlik barındırmasıdır. Polisiye ve fantastiğin önde gelen edebiyat eleştirmenlerince neden nitelikli edebiyat
Rüya Avcısı
Rüya AvcısıStephen King · Altın Kitaplar · 2020931 okunma
198 syf.
·
Puan vermedi
Grange, Dan Brown veya Ahmet Ümit'in romanlarında hep bir katile konsept içinde cinayet işletme zorlaması var. Mitolojik öldürme, arkeolojik öldürme, sembollerle öldürme, ölünün kafasına Zeus başlığı takma, cesedi Yerebatan sarnıcında gömüp boruyla Pergamon müzesinde çıkarma, töreni Washington'da yapma... İlginç biçimde polisiyede bu türün modası da asla geçmek bilmiyor. Bu yazarların tümünden 3-4 adet kitap okudum. Hiçbiri beni bir konsept cinayeti içermeyen Milanolular Cumartesi Hikaye İşler romanı kadar sarsmadı. Üslubun, tasvirlerin kalitesinden değil saf gerçekçilik ve etkileyicilikten bahsettiğimi belirteyim.
Milanolular Cumartesi Cinayet İşler
Milanolular Cumartesi Cinayet İşlerGiorgio Scerbanenco · Everest Yayınları · 200311 okunma
528 syf.
·
Puan vermedi
Grange, Dan Brown veya Ahmet Ümit'in romanlarında hep bir katile konsept içinde cinayet işletme zorlaması var. Mitolojik öldürme, arkeolojik öldürme, sembollerle öldürme, ölünün kafasına Zeus başlığı takma, cesedi Yerebatan sarnıcında gömüp boruyla Pergamon müzesinde çıkarma, töreni Washington'da yapma... İlginç biçimde polisiyede bu türün modası da asla geçmek bilmiyor. Bu yazarların tümünden 3-4 adet kitap okudum. Hiçbiri beni bir konsept cinayeti içermeyen Milanolular Cumartesi Hikaye İşler romanı kadar sarsmadı. Üslubun, tasvirlerin kalitesinden değil saf gerçekçilik ve etkileyicilikten bahsettiğimi belirteyim.
Kayıp Sembol
Kayıp SembolDan Brown · Altin Kitaplar · 200917,5bin okunma
440 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Okuduğum en iyi tarihi romanlardan biri. Okuyucuyu dönem Venedik'inde, gerçekçi bir Vivaldi'nin de dahil olduğu tarih bilgisini de yerli yerine oturtan duru bir yolculuğa çıkarıyor. Gördüğüm kadarıyla baskısı tükenmiş ama yeni baskılar yapmasını, daha çok okunmasını dilerim.
Dört Mevsim
Dört MevsimLaurel Corona · Artemis Yayınları · 200910 okunma
67 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.