Aşka gelmenin ve aşktan düşmenin değişen ruh hallerini ve inceliklerini incelemeyi seviyorum, Mevlana da öyle. O, burnu havada herhangi bir alim değil. O insanların yaptığı her güzelliği ve önemini görüyor, ne kadar rezil veya vahşi olursa olsun.
Bir annenin çocuğuna karşı duyduğu kör sevgi, kendini beğenmiş bir babanın biricik oğullarıyla körü körüne ve aptalca gururlanışı, burnu havada genç bir kadının ziynet eşyalarına tutkunluğu ve kendisine hayranlıkla bakacak erkek gözlerine körü körüne, çılgınca düşkünlüğü, bütün bu duygular, bütün bu çocukluklar, bütün bu basit, aptalca ,ama alabildiğine zorlu, güçlü bir dirimsellik içeren, kolay kolay pes etmeyen duygular ve açgözlü istekler Siddhartha için çocukluk olmaktan çıkmıştı artık; insanların bu duygu ve istekler için yaşadığını, onların uğrunda sonsuz işler başardığını, gezilere çıktığını, savaşlar yaptığını, sonsuz acılar çektiğini, sonsuz çilelere katlandığını görüyordu; bunlar için sevebilirdi onları, tutkularının her birinde, eylemlerinin her birinde yaşamı görüyordu, dirimselliği, yok edilmezliği, Brahma' yı görüyordu. Kör sadakatleri, o kör güçleri ve diretkenlikleri içinde sevilmeye ve hayran kalınmaya layıktı bu insanlar.
Sayfa 128Kitabı okudu
Reklam
Kendini tanıdığını sanan insanlar, kendini tanımayanların burnu havada versiyonlarıdır.
Öyle burnu havada, öyle kibirliydi ki, tahammül etmek bile imkansızdı!
Kul alnını yere değdirdiğinde, Rabbinden başka kimseye muhtaç olmadığını kabullenir. Secde ile sadece kafasını değil varlığını da toprağa indirir. Rabbinin kendisine verdiğinden şüphesi olanın secdesi tam değildir; alnı yerde olduğu halde aklı yukarıda kalmıştır. Hani “Burnu havada!” denir ya… “Yalnız Sana kulluk edelim [diye] yalnız Senden yardım dileriz!” dedirttiğine göre Rabbimiz, kulluğumuzu O’na lûtufmuş gibi görmek yerine, O’nun bize lûtfu olarak bilmeliyiz.
Sorgu yargıcı olduğu zaman en forslu, en burnu havada kişileri avcunun içine aldığını; başlıklı resmi kâğıda yazacağı birkaç satır yazıyla bu forslu, burnu havada kişileri karşısına sanık ya da tanık olarak getirebileceğini, oturmalarım söylemediği sürece sorularına karşısında dikilerek yanıt verdireceğini biliyordu. Ama o, yetkisini kötüye kullanmıyor, tam tersine davranışlarını yumuşatmaya çalışıyordu.
Reklam
772 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.