Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Büşra Kaya

Büşra Kaya
@busraninkitapokumagunlugu
Okuduğumuz her kitap Mustafa Kemal Atatürk'ün sözünü ettiği aydınlanma savaşında kazanılan bir zaferdir.
120 syf.
·
Puan vermedi
Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk'ün dediği gibi, "Şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi" değil, "kimsesizlerin kimsesi" olmalıdır. Fakat devlet kimsenin kimsesi olmamıştır. Kitabın adından da anlayacağımız gibi "Kimsesizler Cumhuriyeti" içerisinde yaşamaktayız. Kötülüğün kol gezdiği, cezalandırmadığı, ortaklık edildiği pis bir sistem içinde yapayalnız bırakılmışız. Çaresizleştirilmişiz. Muhtaç bırakılmışız. Ezilmişiz. Susturulmuşuz. Karanlığa bir ışık yakmak isteyenler olmuş, belki bir nebze olsun yakabilmiş. Küçük bir yeri aydınlatabilmiş. Ama yine de bu kokuşmuş karanlık pis dehlizlere kimsenin gücü yetememiş.
Kimsesizler Cumhuriyeti
Kimsesizler Cumhuriyetiİsmail Saymaz · İletişim Yayınları · 2018516 okunma
Reklam
284 syf.
·
Puan vermedi
·
390 günde okudu
Roman; Ekrem, Sezer, Mustafa, İsmet amca ve siyahi kadın döngüsü içerisinde ilerliyor. Ekrem babasından devraldığı kıraathaneyi Thunder and Shadows isimli bir bilardo salonuna dönüştürmüş. Parlak zeminleri tül perdeleri ve cami halısına benzeyen halıları ile muhteşem bir ahenk içerisinde olan bu kıraathane camında asılı besmele yazısı, içerisinde bulundurduğu Hz. İsa figürü, Zülfikar figürü, sattığı kürt börekleri ve siyahi kadın çalışanı ile her türlü görüşteki inanıştaki ırktaki insanı birleştiren çağının çok ötesinde bir kıraathane. Ekrem babasından aldığı bu kıraathaneyi babası gibi dar bir bakış açısı ile yönetmemek için saygılı ve birleştirici bir tutum içerisinde. Mahallenin yaşlıların keyifli vakit geçirdikleri bu kıraathane hepimizin kıraathanesi felsefesi ile birlik içerisinde hareket ettikleri muhteşem bir mahalle ortamı. İsmet amcanın yersiz anılarının süslediği anlara da tanık olacaksınız. İsmet amcaya gerekli saygıyı gösteriniz piyazını suyunu eksik etmeyiniz fakat çok da ciddiye almayınız. Mahallenin gençlerinden olan Sezer ve Mustafa da bu kıraathanenin genç üyelerinin olduğu kesimden. Sezer her biri 2 yıl süren 4 nişanlılık geçirmiş biri. Yazar bize bu süreci de aktarıyor. Thunder and Shadows'un dışarıdan çizdiği portre bu şekilde. Peki her şey bu kadar keyifli mi? Yoksa arkada bir takım işler mi dönüyor?
8-9 Senedir Kendimi İyi Hissetmiyorum
8-9 Senedir Kendimi İyi HissetmiyorumFeyyaz Yiğit · Okuyan Us Yayınları · 2015502 okunma
165 syf.
·
Puan vermedi
Duygu Asena'nın kadın ve erkek ilişkilerinin temelinde değindiği ve beni rahatsız eden şeyi buldum: ikiyüzlü erkekler. Bu kitapta şöyle bir cümle geçiyor: ''O öyle özgürlükçü, eşitlikçi gibi görünüp beraberlik eskidikten sonra kadına el koyan tiplerden değildi.'' Yazdığı hikayelerdeki erkekler, eşitlikçi görünen ama aslında hiç öyle olmayan, içindeki dar görüşü yaşamak için biraz daha kadını kendine bağlamayı bekleyen tipler. İlk tanıştıklarında çok modern bir profil çizen fakat evlenince ya da işler ciddileşince kadını binbir türlü sebeple kısıtlamaya çalışan tipler. Bu erkek tiplemesinin gerçek hayatta o kadar çok örneği var ki böyle olmayan erkekler elle sayılır diyebiliriz. Hepsi ataerkil düşünce sistemini o kadar benimsemiş ki. Ahlaktan bahsederken kadını özne alan hiçbir görüş ile aynı yerde değilim. Erkeklerin yaşadığı bu çirkin çifte standartı kabul etmiyorum. Kadını cebine koyup onu bir kafese tıkıp özgürlüğünü ve diğer kadınları yaşayabilen erkeklerden tiksiniyorum. Sadece erkeklerin hormonları yok, sadece erkeklerin ihtiyaçları yok. Kadının konuşamamasını, kadının düşünememesini, kadının erkekle eşit hak etmemesini, eşit şartlarda olmamasını, bir adım geride durmasını, öyle yerlerde olmamasını, böyle yerlere gitmemesini, şöyle şeyler giymemesini... Kadının ne yapıp ne yapmayacağı ile ilgili bir fikir beyan edilmesini kabul etmiyorum. Bu kitap 90'larda yazılmış olmasına rağmen hala güncelliğini koruyor. Bu da erkeklerin ayıbı olsun.
Kahramanlar Hep Erkek
Kahramanlar Hep ErkekDuygu Asena · Doğan Kitap · 2008410 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
288 syf.
·
Puan vermedi
70'lerin karanlık yüzünü görebileceğimiz, içsel sorgulamalarla dolu bir okuma serüveni geçirdim. Deniz Gezmiş ve diğerlerinin başlattığı hareket, Türkiye'nin içinde bulunduğu durum. 2000 doğumlu birisi olarak hiç araştırmadığım bir şeydi. 80 yaşlarında bir hastam verdi bana bu kitabı. Böylece tanıştım 70'lerle. Hiçbir tarafın sempatizanı ya da karşıtı değilim. Bu kitap beni hiçbir şeyin destekçisi ya da nefretçisi yapmadı. Bu kitapta okuduklarım her şeyden önce çok üzdü ve beni çok sorgulattı. Sordum kendime: Türkiye'de bir şeyler kötüyken devrim yapmak, adam mı öldürmek gerekir? Başka yolu yok mudur? Devletin polisini devletin askerini öldürmeden de düzelmez miydi o zamanki sorunlar? Siyasi tartışmalarla halledilmez halde miydi? 70'lerde ne oldu bu kadar? Yakın tarihimiz hakkında yeterli bilgiye sahip değilim. Bu soruların bende cevabı yok. Her tarafa çok üzüldüm. Ben o dönemlerde yaşıyor olsaydım ne yapardım bilmiyorum. Bu kitap çaresizliği yaşattı bana. Savaş çok ama çok kötü bir şey. Her şeyden önce çok karanlık. İki taraf var. İki fil. Onlar tepişiyor. İnsanlar ölüyor. Ölen insanların ölmesi bir işe yarıyor mu cidden? İnsan hayatının korunması gereken en kutsal değer olduğu öğretiliyor bana hemşirelik eğitimimde. Bu en kutsal değer nasıl böylesine kolayca harcanabilir? Nasıl böylesine kolayca bir savaşın içine girilebilir? Gerçekten kolayca mıydı yoksa ben mi öyle sanıyorum? Diyecek bir şeyim yok. Pek çok soru işaretim var. Çok üzgünüm. Çok.
Gülünün Solduğu Akşam
Gülünün Solduğu AkşamErdal Öz · Can Yayınları · 20216,6bin okunma
303 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Kitap Efe Aydal'ın 2000lerin başında yazdığı hikayeleri barındırıyor. Yaklaşık 20 yıl önce yazılmış olması hikayelerin zevkini bozmuyor hikayelerin hala güncelliğini koruduğunu söyleyebilirim. "Türkiye Birincisi" ve "Tacizci Malik" hikayelerinde dönemin siyasi atmosferinin hikayeleri etkilediğini görmek mümkün. Ben
Acı Çikolatalar
Acı ÇikolatalarEfe Aydal · Genç Kitabevi · 201851 okunma
Reklam
182 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Feyyaz Yiğit, son zamanlarda Gibi dizisinden dolayı çok kişi tarafından konuşulmaya başlanmış birisi. Benim de kendisini yakından takip etmeye başlamama sebebim tamamen popüler kültürün üzerimdeki bir sonucu. Ben bu durumu bir adım daha ilerleterek beğenimi yazdığı kitapları okuyarak pekiştirmek istedim, ilk kitabı olan bu kitaptan başladım okumaya. Hayal kırıklığına uğrayacağım diye endişeliydim, sonuçta bir insanın yazdığı diziyle kitap temelinde aynı tadı vermeyebilir ve bu oldukça doğaldır. Fakat ben kitabı beğendim ve korktuğum başıma gelmedi. Bazen insanları uzaktan gözlemlediğim zamanlar o kadar saçma o kadar saçma gelirler ki bu kitabı okuduğumda da o hissi yaşadım. Fakat sanırım Feyyaz Yiğit bana kıyasla başka insanların saçmalıklarının yanı sıra kendi içindeki saçmalıkların da farkındalığına erişebilmiş birisi, bu farkındalığın da önemli olduğunu düşünüyorum. Temelinde absürt bir konu, biraz da absürt bir anlatım ama ben bu tarzı seviyorum çünkü bu tarzda yazacak birisinin az çok bir şeylerin farkına varabilmiş olması gerekiyor diye düşünüyorum ve aslında bir noktada herkesin gülüp geçeceği şeylere anlam yüklüyor ve etkileniyorum. Kitap oldukça sürükleyici ve Gibi dizisini seviyorsanız sevebileceğinizi düşündüğüm bir kitap. Feyyaz Yiğit'in kafasının çalışma şeklini seviyorum, diğer kitaplarını yakın zamanda okumayı da düşünüyorum.
Olduğu Kadar
Olduğu KadarFeyyaz Yiğit · Okuyan Us Yayınları · 2019552 okunma
253 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
“Grizu gazı maalesef madenlerin tabi bir parçasıdır. Grizu patlamalarını yüzde yüz önlemek mümkün değildir. Dünyanın birçok yerinde bu ne yazık ki, bu işin kaderidir. Bunu sağa sola çekmeye kimsenin ne fikri ne düşünce derinliği yetmez. Niye yetmez? Senin kadere imanın yoksa ben seninle tartışacak değilim. Benim söylediğim mesele başka. Bu olayın
Fıtrat
Fıtratİsmail Saymaz · İletişim Yayıncılık · 2016135 okunma
240 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Kitabı Storytel'den Barış Özcan'ın seslendirmesi ile dinledim. Bu tarz bilimkurgu kitaplarını iyi bir seslendirme ile dinlemek gerçekten çok keyif verici. Kitabın ilk başlarında işlenen konunun nereye varacağı yönünde kafamda bir şey oluşmamıştı fakat sonrasında Darwin'e, evrime değiniyor olmasından dolayı yazarın kitabı anlamlı kılacak bir sona ulaştırdığını düşünüyorum. İnsanların kişisel inançlarından dolayı bilime bakış açısının nasıl yozlaştığı, bilimsel düşünceden nasıl uzaklaştığına değinilmiş. Bu günümüzde de karşılaştığımız ve hep karşılaşacağımızı düşündüğüm, çözümsüz büyük bir problem. Bu çözümsüzlüğü biraz da olsun çözebilmemiz için ''laiklik''e daha çok tutunmamız gerektiğini hatırlattı bana bu kitap. Genel olarak akıcı bir kitaptı, yazılı olarak okumuş olsam birkaç oturuşta biterdi diye düşünüyorum. Tavsiye ederim.
Su Adamı
Su AdamıAleksandr Belyaev · İthaki Yayınları · 20173,482 okunma
196 syf.
·
Puan vermedi
Bu zamana kadar pek çok anime izledim fakat aralarından en beğendiğim Attack on Titan oldu. Gerek konusu gerek çizimleri her açıdan müthiş bir seri. Animesini izledikten sonra mangasını okumaya karar verdim, mangası da aynı heyecanları bana yaşattı. Şiddetle tavsiye ediyorum.
Titana Saldırı - Cilt 1
Titana Saldırı - Cilt 1Hajime İsayama · Gerekli Şeyler · 20151,235 okunma
256 syf.
·
Puan vermedi
Arsen Lüpen serisine ''Kibar Hırsız'' kitabı ile başladım, orada Lüpen nasıl biri genel bir bilgi aldım. Herlock Sholmes kitabı ile potansiyelinin ne kadar yüksek olduğunu gördüm. Oyuk İğne kitabında ise karşımıza Beautrelet çıkıyor, ortada Lüpen tarafından yaratılmış bir gizem var, Beutrelet bu gizemi aydınlatabilecek mi? Peki ya Sholmes? Bu kitapta da Lüpen'in karşısına çıkacak mı? Lüpen'in bu gücünü nasıl elde ettiği ve aslında kim olduğunu çözebilecek miyiz? Hepsinin cevabı Oyuk İğne kitabında yer alıyor. Arsen Lüpen okumaya karar verip de bu üç kitabı okumamanız sizin için çok büyük bir hata olacaktır. Mutlaka okuyun!
Arsen Lüpen - Oyuk İğne
Arsen Lüpen - Oyuk İğneMaurice Leblanc · Ren Kitap Yayınları · 20191,549 okunma
Reklam
271 syf.
·
Puan vermedi
Arsen Lüpen serisini okumaya ''Kibar Hırsız'' kitabı ile başladım. Arsen Lüpen ile tanışmak için doğru bir başlangıç olduğunu söyleyebilirim. Bu kitapta ise Arsen Lüpen'in gerçek potansiyelini ortaya çıkaran rakibi Herlock Sholmes'ü görüyoruz. Kendinizi oldukça heyecan verici bir macera içinde buluyorsunuz. Okumanızı tavsiye ederim.
Arsen Lüpen - Herlock Sholmes’e Karşı
Arsen Lüpen - Herlock Sholmes’e KarşıMaurice Leblanc · Ren Kitap Yayınları · 20192,357 okunma
88 syf.
·
Puan vermedi
Kitap isminden de belli olduğu üzere bir sözlük. Yazar kendi düşüncelerine göre kelimeler anlamlar biçmiş. Bazı anlamları hiç etik bulmasam da bazı anlamları tam yerinde buldum. Okuması keyifli güzel bir kitap.
Yerleşik Düşünceler Sözlüğü
Yerleşik Düşünceler SözlüğüGustave Flaubert · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2017528 okunma
200 syf.
·
Puan vermedi
Sonunda bitti. Her yıl ağlaya ağlaya sündüre sündüre okuduğum bir kitap illa ki olur. Bu senenin kitabı da Sokrates'in Savunması oldu. Yanlış anlamayın, kitabı sevmediğimden değil ancak anlayarak okuması bir hayli zor. Kitabın başları Sokrates'in idam cezası alıp almayacağına karar verilmesini anlatıyor. Bu kısımlarda biraz daha somut olaylar geçtiğinden dolayı anlaması daha kolay. Fakat kitabın son 100 sayfası o kadar soyut ki çok zorlandım, hala tam anlamıyla anlayabildiğimi de sanmıyorum. Bu sene felsefe türünde kitaplar okumayı çok istiyordum, evde tonla kitap beni bekliyor, birçoğunu da okumayı denedim ama pes ettim. Tek pes etmediğim kitap bu kitap oldu ama bu da çok zorladı. Felsefeye giriş için doğru bir tercih mi emin değilim. İleride okuyacağım kitaplar bu durum hakkında karar vermemi sağlayacaktır.
Sokrates'in Savunması
Sokrates'in SavunmasıPlaton (Eflatun) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202052,6bin okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
Kitap, başlığından da anlayacağınız üzere sorulardan oluşuyor. Bu sorular kişisel gelişim testlerinde olduğu gibi basit sorular değil. Hatta onlara soru demek doğru olur mu ondan da emin değilim, bazen var olan bir durumu eleştiriyor, bazen senin ne düşündüğünü önceden görüp o düşünceni yargılıyor, seni itham ediyor. Bir savaştaymış gibi üzerine geliyor. Tüm soruların beni etkilediğini söyleyemem -ki kimse de bunu iddia etmemeli. Ama bazı noktalarda beni duraksatan, üzerine çokça düşünmeli bir kitap.
Sorular, Sorular, Sorular
Sorular, Sorular, SorularMax Frisch · Yapı Kredi Yayınları · 202187 okunma
376 syf.
·
Puan vermedi
Kitap, Duygu Asena'nın 1980-2004 arasında yazdığı yazıların derlemesini oluşturuyor. Kadın hakları savunuculuğu ile ön plana çıkan Duygu Asena, o dönemler Türkiye'nin eşitlik yolunda ne kadar geride kaldığını gözler önüne seriyor. Ne kadar çağ dışı söylemler, ne kadar aptalca fikirler. Eğer o dönemler o kadınlar o sesleri çıkarmamış olsaydı ben şimdiki hayatımda kim bilir ne durumda olacaktım. Bazen şöyle düşünürüm, kadın-erkek eşitliğini algılamaktan aciz erkeklerden uzak durabildiğim sürece hayatımı haksızlığa maruz kalmadan yaşayabilirim. Ama o kadınlar eşitlik yolunda adımlar atılması için mücadeleler vermemiş olsaydı şu an bu erkekleri seçebilme ''lüksüne'' sahip bir ortamda olamayacaktım. Ben ses çıkarıyorum ama ne değişiyor ki düşüncesinden uzaklaştığım bir kitap oldu, çünkü o zamanlar birileri susmamış ve bir şeyler gelişmiş. Şimdiki kadın hakları savunucularına bir teşekkür borçlu olduğumu düşünmüyorum ama o dönemlerdeki Duygu Asena'lara borçlu olduğumu düşünüyorum. Teşekkür ederim.
Orada Kadınlar Var Mı?
Orada Kadınlar Var Mı?Duygu Asena · Doğan Kitap · 201698 okunma
46 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.