Seri bitiminde her kitap icin ayri ayri inceleme girecegim ama su anda soylemek istediğim bir sey var ki... Sevgili Neil Gaiman, bu nasıl bir hayal gücüdür? Tek kelime ile kusursuz!
Dayanamayıp ertesi gün girilen güncelleme:
Kitapta birbirine kısmen bağlı kısmen de bağımsız hikayeler var.
Ancak Orpheu'un efsanesini Sandman dilinden okumak, Cesar Augustus ve MArco Polo'nun düşlerine girmek, Habil ve Kabil'in dilinden Adem ve Lilith'in hikayesini dinlemek, ve Harun El Raşid'in Bağdat'ından bugünkü Bağdat'a nasıl dönüştüğünü büyülü bir anlatımla şahit olmak isterseniz okumalısınız.
Hepsi kusursuzdu ama ozellikle Bağdat ile ilgili hikaye oldukça etkileyiciydi. İçerik bir yana, çizimlerdeki sanki hat sanatı kullanılmışçasına farklı olan o oryantel esintiö rengarenk sayfalar, çizim sanatçisinin kalitesini bir kez daha gösterdi. Ayrıca ramazan ayında Sandman'in Bagdat'da kendisine sunulan ikramı reddetmesi ve bölümün de besmeleye gönderme ile başlaması (In the name of Allah, the compassionate, the all-merciful, I tell my tale, for there is no God but Allah, and Mohammed is his Prophet) küçük ama sevimli ayrıntılardı.