Türkiye'de en çok beş meselenin konuşulduğunu görüyor insan. Bu beş temel mesele aynı zaman­da toplumsal düzeyde birer hassasiyet ya da gerilim sebebi. Bütün toplumsal hayat bu beş meselenin etrafında belirleniyor, bütün ta­raflar bu beş meselede takındıkları tutuma göre oluşuyor. Bunlar; Kürt sorunu, siyasal İslam, ekonomik durum, parti siyaseti, ordu ve orduya bağlı olarak Türkiye'nin bir ülke olarak kuruluş ideolojisi.
Sayfa 4 - Everest YayınlarıKitabı okuyor
+ Haham Mortera'nın seni bütün öğrencilerden daha çok sevdiğini hatırlıyor; seni kendisinin varisi olarak görüyormuş. Ama sen Kitab-ı Mukaddes'teki Adem ile Havva hikayesine 'masal' demişsin. Haham seni Tanrı'nın sözünü inkar ettiğin için azarlayınca da şöyle cevap vermişsin: 'Tevrat'ın kafası biraz karışmış, çünkü Adem ilk insansa, oğlu Kabil kiminle evlendi?' Bunu gerçekten söyledin mi Bento? Tevrat için kafası karışık dediğin doğru mu?" - "Tevrat'ın Adem'e ilk insan dediği doğru. Ve oğlu Kabil'in evlendiğini söylediği de doğru. Aşikar soruyu sormaya hakkımız var tabii ki: Eğer Adem ilk insansa, Kabil kiminle evlenebilir ki? Adem öncesi sorunu olarak da bilinen bu mesele, kutsal kitapla ilgili çalışmalarda bin yılı aşkın süredir tartışılıyor. Bu yüzden bana bunun masal olup olmadığını soracak olursan, 'evet' diye cevap vermek zorundayım: Belli ki bu hikaye sadece bir metafor."
Reklam
Meselemiz daha derinlerde
“Niçin bu kadar biçareyiz, ümitsiziz? Neden her tuttuğumuz dal elimizde kalıyor? Bu memlekette sadece fena şey mi yapılır? Bütün hesaplarımız bozuk mu? Hiçbir faziletimiz kalmadı mı? Ne Aziz devri ne Hamid devri dünyada bir milletin tahammül ettiği fenalıkların en büyüğü değildir. Mesele yıkılış halinde olmamızda, içinde yaşadığımız şartlar aleyhimize dönmüş.”
360 syf.
10/10 puan verdi
1930'ların great depression'la sarsılmış güney amerika'sında, maycomb denilen kendi halinde bir kasabada büyüyen ufacık bir kız çocuğunun(scout) ağzından anlatılmış; yazıldığı 1957 yılında amerika'da temel bir mesele olan ırk ayrımcılığı, sosyal hiyerarşi, ayrıca çocuk eğitimi gibi konulara güzellikle değinmiş bir romandır. harper lee'nin tek romanıdır bu, ve bayağı da otobiyografiktir: scout gibi mrs. lee de 1930'larda alabama'da ufak bir kasabada yetişmiştir, onun babası da avukattır, o da küçük yaşında zencilerin haksızca beyaz bir kadına tecavüzle yargılanıp suçlu bulundukları, sonra masumiyetlerinin ortaya çıktığı bir davaya tanık olmuştur. ayrıca belli ki, bitirmese de bir dönem hukuk eğitimi almış olması kitaptaki dava ve avukatlıkla ilgili kısımları hoş ve inandırıcı kılmıştır. kitaba adını da vermiş bülbül metaforuyla ilk olarak, noelde babaları çocuklara bir tüfek hediye ederken karşılaşırız. atticus onlara, her şeye ateş edebileceklerini, ama bülbülleri öldürmenin günah olduğunu, çünkü onların insanlar için şarkı söyleyen çok masum yaratıklardan başka bir şey olmadıklarını söyler. bütün kitap boyunca bülbülü öldürmek, bir leitmotif gibi suçsuzların haksızca zarar gördüğü yerlerde ortaya çıkar; tecavüzle suçlanan zenci, babası tarafından psikopat yapılan boo, ailesi tarafından istenmeyen dill örneklerinde olduğu gibi.
Bülbülü Öldürmek
Bülbülü ÖldürmekHarper Lee · Epsilon Yayınları · 202372,8bin okunma
Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele... Soylu beynimiz katlansın mı Bunca sillesine, tokadına kaderin, Yoksa toparlanıp geçsin mi karşı saldırıya, Bu bela denizindeki savaşta...
ShakespeareKitabı okudu
sanatçı ve kader
Gülünçtü bu. Tek yaptığım şey düzgünce şarkılar söyleyip acı gerçeklerden bahsetmekti. Sesi olduğum düşünülen kuşak ile aramda çok az ortak yan vardı, onlara dair bildiklerim ortak olduklarımdan da azdı. Evimden ayrılalı sadece on yıl oluyordu ve herhangi birinin fikirlerini ortalıkta bağırıp çığırmıyordum. Benim kaderim, hayatın getirdiği her ne ise, o yollarda yazılmıştı, o yüzden de herhangi bir medeniyeti temsil etmek gibi bir derdim yoktu. Kendime karşı samimiydim, bütün mesele buydu. Fareli köyün kavalcısından çok bir kovboydum ben.
Sayfa 111Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.