Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Her şeyi bildiğin sanan Yankı Sarca," dedi derin bir nefes vererek. "Aslında hiçbir şey bilmiyormuş." Gözleri ileride görünen sokak lambasına doğru kaydı. "Çocuktum, büyük gibi davrandım. Haddime düşmemişti, bunu yaptım. Sonra Helin'le tanıştım. Aldı beni, çocuksun demedi, çocukluğumu gösterdi bana. Gülümsedi,
Sayfa 48 - Işık Sarca (Nil Göktepe) Anlatımıyla;Kitabı okudu
_Olmak sözüyle, kişinin hiçbir şeye sahip olmadığı ve istek de duymadığı, yaratıcı bir varoluş biçimini anlatmak istiyorum. _Sahip olmak(olmamak) eğilimi, yaşamlarının ana konuları; para hırsı, şöhret ve yönetim gücüne erişmek olan batı toplumlarına özgüdür. _Sahip olmak eğilimindeki bir insan, mutluluğu başkalarına üstün olmakta ve fethetme,
Reklam
Bir yanım küçük bir kız çocuğuyken, bir yanım koca bir kadındı şimdi. İçimde dinmek bilmeyen o fırtınalar durulmuştu. Kadındım ben. Içimde herkese yetecek kadar sevgi vardı. Onun tüm yaralarını sarabilecek güçteydim. Küçük bir gözyaşına teslim olabilecek kadar da âcizdim aslında. Kırılgandım, çabuk kırılırdım. Binbir parçaya bölünebilirdim ama tekrar ayağa kalkabilirdim. Çocuktum ben üstelik. İçimde büyümeyen, salıncakta sallanan küçük bir kız çocuğu vardı. Hatalarımla büyüyüp olgunlaştım. Ve şimdi en çok anneydim ben. Yeniden doğuyordum. Öncem yoktu, önceliklerim vardı. Başlı başına bir dünyaydım ben artık. İçimdeki kız çocuğuyla büyüteceğim bir meleğim vardı benim. Tam da annemi anladığım yerdeydim şu an . Kadındım ben, çocuktum, sevgiliydim ve şimdi de anneydim. Savaş'ın dudakları tekrar karnıma kapandığında, karnıma düşen tek damla gözyaşını hissettim. "Babam..." dedi dolu dolu bir sesle. Kalbinden geçen o büyülü sözcük dudaklarındaydı ve dudakları tam onun üstünde, tenimdeydi. "Hoş geldin..."
Sayfa 302 - Dokuz YayınlarıKitabı okudu
Hiçbir şirket kusursuz değildir, ama kusursuza yakın şirketlerin on üç tane önemli özelliği vardır. (1) Kuruluşun adı kulağa sıkıcı, hatta daha da iyisi gülünç gelir: Mükemmel hisse mükemmel şirkete aittir. Mükemmel şirket ise mutlaka son derece basit bir iş kolunda yer alır. Bu iş kolu basit olmakla kalmaz, aynı zamanda çok sıkıcıdır. Hatta ne
Sayfa 155Kitabı okudu
Ve eğer ben, benim gezegenim haricinde başka bir yerde büyümeyen özel bir çiçeğe sahipsem ve o çiçeğin bir sabah ne yaptığı ile ilgili en ufak bir fikri olmayan küçük bir koyunun, tek ısırığıyla yok olabileceğini biliyorsam! Ah! Sen bunun önemli olmadığını düşünüyorsun.
Her Evli Çiftin Okuması Gereken Bir Yazı
"Ben karıma değerli şeyler alamıyorum ama ona benim için ne kadar değerli olduğunu hissettiriyorum. O da çok mutlu oluyor:' "Bir kadına değerli olduğu nasıl hissettirilir peki?" "Küçük kızı severek:' "Küçük kız mı? Hangi küçük kız?" "Yaşı kaç olursa olsun her kadının içinde hiç büyümeyen küçük bir kız vardır. O kızı ne kadar çok sever, ne kadar çok mutlu edersen, o kadını da o kadar mutlu edersin." "Nasıl yani?" "Küçük bir kız neleri sever, nelerden hoşlanır bir düşünün. Küçük kızlar hep beğenilmek, ilgi görmek isterler. Güzel olduklarını duymaya bayılırlar. Kendilerine prensesmiş gibi davranılmasını beklerler. Küçük kızlar hep prenses olmayı hayal ederler. Sürprizlerden hoşlanırlar. Biraz şımartılmak isterler. Sevilmek ve sevildiklerini hep duymak isterler. İltifata doymaz küçük kızlar. Öyle değil mi?" Ona 'bebeğim' diye hitap ediyorum, çok hoşuna gidiyor. 'Be­beğim bana bir çay yapar mısın?' dediğimde çay yapmak için nasıl koşturduğunu görmelisiniz."
Sayfa 12 - Hayat yayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Cesaretim Kalmadı Sana Mısralarıma hapsettiğim acılarım var, Ayrılığa düğümlenmiş sözlerim. Bitmek bilmeyen düşlerim var, Güneşsiz aydınlanan sabahlarım. Ve içimde büyümeyen bir çocuk, haykırır zihnimin en aykırı duvarlarına; Sen bana çok uzak, Ben sana bir o kadar yakın. Sonu gelmeyen yollarım var, En başa dönüşlerim. Susarak da ağlarmış insan, Hıçkırarak da gülermiş elbet. Yolun sonuna gelip, Geriye de dönermiş böyle. Kendimden gizlediğim korkularım var, Aşka sırt çevirişlerim. Aşkın vatanından kaçan, En korkak mülteci benim. ..."
Sıfır Noktasındaki Kadın Sanki gözleri gözlerime daldığında ölmüştüm. Sf. 18 Geçmişimde, çocukluğumda kayda değer bir şey yoktu; ne aşk ne de başka bir şey. Bu yüzden benim söylediğim her şey gele- cekle ilgiliydi. Çünkü gelecek, istediğim renklerle boyamak üzere hâlâ benimdi. Özgürce karar vermek, istersem değiştirmek üzere hâlâ benim... Sf.