Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir baskı aracı ve ideolojik aygıt olarak devlet – 2 Özgürlüğü elde edemezsiniz özgürlük olabilirsiniz ancak Nietzshche, devlet kavramı hakkında “Böyle Buyurdu Zerdüşt” adlı kitabında şunları söyler: ”Devlet diyorum, herkesin, iyilerin ve kötülerin zehir içtiği o yer. Devlet… İyilerin ve kötülerin, herkesin kendini kaybettiği
_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun. _İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir. _Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur. _İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz. _Yanlış anlayanlar tarafından
Reklam
_Marki de Sade, kendisinden başka benzeri olmayan biridir. Hayatından ibaret bu acı deneyin en belirgin çizgisi, başkalarıyla arasında hiçbir bağ kurmamış olmasıdır. Sade, doğuştan hükümlü olduğu yalnızlığına öyle keskin, öyle aşırı erotik oyunlar doldurmuştur ki, suç ortakları bile ona karşı olmuşlardır. Kendine karşı bölünmüştü ve herkese
Çağdaş insan açısından özgürlüğün iki yönü
Böylece Luther ve Calvin psikolojik olarak insanı çağdaş toplumda üstleneceği role hazırladılar: Kendi benliğinin önemsiz olduğunu hissetmek ve kendi dışındaki amaçlar uğruna hayatını fedaya hazır olmak. İnsan bir kez, ne adaleti ne de sevgiyi temsil eden bir tanrıyı yüceltmek için bir araçtan başka bir şey olmamaya hazır olduktan sonra, ekonomi çarkının bir hizmetkarı (daha sonra da Führer’in) rolünü kabullenmeye de hazırdı.
Sayfa 103Kitabı okudu
Bir baskı aracı ve ideolojik aygıt olarak devlet – 2
Özgürlüğü elde edemezsiniz özgürlük olabilirsiniz ancak Nietzshche, devlet kavramı hakkında “Böyle Buyurdu Zerdüşt” adlı kitabında şunları söyler: ”Devlet diyorum, herkesin, iyilerin ve kötülerin zehir içtiği o yer. Devlet… İyilerin ve kötülerin, herkesin kendini kaybettiği yer. Devlet… Herkesin yavaş yavaş intihar etmesine ‘yaşam’ adı verilen
Çağdaş insan açısından özgürlüğün iki yönü
İnsanların bizden beklediklerini yerine getirmeye dünden hazır olmamız ve başkalarından farklı olmaktan müthiş korkmamız nedeniyle etkileri büyük olan kamuoyu ve “sağduyu”gibi adsız yetkelerin rolünü gözardı ediyoruz.başka deyişle kendi dışımızdaki güçlerden kopma özgürlüğümüzün artması karşısında büyük hayranlık duyar ,özgürlüğün geleneksel düşmanlarına karşı kazanmış olduğu zaferlerin önemini bir kenara itme eğilimi gösteren içsel kısıtlamalara,zorlanımlara,korkulara,gözlerimizi kapatırız.
Sayfa 95 - Payel yayınları