Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"İbadetin makbulü az da olsa devamlı yapılanıdır." gerçeğini daima hatırda tutmalıyız; günden güne terakkî esas iken bilakis gerilememeli, sahip olduğumuz hal, mevki ve makamı kaybetmemeliyiz. Hayatın ömür boyunca süren sürekli bir mücadele ve çalışma olduğunu, duranın düşeceğini, hareketin hareket getirdiğini kendi kendimize tekrar tekrar hatırlatmalıyız.
Sayfa 83 - Server YayınlarıKitabı okuyor
İstiklâl Mahkemeleri
İstiklâl Mahkemeleri Milli Mücadele ve Cumhuriyet dönemlerinde faaliyet gösteren devrim mahkemeleridir. Genel anlamda ülkenin bagimsizligina ve bütünlügüne yönelmiş tehditleri ortadan kaldirmak amaciyla kurulan bu mahkemelerde TBMM tarafindan görevlendirilmis kisilere olaganüstü yargilama yetkileri vermistir. Milli Mücadele döneminde mahkemelerin ana calisma konusu asker kaçaklari, bozguncular ve is birlikçilerken, Cumhuriyet yillarinda isyanlar ve devrim karşıtlığıdır.
Sayfa 186Kitabı okudu
Reklam
·
Puan vermedi
Arka planda 1860-1945 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu'nun son çalkantılı yıllarından başlayıp 2. dünya savaşının sonuna kadar Türkiye'yi işlerken ön planda 3 başarılı kadının kimi zaman hüzünlendiren kimi zaman ise mutlu hissettiren mücadeleleri.. Romanın detaylı ve gerçekçi betimlemeleri sayesinde dönemin atmosferini hissetmemek mümkün değil. Ayrıca kadın karakterlerin güçlü ve kararlı duruşları son derece etkileyici ve ilham verici. Kadın ve erkeğin eşitliğini savunan, kadının çalışma ve toplumsal yaşama tam katılımını isteyen , eğitimsizliğe karşı mücadele eden bu üç kadının hikayesi kesinlikle okumaya değer.
Aynı Yıldızın Altında
Aynı Yıldızın AltındaOya Akçizmeci · Ayrıkotu Yayınları · 20245 okunma
Anayasa
Madde 1: Kampuçya devleti, toprak bütünlüğüne sahip, bağımsız, birleşmiş, barışçı, tarafsız, bloksuz, egemen, demokratik bir devlettir. Kampuçya devleti, Kampuçya'nın işçi, köylü ve diğer emekçilerinin devletidir. Kampuçya devletinin resmi adı "Demokratik Kampuçya'dır. Madde 2: Bütün önemli üretim araçları, halk devletinin kolektif
Sayfa 160Kitabı okudu
Yurtsever ve Devrimci Hareketlere Katılışı
Yurtseverlik, halk sevgisi, ulus ve halk düşmanlarına karşı derin bir öfke besleme gibi özellikleri Fransız istilacılara karşı 2. Dünya Savaşı öncesi verilen mücadeleler ve okuduğu ilerici kitaplar yardımıyla kazanmıştır. 1940-1948: Öğrenci olduğu bu yıllarda yeraltı çalışmalarına Fransa'ya ve Japonya'ya karşı yurtsever grupları
Sayfa 155Kitabı okudu
Flower Carrier, 1935-Diego Rivera
Resimde sarı askı ile sırtında sarılı olan büyük boy çiçek sepet ile dört ayak üzerinde mücadele eden köylü adamı resmeder Rivera. Bir kadın, büyük olasılıkla karısı, ayağa kalkmaya çalışan adamın sepetine destek olmak için arkasında duruyor. Sepetteki çiçek izleyiciye çarpıcı gelse de adam onun güzelliğini görmez. Resimdeki her öğe cesur ve yoğun kontrast sunar. Modern, kapitalist dünyada eğitimsiz bir işçi sırtında yük ve güzel anlara özgü çiçekler… Rivera bu resminde olduğu gibi birçok resminde de Meksika işçi sınıfının zor şartlarını, ağır çalışma koşullarını, hayata devam edebilmek için üst sınıflara hizmet etmeleri gerektiğini anlatmak istiyor.
Reklam
Sadece kırsal kesimde mücadele etseydik şehirlerde güçlerimiz olmazdı. Öte yandan sadece şehirlerde savaşsaydık kırsal kesimde gücümüz olmayacaktı. Bu yüzden hem kırsalda hem de şehirlerde, hem açık hem de gizlice, hem yasal hem de yasadışı olarak birlikte mücadele ettik. Kentlerin ve kırsal alanların rolü için de bu geçerlidir. Ne sol- culuk ne de sağcılık sapmasına savrulduk. Eğer çalışmalarımızı şe- hirlerin rolünün önemsiz olduğunu düşünerek sadece kırsal alan- larda yürütmüş olsaydık bu solculuk sapması olurdu. Öte yandan kırsal alanın sadece ufak bir rol oynadığını düşünmüş olsaydık ve önemli olan şehir mücadelesi diyerek bu şekilde dünyanın ilgisini çekeceğimizi düşünseydik bu da sağcılık olurdu. Her iki durumda da köylülüğün stratejik güçlerini ihmal etmiş olurduk. Her iki alanda da çalışma sürdürdüğümüz için Partimiz ne solculuk sapmasına ne de sağcılık sapmasına savruldu. İyi tanımlanmış bir eylem çizgimiz vardı. Şehirlerde ve kırsal kesimlerde aynı anda mücadele ederken, kırsal bölgeyi destek üssü olarak belirliyorduk. Bu bizim eylem çizgimizdi
Düzenli orduya geçiş- çetelerle mücadele...
Mustafa Kemal'in, iç kargaşalıklar arasında umutsuzluğu yenecek bir lider olmak için hep bildiğimiz vasıfları vardı. Fakat Türkiye'yi kurtarmak için bir ordusu olmalıydı. Sonunda komutanlık vasıflarını göstermek fırsatını bulmalıydı. Alaylarının başında bilgili ve sanatlı komutanlar, fırkaların başında kumandanlar, kolordu ve orduların başında kumandanlar, nihayet hepsinin başında kendisi bulunmalıydı. ***Bu ordu, Ethem üzerine yürüyüşten Birinci İnönü Zaferi kaza- nılıncaya kadar süren beş on katî çalışma günlerinin eseridir.
Sayfa 331 - Pozitif
ÜÇ KİTAP ÜÇ İNSAN
Nadirkitap.com'a bağlı sahaflar üzerinden kitap araştırırken gördüm Ulla Johansen’in "1950'li Yıllarda Türkiye'de Yörüklerin Yayla Hayatı" kitabını. 1927 doğumlu, Alman uyruklu Ulla Johansen, doktoradan sonra etnoloji alanında kariyer yapmaya karar verir. Türkiye’nin verdiği ve ancak üçüncü mevki tren biletine yetecek
504 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Umudunu asla kaybetme.
Hayatın zorluklarını ele almak adlı bir çalışma olsa, bu kitabı öne sürerdim. Dünyada birçok meslek olduğu gibi, o mesleklerin zorlukları ve o meslekleri binbir zorlukla yapanların hayat hikayeleri var diyebilirim. Toprak, dünyanın bir parçası olduğu gibi yaşama tutunmanın diğer bir yoludur. Toprak bize küserse, diğer her şeyde bize sırtını
Dört Rüzgar
Dört RüzgarKristin Hannah · Pegasus Yayınları · 202369 okunma
Reklam
260 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
"Ne zordur İnsan olabilmek. Ne zordur geldiğin gibi kalabilmek, kaldığın yeri koruyabilmek" İÇİMDEKİ KENAN ÜLKESİ ...Hayat aslında hepimizin bildiği bir çocuk oyunundan ibarettir" TAŞ-K"AĞIT-MAKAS YUSEF MASEDOW Kendi gerçekliğini arama yolculuğunda şiirsel bir anlatım, bazen bir seslenişle, bazen de serzenişle, bazen bir isyan, bazen bir yakarışla, kabulleniş, varoluşsal sorgulama ve nihayetinde bu içsel yolculukta razı olma hâli... Kitabımız, üç bölümde incelenmiş, Taş(Hacer), Kağıt(H) İçimin Kenan Ülkesi, Makas (Gece) Tasavvuf ve mutlak aşk konuları derinden işlenirken, felsefi dokunuşlarla kişisel gelişim de ayrı düşünülemezdi. Yazarın bütüncül manâda kendi varoluşunu sorgulama, kendi gerçeğini keşif yolculuğunda eşlikçisi olurken kendinizden de bir şeyler duyumsayacaksınız. Bir çırpıda okunup biten bir kitap değil, ağır ve sindirerek okumak gerekiyor, çok cümlelerinin altı çizilesi kitabımız
Yusef Masadow
Yusef Masadow
un kaleminden @karinekitap tan çıktı, Sevgili
Dilek E.D
Dilek E.D
önerisiyle #okudum Küçük yaşta medrese eğitimiyle tasavvufa yönelen yazarımız, eğitimci kişiliğiyle de felsefe alanında çalışmalarına devam ediyor. Kitapla ilgili ne desem ne söylesem eksik kalır kabilinden #kitaptanalıntılar bırakmak istiyor ve türü sevenler mutlaka okumalı diyorum. ***İnsan bu hep kendine eder...kimine göre kader, kimine göre keder"... ***Bilmeye kalkma, her şeyi anlamaya çalışma, bırak mücadele etmeyi, anı yaşa! ***Seni sevmeye engel olacak ne varsa vazgeçtim, ama ilk önce kendimden.
İçimdeki Kenan Ülkesi
İçimdeki Kenan ÜlkesiYusef Masadow · Karina Yayınevi · 202434 okunma
Kanunsuz olan bir şey varsa o da bugün iktidar tarafından gösterilen polis şiddetidir. Anayasa mahkemesinin açın dediği taksimi yasaklayanların ağızlarından düşürmedikleri milliyetçilik yalnızca sermayenin, emperyalistlerin, şovenistlerin, küçük dar burjuva kafalılığın işine yarayan boş, lümpen ve omurgasızdır. Tarihi demokrasi mücadelesini
Duraklama ve gerileme devirlerinin öncesindeki dönemler de Kur'an'ın yeri ve pozisyonu neydi? Bu kitaba olan bağlılık elbette yok olmadı lakin Kur'an faal karakterini kaybederken irrasyonel ve mistik karakterini muhafaza etti. Kur'an-ı Kerim, kanunlar üstündeki otoritesini yitirirken, bir nesne olarak kutsiyet kazandı. Kur'an-ı Kerim'e ilişkin çalışma ve yorumlamalarda hikmet, yerini kılı kırk yaran bir titizliğe; öz, yerini şekilciliğe; tefekkürün ihtişamı da tilavet becerisine bıraktı. İlahiyatçı bazlı formalizmin süregelen tesiriyle birlikte Kur'an-ı Kerim'in anlayarak okunması giderek azalırken manası anlaşılmaksızın yapılan kıraati de giderek arttı. Okunan Kur'an ayetlerindeki mücadele, dürüstlük, şahsi ve maddi fedakârlıklar talep eden ve üstümüze çöken atalete karşı katı ve keskin olan emirler, Kur'an'ın haz veren sesi içinde eriyip gitti. Bu anormal vaziyetse adım adım normal kabul edildi. Çünkü böylesi, Müslümanlar içerisinde sayıları giderek artan ve Kur'an- ı Kerim' le bağlarını koparamıyor olmalarına rağmen Kur'an'ın talepleri doğrultusunda hayatlarını tekrar tanzim etmeye de güçleri yetmeyen grubun işine geliyordu.
Sayfa 32
1 Mayıs
ŞİKAGO DARAĞACINDA DÖRT DELİKANLI İdam sehpasında, yağlı ilmik boynunda bağırıyordu. "Konuşmama izin verilecek mi, ey Amerikalı adamlar? Bırakın konuşayım, Şerif Matson! Bırakın halkın sesi duyulsun." Bırakmadılar. İşaret verildi, kapak açıldı. Yanındaki 3 arkadaşıyla ipte sallanarak can verdi. O günün sabahı. Hücresinde aldı eline
384 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Zaferden sonra!
Bu topraklarda var olmamızı sağlayan Milli Mücadelemizin romanı usta işi bir kurmaca ve tarihi gerçeklik dengesinde kaleme alınmış. Yazarın milli mücadeleyi anlatan belgesel roman serisinden sonra muazzam bir milli mücadele romanı ortaya çıkmış. Tarihi gerçeklik ve kurmaca sağlam bir üslup dahilinde ele alınmıştır. Romanın başkarakteri Ahmet Muhtar, Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı'nın travmasıyla inandığı bütün değerlere sırtını dönmüştür. İttihatçı olan Ahmet Muhtar savaştan sonra yurdu terk eden İttihadçı kadronun üst düzey yöneticilerine kırgındır hatta onlardan nefret etmektedir. Büyük savrulma yaşayan Ahmet Muhtar Anadolu'ya geçip Mustafa Kemal Paşa ile yaptığı bir görüşme sonunda çok ağır, taşıması çok güç bir vazife alır ve bu vazifesini gerçekleştirmek için İstanbul'a geri döner. Kasım 1918'den 1923 Ekim'ine kadar işgal altında bulunan İstanbul'da yaşananlar birçok tarihçi tarafından anlatılmak istenmemiştir. Tarihimizin bu utanç yıllarında yaşananları anlatan tarihi gerçekliğin şekillendirdiği bir çalışma olmuş. Anadolu'daki varlık- yokluk mücadelesine ışık tutuluyor. Bu topraklarda devlet olarak özgür bir ulus olarak yaşamımızı sağlayan milli mücadele gelecek kuşaklara aktarılmalı ve onlar tarafından içselleştirilmesi sağlanmalıdır. Bu tür romanların yeni nesillerce okunmasının sağlanması yurtseverlerin en büyük görevidir.
Hain
HainSelim Erdoğan (Hidrojeolog) · Kronik Kitap · 2023160 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.