Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kendimi ayırt etmeden söyleyeceğim; bazen erkek soyu midemi bulandırıyor. “Kadın kokusu”, taze ete susamış bir sırtlana dönüştürüyor bizi… Gözümüzü kör ediyor; başımızı döndürüyor. Amerikan başkanından hocasına, kör cahilinden okumuşuna, kılıbığından “Taşfırın”ına kadar böyle bu…
Bir kadın çocuktur aslında… Çocuk gibi davranmayı sever. Erkeğin kendisine bir çocuğa gösterdiği şefkati göstermesini ister.Bir çocuğu okşar gibi incitmekten korkarak sevmeli erkek kadını… Ama hiç bir kadın çocuk muamelesi görmek istemez. Söylediği şeyler çocukça da olsa dinlenilmesini, dikkate alınmasını ister.Yani bir kadının çocukluk yapmasına
Reklam
''Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın, Her baş ağrılı bir kadının arkasında kesinlikle bir erkek vardır...''
İki kadın birleşince dedikodu yapar diyen erkek, başka bir erkekle kafa kafaya verince atom altı parçacıkları mı tartışır?
Gazeteler, yeni ayrıldığı altı yıllık eşinin genç bir sevgili bulduğunu yazdı. Yeni sevgililer, objektiflere yakalandı. Fotoğrafları çarşaf çarşaf yayımlandı. "Çocuklu kadına yakıştı mı?" sorusu hemen eski eşe soruldu. Bir polemik çıkar, diye umuldu. Ama Cem Özer, erkeklik raconunda dönüm noktası sayılabilecek bir yanıt verdi. Dedi ki:"Geriye çekilip baktım; ortada benimle alakalı bir şey olmadığını gördüm. Eski eşimin hayatına karışıp yargılamam nasıl mümkün olur. Bana, aldığı her kararda onu desteklemek düşer. Toza bulanırım, yine de onu toza kondurmam. Kaldı ki onu gülerken görmek hoşuma gitti. Mutluysa bana ancak halt etmek düşer." Şu cümleleri kuramadığı için kaç erkek melankolik, alkolik, katil, mahkum oldu kim bilir?.. Ve kaç kadın huzurundan, evinden, işinden, canından oldu.
Sayfa 180Kitabı okudu
''Bir kadın cesedine sarılmış bağırıyordu. Sonradan evlendiği karısıymış bu... Kadın dövünmeyi bıraktı bir ara... O zaman annem usulca yaklaştı babamın ölüsüne... Ağlıyormuydu bilmem. O ara gördüğüm annemin uzanıp babamın elini ellerine aldığı, bir süre öyle tuttuktan sonra, o artık soğumuş, o artık hiçbir şey hissetmeyen et parçasını öptüğüydü. Babam ölmüştü. Biz gelmiştik. Ve annem, babamın elini öpmüştü. Hepsi bu kadar ''
Sayfa 163 - İmgeKitabı okudu
Reklam
İzmir Müftüsü Rahmetullah Efendi 29 Ocak 1923 akşamı Beyaz Köşk'e girerken başına geleceklerden habersizdi. Uşakizadelerin bir çay davetine katıldığını sanıyordu. Ama işin aslını kapıda Başyaver Salih'ten öğrendi. Davetin asıl sebebi Gazi Hazretlerinin nikahıydı ve nikahı da kendisi kıyacaktı. Müftü şaşırdı çünkü o güne dek dini nikahlar perşembe günleri kıyılırdı, oysa o gün günlerden pazartesiydi. Nikahın kıyılacağı odayı görünce ikinci şoku yaşadı. Kadınlı erkekli bir grup oturmuşlar, nikahın başlamasını bekliyorlardı. Müftü" Burada mı, kadın erkek bir arada mı?" diye sordu. "Emir böyle" dediler. Bu Türkiye'nin ilk alafranga nikahı olacaktı.
Sayfa 31 - İmge KitabeviKitabı okudu
Ruhanilerden biri, "Vatan, yuvanın olduğu yerdir", der. Bir kadın için vatan, kocasının veya oğlunun kan borcunu ödedikleri yerdir; kadının oradan çaşka vatanı olamaz. Bazen yüreği kan ağlar; bu da onun kan borcudur. Gerek dini, gerek sosyal kanunlar ona bu sorumluluğu yükler: "Babanı ve ananı bırakacaksın. Yalnız kocanla bir olacaksın. Ve onun yeri yurdu, senin evin olacak; vatanı, vatanın.. Başka hiçbir vatan tanımayacaksın."
Sayfa 133Kitabı okudu
Refik Halid'in 3 Nesil, 3 Hayat
Kadın ve erkeğin birbirlerinden uzak tutulduğu Abdülaziz devrinde aşkın "gizli ahlar, oflar, iç çekiş ve yürek üzüşlerle kendini gösterdiğini" anlatıyor. Aşk alametleri, "sararıp solmak, eriyip iğne ipliğe dönmek, hatta verem olmak"mış o zamanlar... Komşunun oğluna tutulan kız, penceresinin önüne bir parça kuru ekmek, bir limon ve bir kömür parçası koyarmış: Aşkından kömür gibi yanmış, limon gibi sararmış olduğunu anlatmak ve "Yeter ki evlenelim, bütün ömrümce kuru ekmek yemeye razıyım" mesajını göndermek için ...
161 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.