Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yolculuğu kısa süren bir adam Anlamaz ki devâ nedir, dert nedir Yoksulluk vermeyi bilmeyenindir Zenginlik elini uzatanların Ver elini vuslat günüm Al elini kirli sarı Gidelim bu hayret mahallesinden Ne hüsn kaldı burda artık Ne de aşkın can pâresi
Yolculuğu kısa süren bir adam Anlamaz ki devâ nedir, dert nedir Yoksulluk vermeyi bilmeyenindir Zenginlik elini uzatanların Ver elini vuslat günüm Al elini kirli sarı Gidelim bu hayret mahallesinden Ne hüsn kaldı burda artık Ne de aşkın can pâresi
Reklam
His diyarından sesleniyorum Ziyan edilmiş kırgınlıklardan taşmış buralar Arşa kadar ulaşmış masum dokunaklı gerekçeler İliştirilmiş cılız bir yakarış Neresinden tutsan kırgın Hesapsızca sevmeler bitirmiş yürekteki incelikleri Dökmüş bir bir masumiyeti Eller bir başka burada Yerde kaybettiklerini arar gibi gözler Dokunduğum her bir can yakıyor
~•~ “Tenden geçip canana can olmak murad can paresi, Öldür de kurtul gam değil Hiç can feda pişmiş aşa.” ~•~
“Yâresi muhtâc-ı kâfûr olmasın bir kimsenin Sîneden meh-pâresi dûr olmasın bir kimsenin“
Sayfa 170 - Şeyh Galib
Sen Yoksun Ya
Sen yoksun ya: Bir oğlu diğer oğlunu öldüren Adem'in, kendine inanmayıp dağa kaçan oğlunun boğulmasını izleyen Nuh'un, kavminin ateşe atılmasını izlediği İbrahim'in, çölde oğlu İsmail için su arayan Hacer'in, kendisine sığınan konuklarını sapkın kavminden korumak isteyen Lût'un, onbir kardeşinin kuyuya attığı
Reklam
Gidelim bu hayret mahallesinden Ne hüsn kaldı burda artık Ne de aşkın can pâresi...
Hûrrem. kocasına mektuplarında “Canım paresi sultanım ”, "sevgili şahım ", “benim cân-ı azizim ", “benim yüzü Yusufum. Şekerim , latif nazeninim ”, “gözüm nuru sultanım " diye hitap ederdi.
"Yolculuğu kısa süren bir adam Anlamaz ki deva nedir, dert nedir. Yoksulluk vermeyi bilmeyenindir, Zenginlik elini uzatanların. Ver elini vuslat günüm Al elini kirli sarı. Gidelim bu hayret mahallesinden Ne hüsn kaldı burda artık Ne de aşkın can pâresi..."
Sayfa 64
"Yâresi muhtâc-ı kâfûr olmasın bir kimsenin Sîneden meh-pâresi dûr olmasın bir kimsenin" [Öyle bir yaraya müptelâ etmesin Allah bir kimseyi ki tedavisi gayet müşkül ola. Türkçemizdeki "Allah dert verip derman aratmasın." latif söyleyişi gibi. Allah, bir kimsenin ay parçası gibi olan sevgilisini sinesinden uzak etmesin.]
Sayfa 170 - Şeyh Galib
Reklam
Gidelim bu hayret mahallesinden Ne hüsn kaldı burda artık Ne de aşkın can pâresi
Yaresi muhtacı kafur olmasın bir kimsenin Sineden meh-paresi dur olmasın bir kimsenin ( Öyle bir yaraya müptela etmesin Allah bir kimseyi tedavisi gayet müşkül ola. Türkçemizdeki Allah dert verip derman aratmasın latif söyleyişi gibi. Allah, bir kimsenin ay parçası gibi olan sevgilisini sinesinden uzak etmesin. )
Sayfa 170Kitabı okudu
Gidelim bu hayret mahallesinden Ne hüsn kaldı burda artık Ne de aşkın can pâresi…
Sayfa 64 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
68 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.