josé mauro de vasconcelos'un en güzel kitabı olduğunu düşündüğüm yüzümde tebessümler oluşmasına sebep olan canım kitabım ️ Kitabı okurken kendimi Zeze'ymiş gibi hissettirdiği için belki de en sevdiğim kitabı... Maddi yoksulluk mu yoksa manevi yoksulluk mu daha kötü diye sorguladım, düşündüm, duygulandım ve bitmesini asla istemedim. Duygulanmıştım çünkü kitap aynı zamanda yazarın çocukluğunu anlattığı gerçek bir hikayeymiş. Zeze ailesindeki her bireyle olan ilişkisini öyle gerçekçi aktarmıştır ki empati yapmamak elinizde olmaz. Küçük bir çocuğun ailesiyle iletişim kuramayıp bir portakal ağacına her şeyini anlatması, insanın içine o kadar güzel işlerki süslü yalnızlık cümlelerinin değersizliğini o zaman anlarsınız. Zeze'nin daha o yaşlarda insanlardan duyduklarına değil gördüklerine ve deneyimlerine inanması gerektiğini anlaması benim için hikayedeki en önemli olaydı. Portekizli Manuel Valadares ile Zeze'nin arasındaki ilişki bile bu kitabı okumaya başlı başına yeterli bir neden. Kan bağın olmayan birini ailen gibi hissetmenin nasıl olduğunu da biricik Zeze'mizden öğreniyoruz. Lütfen okuyunuz ve okutturunuz