Ve bu nedenle 1962'de hiç tanımadığı -o yıllar Paris'te bulunan- Cemal Süreyya’ya mektup yazdı:
"İstanbul'a döndüğünüzde sizinle ev tutup birlikte oturabilir miyiz?" Zarifoğlu, bu toprakların yoğurduğu temiz kalpli Anadolulu şairlerdendi; şiirlerine hayran olduğu büyük bir şairle aynı çatı altında yaşamanın düşünü kurabiliyordu.
"Yabancılaşma" henüz bu topraklara uğramamıştı.