Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanların camiye gitmeleriyle, mevlid merasimleri düzenlemeleriyle veya peygamberlerin efendisine methiyeler dizip hutbeler okumalarıyla sosyal adalet gerçekleşmez, Yine meczupların dua etmeleri, gürültülü zikirler yapmaları, bağırıp çağırmaları, hoplayıp zıplamalarıyla da sosyal adalet gerçekleşmez.
°•○● Gelişme süreci ancak zıtların çatışması ile olanaklıdır ve böylece çelişkiyi aşarak yüksek bir kesime ulaşır.Ama nerede çelişmenin gelişme gücü yoksa karşı durulan 'varlık' veya 'şey' tam da bu çelişme yüzünden ölür
Sayfa 18 - Dorlion YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Her mezhep kendisinin "kurtuluşa eren fırka" olduğunu iddia edip, İslam'ı tekeline alırken, kendisi gibi olmayanları İslam dışı ilan etmekte, onlara yaşama hakkı tanımamaktadır. Bunun en açık örneğini IŞID meselesinde görebiliriz. Suriye'deki, Irak'taki, Yemen'deki çatışmalarda da mezhep farklılıkları hem motivasyon, hem de meşruiyet aracı olarak kullanılmaktadır. Orta Doğu'da, hatta Müslümanlanın yaşamış oldukları her yerde ya fiilen mezhep çatışması vardır (Pakistan) veya iktidar kavgaları mezhepler üzerinden yürütülmektedir. Bu sebepten diyoruz ki; Orta Doğu'da olup bitenleri anlayabilmenin anahtarlarından birisi, belki de en mühimi Şiiliktir. Haritaya baktığımızda İran'da %85, Irak'ta %60, Suriye'de %12, Suudi Arabistan'da %15, Körfez ülkelerinde %30-70 oranında Şii nüfusun olduğunu bilmek, İran'ın Şiilerin olduğu her yerle ilgilenmeyi sorumluluk saydığını görmek, nüfuz ve iktidar çekişmesinin en iyi kullanabileceğini enstürmanın mezhep meselesi olduğunu anlamak için yeterlidir.
Sayfa 126 - POLİS AKADEMİSİ YAYINLARIKitabı okuyor
Dünya döner ve dünya değişir, Ama tek bir şey değişmez. Yaşantım boyunca tek bir şey değişmez. Ne kadar gizleseniz de, bu şey değişmez: Sürekli çatışması iyi ile kötü'nün. Unutkan, savsıyorsun türbeleri, kiliseleri; Öyle insanlarsınız ki bu zamanla alay edersiniz İyilik adına yapılanlarla, nedenler bulursunuz Mantıklı ve aydınlık kafaları hoşnut edecek. Sonra, savsıyorsunuz ve küçümsüyorsunuz çölü. Çöl uzak değildir güney dönencesinde, Çöl yalnız çevresinde değildir bölgenin, Çöl sıkıştırılmıştır kapı komşu metro'ya, Çöl yüreğindedir senin kardeşinin. İyi insan yapıcıdır, yapıyorsa iyi olanı. Size göstereceğim şeyler şimdi yapılmaktadır, Bazı şeyler de çok eskiden yapılmıştı, Ki sizleri yüreklendirebilir. Yetkinleştirin istencinizi. İşte size halkın yaptığı iş. Dinleyin.
Gönlünü hoş tut, sonu gelmez kaygıların Gök kubbede çatışması bitmez yıldızların Senin toprağa karışacak bedeninse Tuğla olacak sarayına başkalarının
Gönlünü hoş tut, sonu gelmez kaygıların Gök kubbede çatışması bitmez yıldızların Senin toprağa karışacak bedeninse Tuğla olacak sarayına başkalarının.
Sayfa 171Kitabı okudu
Reklam
Bir defa Suriye iç savaşı, Müslüman dünyasının Kerbela'sıdır. Bunu kabul etmediğimiz müddetçe yaşanan büyük oyunu görme şansına sahip değiliz. İslam dünyasını, Suriye üzerinden mezhep çatışması haline dönüştürdüler. İslam dünyası bu savaş nedeniyle büyük güç kaybetmiştir.
Tartışma teorik bir konu üzerine karşılıklı konuşma hiç kuşkusuz her iki taraf için de Çok yararlı olabilir, çünkü tartışma tarafların sahip oldukları düsünceleri doğrular veya teyit eder ve ayni zamanda yenilerini uyandırır. Çoğu zaman kıvılcımlar doğuran iki fikrin çatışması veya çarpışmasıdır; ancak bunun aynı zamanda cisimlerin çarpışmasına benzer bir yanı da vardır, çünkü zayıf olan çoğu kez ona katlanmak zorunda kalır, oysa kuvvetli olan bundan galip çıkar ve muzaffer bir tavır ve eda taknır. Bu bakımdan tartışmanın taraflarının da herhal- de bilgi bakımından olduğu kadar zekâ ve yetenek bakı- mından da birbirinin olabildiğince dengi olması gerekir. Eger birinin bilgi eksiği varsa o au niveau (esvafa uygun) değildir ve dolayısıyla diğerinin delil ve temellendirmelerine karşıIık veremeyecektir; deyiş yerinde ise o çekişmede ringin dışında duracaktır. Ama eğer zeka ve kavrayış bakımın dan eksiği varsa, çok geçmeden içinde uyanacak olan öfke ve hiddet nöbetleri onu tartısmada her türlü çirkin hile ve bahaneye başvurmaya, bilerek güçlük çıkarma- nın her çeşidinden yararlanmaya yöneltecek ve dikkati bunlara çekilerek meselenin esası kendisine gösterildi- ğinde bu kez de işi bayağılaşmaya kadar götürecektir.
Demokrasi üzerine
Bütün bunlardan sonra 'Hâkimiyet milletindir, halkın seçme ve seçilme hakkı vardır palavralarına kim aldanır” Bu sözlerin ne değeri olabilir?! Bu öyle bir aldatmacadır ki üzerinde konuşmaya bile değmez. Hâkimiyet, şu sözünü ettiğimiz milletin öyle mi? Şu aç, zavallı, cahil, aldatılmış milyonların öyle mi? Şu gece gündüz ekmek diye bağıran, kendisinin hakkı olduğu söylenen seçme ve seçilme hakkı üzerinde düşünmek için bir saniye bile vakti olmayan yoksul zavallıların öyle mi? Efendilerinin istediğini seçmek, istemediğini terketmek zorunda bırakılan -çünkü efendiler bu zavallıların geçim kaynağıdır şu milyonlar mı? Egemenlik bunların öyle mi?
Çöp tenekelerinden kırıntı toplayan beli bükük, ayağı yalın, bedeni çıplak, soluk yüzlü, ürkek bakışlı binlerce yaşlının insan olduğunu söylemeye kim cesaret edebilir? Kim çıkıp da bu zavallıların insan haklarından faydalandıklarını iddia edebilir? Bu zavallılar, mutlu azınlığın villalarında köpeklerine yedirdikleri şeyleri rüyalarında dahi göremiyorlar.
Reklam
Devlet acizdir! Peki neden acizdir Çünkü yönetim tümüyle bozuktur. Torpilli ve hatırlıların saltanatı, yürütmenin bozukluğu, formalite hastalığı, rüşvet, adam kayırma ve vicdansızlık devleti işlemez hale getirmiştir.
Çünkü devlet; zavallı muhtaç halkı değil, para babalarını temsil ediyor.
Topraksız bir millet için milletsiz bir toprak
İsrail-Filistin çatışması dar bir alanda gerçekleşiyor ve askeri bakımdan düşük yoğunluklu olarak değerlendiriliyorsa da stratejik bir öneme sahiptir. 1971 yılında Filistin hakkında "Topraksız bir millet için, milletsiz bir toprak" diye konuşarak hata eden Lord Balfour, İsrail- Filistin çatışması için gerekli şartları hazırlamış ve bu çatışmanın şeklini belirlemişti: Bu bir toprak hâkimiyeti kavgası olacaktı.
Sayfa 67 - Erdem yayınları
Okumuşların felaketi asıl 1938 den sonra baslar. Daha evel kabul görmüs düşünceler savunanlar, yazanlar bu dönemden sonra suçlanmaya baslamistır. 1938 sonrasi gerilimdir ki bu gruplan birbirlerivle daha çok Çatismaya itmistir. Nitekim 1947 den sonra Tan Gazetesi olayıyla birlikte üniversiteler çok agir sarsintilar geçirmiştir. Kurumlasmiş sag-sol catismasi bu noktada başlar.
Sayfa 312Kitabı okudu
Böl parçala yönet. BOP projesi burda başlamış (2003)
Irak'ta demokrasi tutkusundan vazgeçilmiştir, Şii coşkusu da aynı durumdadır, yönlerini bulmaya çalışmaktadırlar (bula-mayabilirler de). Mezhep çatışması, Irak'taki Sünnileri ve şiileri birbirinden ayırmıştır. Irak'ın gevşek federalizm sistemi iki topluma da kendi siyasi ve sosyal kurumlarını güvenlik içinde kurmaya ve birbirini tehdit etmeden var olmalarına izin vermektedir. Bu yüzden, Şiiler, İran tarzı İslami cumhuriyetlerine sahip olabilirler ama ülkenin sadece Şii olan kısımlarında Irak'ın Sünni Arap liderleri yönetmenin zorlu görevlerine karşı çıkmaktansa sadece muhalefet etmenin kolaylıklarını tercih edeceklerdir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.