Kahve mi? Yoksa çay mı?
Sayfa 197Kitabı okudu
Kahve tercihimdir. :)
Bana, 'Dünyanın batmasını mı yeğlersin, yoksa çay içmemeyi mi?' diye sorsalar, her zaman çay içebilmem için, 'Dünyanın batmasını,' derim..
Sayfa 141Kitabı okudu
Bir çay içer misin, yoksa kahve mi
Kibritim yok, demek cigaraya başladın
Ellerin de titriyor, bir şeyin mi var
Böyle bir kız değildin sen eskiden
Sana ne yaptılar, sana ne yaptılar?
Kirpiklerin ıslanıyor durup dururken
O sabah mı çıkmıştın, bir gün önce mi
Çok değişmişsin birden tanıyamadım.
Sayfa 13 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
saçların uzundu omuzlarına akardı
gönlümüz şenlenirdi sarışınlığından
onlar mı kestiler sen mi kısalttın
gülerdin içimize aylar doğardı
görünmez dağların arkasından
eski gülümsemeni beyhude aradım
o sabah mı çıkmıştın bir gün önce mi
çok değişmişsin birden tanıyamadım
bir çay içer misin yoksa kahve mi
kibritim yok demek cigaraya başladın
ellerin de titriyor bir şeyin mi var
böyle bir kız değildin sen eskiden
sana ne yaptılar sana ne yaptılar
kirpiklerin ıslanıyor durup dururken
o sabah mı çıkmıştın bir gün önce mi
çok değişmişsin birden tanıyamadım
Sayfa 13 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ben de aynısını kahve için söylerdim:)
"Dünya mı yıkılsın yoksa bir bardak çay mı içersin?" deseler...
"Ben çayımı içtikten sonra dünyanın canı cehenneme" derdim.
Sayfa 169
Fırtınada Yanacaksın
"David. Tam zamanında geldin. Dakikliğin beni hep etkilemiştir zaten." Odasına geçmesini işaret ederken," Çay,kahve?" diye ekledi.
"Kahve."
Dilini onaylar şekilde şaklatırken, "sen köpek mi seversin yoksa kedi mi?" dedi.
"Köpek."
"Bende öyle tahmin etmiştim. Köpek severler kahveyi, kedi severler çayı tercih eder. Buna hiç dikkat etmiş miydin?"
Sayfa 380 - KORİDOR YAYINCILIKKitabı okudu
"Çay, kahve?" diye ekledi.
"Kahve"
Dilini onaylar bir şekilde şaklatırken, "Sen köpek mi seversin yoksa kedi mi?" dedi.
"Köpek."
"Ben de öyle tahmin etmiştim. Köpek sevenler kahveyi, kedi severler çayı tercih eder. Buna hiç dikkat etmiş miydin?" Bu bir soru değildi. Kapıya dönüp seslendi. "İki kahve, Ellen."
-Uçakta garip bir ses var. bir şey yoktur ya? Bunu ufak tefek yaşlıca bir kadın mırıldanmıştı.
-Yükseklik ne kadar?
-Hızımızı söyler misiniz?
-Hey, fıstık! şimdi nerelerin üzerindeyiz?
-Ay, burası çok havasız, cam açabilir miyiz?
-Şu iki çocuğa yemeklerini yedire bilirmisin? deyiverdi, o dört çocuklu anne, buyururcasına.
Resmen tımarhaneye dönmüştü burası.
Sigaralarınızı içebilir, kemerlerinizi çözebilirsiniz artık, çünkü havalandık.
Hepiniz hoşgeldiniz!
-Çocuklarımız olduktan sonra karım benim varlığımı unuttu.
Bu çok eski usuldür sökmez, "Acındırma metodu" deriz. Genellikle arkası şöyledir:
-Sonra da köpek aldı eve, ben tamamen unutuldum.
En iyisi böyle bir herifi yolcu olarak unutmaktır.