Hayır rızkını veremediğimiz müddetçe ne çocuk, ne nüfus isteyemeyiz. Karnını doyuramadığımız, sıhhatini koruyamadığımız, tahsilini temin edemediğimiz her çocuk, Bu memlekete yüz milyon lazım!" diyenlerin gözüne, onları gaflet uykularından uyandırmak için sokulmuş birer parmaktır. Bize yarının hastanelerini, darülacezelerini, cezaevlerini dolduracak cahil, mesleksiz, serseri yüz milyonun lüzumu yok! Bize, insan gibi yaşamak, hayatın nimetlerinden istifade etmek imkanlarına, hiç olmazsa bu sakat tedbirleri tavsiye edenler kadar sahip yirmi milyon vatandaş, daha faydalıdır. Bunun için işi kabuğundan değil, çekirdeğinden ele almak, evvela bu memlekette sefaletle, cehaletle, içtimai müsavatsızlıkla, hülasa bütün geri taraflarla hep birden mücadele etmek lazımdır. Hiçbir içtimai mesele tek başına var olamaz, hepsi birbirine zincirleme bağlıdır. Zincirin bir halkasını ele alıp üst tarafını unutursak, köylerde on çocuk doğurup bilgisizlik, bakımsızlık, sefalet yüzünden ancak ikisini yaşatabilrn anaları; sıtmadan, veremden ölen, trahomdan kör olan yetişkinleri düşünmeden "Fazla çocuk doğurmuyoruz da ondan küçük ve geri millet olarak kalıyoruz!" diye bağırırsak, gülünç vaziyete düşmüş oluruz. Bize yeni bir hayat getirecek yeni bir nesil, yebi bir hamle, yeni bir dünya görüşü gerek. Ama istediğimiz bu yrni hayat, yukarıda söylediğimiz çocukların sattığı cinsten, sefil ve korkunç bir "Yeni Hayat" değil.