Saatler, dakikalar ve hatta saniyeler bazen insanlar için önemini yitirir. Sadece bir boşlukta sonsuzluğa yuvarlanırcasına acıyla, terk edilmişlikle başa çıkmak belki de hayat boyu bir insanın karşılaşabileceği en zor şeydir. Acı bazen insanın ruhuna dokunur ya hani, yakar baştan başa ama cehennem azabı gibi dinmek bilmez bir acıyla ve siz inatla bedeninizin de ruhunuzun da hala diri olduğunu fark edersiniz işte o daha da acıtır. Kalbiniz yok olana kadar kasıp kavuran bu acı ölüm demekti onun için.
Sık sık başı ağrıyordu. Çok ders çalışmasına rağmen "anne çok çalışıyorum fakat unutuyorum" derdi. Bakkala birşeyler almaya gönderdiğimde ne alacağını unutuyordu. Not tutmaya başladı, not tutmasa unutuyorum diyordu. Keşke o zaman farkına varsaydım diye kendimi suçluyorum. Biz çok ders çalıştığı için belki zihni yoruluyor diye
ŞEHRİN SOKAKLARI
Yürüyorum şehrin sokaklarında,
Gün akşama yakın.
A’nı yaşıyorum.
Mevsimse bahar…
Erguvanlar çoktan açtı.
Artık mor salkımlı duvarların,
ŞEHRİN SOKAKLARI
Yürüyorum şehrin sokaklarında,
Gün akşama yakın.
A’nı yaşıyorum.
Mevsimse bahar…
Erguvanlar çoktan açtı.
Artık mor salkımlı duvarların,
Makyajsızdır bu güzel çehreler
Yüzlerini sen pudrasız bırakma Allahım
Ya kaldır şu FaceSwaplarını
Ya fondotensiz bırakma Allahım..
Toplanın ey Goriot Baba’nın kızları,siz de Laios’un şişikliği kollarına vurmuş dar t-shirtlü oğulları.Bu kitap size inmiş İncil’dir.Gelin okuyun,topluca okuyun ve resmini instagrama Brazil Santos’la beraber atmayı
“Uluma” (Howl) sadece Beat edebiyatının değil, o güne kadar yazılmış tüm lirik edebiyatın en gaddar dille yazılmış ancak bir o kadar da etkileyici, gözlerimizi kimi zaman yuvalarından çıkaran, kimi zaman ise yaşlarla dolduran şiiridir. Uluma terbiyesizce yazılmıştır, bir Columbia Universitesi mezununa hiç yakışmayacak cinsten dizelerle doludur,
"(...)Saatler soluyor ağır ve baygın
Ve, bu dünyanın ahları içinde değil,
Aşağıda, aşağıda bu kent kurulduğunda,
Cehennem bin tane tahttan yükselerek
Selam duracak ona."
Zaman geçmiyor buralarda
Gönlüme telve gibi çöktü vakit
Kuşlar farklı ötüyor sanki
Deniz mumya, sahiller lahit gibi
Sessiz bir çığlık boşluğa
Öyle imkansız öyle gerekli
Zaman buralarda geçmiyor
Saatler ayarlanmaya unutulmuş
Gökyüzü farklı bakıyor sanki
Kargalar konuyor umursamazlığa
Öyle bir yerdeyim ki
Bu sıcakta kanım donuyor
Cennetin ortasında cehennem
Zaman buralarda geçmiyor
Tüketiyorum kendimi bu sevdayla
Ha vazgeçtim ha vazgeçeceğim derken
Anlamsızlaşıyor bir anda
Deniz sesleniyor bana, vazgeç!
Zamansa buralarda hala
Ölmek için erken yaşamak içinse çok geç