136 syf.
8/10 puan verdi
·
28 saatte okudu
Celal hoca yine bildiğimiz gibi kitap Atatürk ile alakalı güzel noktalara değinip onun bilimsel yaklaşımını açıklayıcı bir şekilde anlatsa da dine bakış açısı bana çok yanlış geliyor. Özellikle 18 yaşından önce dini şeyler öğretilmemesi konusu. Kendisi kitapta bir şeyin varlığını ispat yokluğunu ispattan çok daha kolaydır diyor tanrının varlığının ispatları ona göre yanlış ise de yokluğu da ispat edilebilmiş midir, hayır. O zaman insanların binlerce yıldır inana geldikleri şeylerden onları bir ölçüde koparmak ne kadar doğru. Sonra batılılaşma adına Atatürk 'ün fikirlerini şu şekilde dile getiriyor, Doğu – Batı sentezi olmaz ya Batılısındır ya Doğulu geçmişte bunu yapmaya çalışanlar hüsrana uğramıştır diyor ve İskender'i gösteriyor. Ben İskender'in helen kültürü oluşturmaya çalışmasındaki başarısızlığı nerede göremedim ve kendisi de açıklamıyor. Sonra Batılılaşmak'tan amaç eğer medenileşmek ise tabi ki onu almalıydık ve aldık da, ama bu yapılırken doğu ile olan bağımız koparılmaya çalışılmamalıydı. Her toplumun kendine özgü kodları vardır. Ama bunlar devrimler sırasında biraz göz ardı edildi medeni kanun bizden çok farklı bir toplum olan İsviçre'den alındı. Çalışma ile ilgili kanunlar faşist İtalya'dan. Ben bunları çok eleştirmek istemiyorum. Osmanlı tebaası cahil kalmış bir tebaa idi bunları kalkındırmak için bu çalışmaları yapacak insanlar baştan yapmaya kalksalar zaman alacaktı. Bir an önce batılı devletler yakalanmalıydı. Ama bu yapılanları en doğrusu buydu iyi ki böyle oldu demek bana yanlış geliyor.
Dâhi Diktatör
Dâhi DiktatörCelal Şengör · İnkilap Kitabevi · 20223,708 okunma
1950’deki seçim başarıları Demokratlar’ı halkın kendi program-larını desteklediğini, kendilerinin de her dört yılda bir karşısına çıka-cakları ‘milli irade’yi temsil ettiklerini düşünmeye yöneltti. Bu sebep-le, ne muhalefeti ne de muhalefetin eleştirilerini ciddiye aldılar. Demokrat Parti yönetiminin ilk yıllarında Avrupa’da Türk mallarına artan
Reklam
Takdim
Kör ölünce badem gözlü olur, derler. Tersi de vâkidir, badem gözlünün ölünce kör olduğu. Hatta iki durum aynı kişinin başına da geliverebilir. Meşhur şahsiyetler öldükten sonra kimi için badem gözlü kimi için kör olur, bilhassa fikren kutuplaşmış ülkelerde. Onların hayatlarını yazanlar böyle kavgalara aldanmamaya özen göstermeli, mevtaya
KORKU NEDİR? KURANDAN TAHLİL
Takvâ sözcüğünün anlamında “korku” ve “korkmak” unsurları bulunmasına rağmen,takvâ’nın sadece “korku” olarak anlaşılması doğru değildir. Fakat ne yazık ki, birçok meal ve tefsir, takvâ ve ittikâ sözcüklerini sadece “korkmak” anlamıyla açıklamıştır. Takvâ veittikâ sözcüklerinin ifade ettiği korunma ve sakınmanın Arapça’da havf, mehâfet, rehbet gibi
136 syf.
7/10 puan verdi
Kara hakkında okumakta olduğunuz bu yazıyı yazmaya başlamadan önce aklıma şu soru takıldı: Kara ile siyah arasındaki fark nedir? İnternet bize bu konuda pek de tatmin edici bir cevap vermiyor, hatta Türk Dil Kurumu bu kelimeleri anlamdaş olarak gösteriyor. Ancak arada küçük bir ayrım olduğunu düşünüyorum. Kara, “Nasıl?” sorusuna muhtemel bir cevap
Kara
KaraCemal Şakar · İz Yayıncılık · 201744 okunma
Allah'ın Zat'ı
Zatında BİR'dir, ortağı yoktur. TEK'dir, onun benzeri yoktur. Samed'dir (herkesten zengindir, kimseye muhtaç değildir, bütün yaratıklar ona muhtaçtır). O'nun hakkında bunun zıddı tasavvur olunmaz. Yalnızdır dengi ve nazırı yoktur. Kadîm'dir, varlığının başlangıcı yoktur. Ezelî'dir, bidayet yoktur. Varlığı devamlıdır, sonu yoktur. Ebedidir, nihayeti yoktur. Kayyum'dur (her şeyi onunla kaim ve her şeyin varlığı ondandır). Kendisine inkıta arız olmaz. Daimdir, onun için helak yoktur. Daima Celal sıfatları ile muttasıftır. Zamanların bitimi ve ecellerin muntarız olması ile, O'nun hakkında yokluk ve ayrılık ile hükmedilemez, bilakis O, evvel, ahir, zahir, batın ve her şeyi hakkıyla bilendir.
Reklam
85 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.