Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

H Ç

İnsan Nedir?
Ön yargılar, dış etkenler tarafından kaldırılmalı ya da olduğu gibi bırakılmalı. İdeallerinizi davranışlarınızdan aldığınız en büyük zevki bulacağınız zirveye doğru özenle yukarı, daha yukarı eğitin ki bu hem sizi memnun edip hem de komşularınıza ve topluma yarar sağlasın. Aklın, insanın yardımına ihtiyacı olsaydı, ona iş vermesi için sabahları uyanmasını beklerdi. Gerçekten Özgür İrade diye bir şey yok mu?---Ben olmadığını düşünüyorum. İrade diye bir şey var. Fakat onun doğruyla yanlışın düşünsel olarak algılanmasıyla bir alakası yok, onların emri altında da değil. Aklın, fiziksel donamının bir parçası mı?-----Hayır aklım fiziksel donanımımdan bağımsız. Manevi.-----Peki manevi bir şey olarak, fiziksel etkiler altında kalamaz mı?-----Hayır kalamaz.-----Vücut sarhoşken aklın ayık kalabilir mi? Örnek olarak tüm tarih karşında duruyor. Yunanlar, Romalılar, Persler, Mısırlılar, Ruslar, Almanlar, Fransızlar, İngilizler... Binlerce çılgın ve sakin din, akla gelebilecek her tür hükümet; kaplan kadar vahşi, ev kedisi kadar uysal olanına kadar... Her ulus, tek gerçek dine inandıklarını, tek mantıklı hükümet sistemine sahip olduklarını "biliyor." Hepsi, kendilerinin de berbat olduklarından şüphelenmeden, diğerlerini küçümsüyor. Hepsi, kafalarındaki, üstün oldukları hayaliyle gurur duyuyor. Hepsi Tanrı'nın en çok onları sevdiğinden emin. Önlerine acı gerçeklerden oluşan bir sistem koyarak neşelerini kaçırabileceğimi düşünerek beni çok onurlandırıyorsun. Bunu hiçbir şey yapamaz. Her şey çoktan denendi. Başarı sağlanamadı. Sen de lütfen kafana takma.
Reklam
Part 2
İnsan beynindeki kortizol sürüngendeki gibidir. Araba kazası geçirmiş bir kız komadan çıktığında yanında kahkaha atılınca çığlık atmıştır çünkü beyni gülerken kaza yaptıkları için bu iki olayı eşleştirmiştir. Beyniniz grup arkadaşlarının nasıl hayatta kaldığını gözlemleyen atalardan miras kaldı. Grupta uyumsuz olanlar gen havuzundan çıkarıldı
Part 1
Modernizm ile birlikte imkanlar artarken seçkinler toplumdaki ayrıcalıklı pozisyonlarını kaybettiler. İletişim araçlarının da yaygınlaşmasıyla geniş kitleler kendini ifade etme şansı buldu. Gerçeklik bilgi felsefesinin (epistemoloji) değil, varlık felsefesenin (ontoloji) konusudur. Gerçeklik var olmak için insan zihnine ihtiyaç duymazken,

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Part 1. Direkt alıntı değildir.
7 yıl boyunca doğada kalmayı öğrenmek için çok uzun zaman ancak insanlarda bazı gariplikler var. Beyin 7 yılda kodlanıyor ancak bu erken yaşta inşa edilen kodlar yetişkinlik düzeyinde iyi bir rehber değil. Dopamin aradığını bulmanın keyfi. Endorfin acıyı örten coşku. Oksitosin sosyal bağların konforu. Serotonin sosyal güvenin önemi.
Osmanlı-Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Geçiş-Cumhuriyet Tek Partili Dönem
Kitaptan aldığım notlarla genel bir tablo çizmeye çalışacağım. 18. ve 19. yy.de Osmanlı vergi toplayamıyordu. Sanayileşme, makineler ve çalışanlar ithal edilerek sağlanmaya çalışıldı ancak başarısız oldu. Anadolu bu dönemlerde sefalet ve hastalık içindeydi. Her doğan 4 bebekten 1i ölüyordu. Balkan savaşları sonrası sanayi ve tarım gelirleri
Reklam
TBMM'de 1 Mart tezkeresinin oylaması yapılacaktı. "Allah'tan korkun, Tayyip Erdoğan'ı dinlemeyin" diye kapak yaptık ve Irak işgali için düzenlenen tezkerenin geçmemesi için çağrıda bulunduk. O derginin, korsan yollarla, tezkerenin oylanacağı sabah Meclis'te bütün vekillerin odasına dağıtılmasını sağladım.
Sayfa 105Kitabı okudu
Cemaatlerin halini görüyordum, dindarlık adına yapılan yolsuzlukların farkına varıyordum, dindarların "bizim partimiz" dedikleri partinin, o partideki siyasetçilerin yetersizliklerini, dünyadan ve dünya gerçeklerinden kopuk düşünce yapılarını fark ediyordum, yolsuzluk iddialarının gerçek olduğunu görüyordum. Bütün bunlara yüksek sesle eleştiriler getiriyor, itiraz ediyor, hatta isyan ediyordum ama buna rağmen İslamcılıkta bütünüyle kopamıyordum. Kopamıyordum çünkü "mahalleden kopma" diye bir pratik yoktu. "Ben artık İslamcı değilim" desem bile "İslamcı Levent, İslamcı olmadığını söylüyor" diyeceklerdi. Hepimiz, içeriden çekiştirildiğimiz, dışarıdan bastırıldığımız ideolojik kafeslere kapatılmıştık.
Sayfa 101Kitabı okudu
Türkiye'deki siyasi atmosferin de etkisiyle biz İslamcılık akımına kapılmış din üzerinden ayrımcılık yapıyorduk, o da milliyetçilik akımına kapılmış etnik kimlik üzerinden ayrımcılık yapıyordu. Esasında birbirimizden farkımız yoktu. Ülkedeki ideolojik kamplaşma, çatışmalar her birimizi başka bir yere savurmuştu. Benimsediğimiz üslupla, yaklaşımla, farkında olmadan, mücadele ettiğimiz, karşı olduğumuz kesimleri büyütüyorduk. Çünkü hepimizin Türk olduğunu savunan MHP'li biri, hiç aklımda yokken beni Kürt yapmış, şimdi de "Benim Kürde verecek kızım yok" diyordu. MHP'lilerin bu yaklaşımı olmasaydı belki de benim gibi milyonlar Türklük, Kürtlük gibi etnik kimlik farklılıklarını önemsemeyecekti. Veyahut Kürt hareketinin kimlik vurgusu bu kadar sert ve belirgin olmasaydı, Türk milliyetçiliği bu kadar etkin olmayacaktı. Veyahut Atatürkçülük istismar edilmeseydi, dayatılmasaydı, birçok kimse İslamcılığın yanlışını, tahrip edici yönünü belki de daha önceden görecekti. Veyahut İslamcılar olmasaydı belki de Atatürkçülük bu kadar kolay istismar edilen, dayatılan bir değer haline gelmeyecekti. Zincirleme trafik kazası gibi. Hepimiz varlığımızı mücadele ettiğimiz karşıtlarımıza borçluyuz. O yüzden karşıtlarımızı değil kendimizi değiştirmeye çalışsak belki sorun da kökten çözülecek.
Müslümanlık ve İslamcılık
İdeoloji haline gelen din anlayışı, dini de yutan bir canavara dönüşmüştü. Yani Müslümanlık, İslamcıların elinde çürümüştü, hayattan kopmuştu.
Ahlaklı olmak ile ahlakçı olmak arasında fark var.
Ahlak, benim anladığım, bir nebze zeka, hatta yaratıcılık gerektiriyor. Kendi çelişkilerimizi görüp onları taşımaya tahammül edebilmeliyiz. Aksi takdirde "ahlakçı" oluruz.
Geri13
55 öğeden 46 ile 55 arasındakiler gösteriliyor.