Güzelliği ile sizi sizden alan bir çiçek görürsünüz,elinize alınca bakarsınız ki kokusu da aklınızı başınızdan alıyor.Aynı varlığa bahşedilen iki ayrıcalığın hangisine hayran olacağınızı şaşırırsınız ya;işte tıpkı öyle bir duygu,romanlarına meftun olduğunuz Sabahattin Ali'yi şair yönüyle okumak.
Kalemin de bir rengi var;kimi kalem sahibiyle aynı yöne akar,kimi yazar tersine aktırır kalemini.Çok naif bir insanın hırçınlığıyla sayfaları darmadağın eden bir kalemi de olabilir,çok hırçın bir kalemin usul usul akan bir üslubu da.İnsanın benliğinde iyi ya da kötü binbir benliğin olduğuna ve bunları kendi ruhunda da kıyasıya çarpıştığına inanan Sabahattin ALİ,fırtınalı bir ruhun dingin kalemi bana göre.Ilık ılık ruha damlayan şiirleri;ayrılığın,insan olmanın ağırlığının,mahpusluğun,yokluğun,yoksunluğun tersine akan ve ümide adanan bir adak gibi.
Romanlarıyla aklımızı başımızdan alan yazarımızın,şiirlerinin de hakkını vermek lazım.Çok çok güzeldi...Aldırma gönül aldırma...