Naci Azra Arılı

Naci Azra Arılı
@cinali88
Matematik Öğretmeni
Yüksek Lisans
İstanbul
15 okur puanı
Ağustos 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
talihsizlik
Kalem ve Kılıç başlıklı eserinize yazdığı sunuş yazısında Ekbal Ahmed, "Filistinlilerin talihsizliği tarihte ender rastlanan bir düşman, fiilen uzun dönemler boyunnca acılar çekip zulümler görmüş bir halk tarafından eziliyor olması." demişti.
Sayfa 166
Reklam
Sömürgeciliğin Vazgeçilmezi
Her imparatorluk iki şey yapar: Kendisinin, bir, geçmişteki imparatorluklara benzemediğini vurgulayarak, iki, yakıp yıkmakla asla alakası olmadığını ileri sürerek, başka halklara aydınlanma ve uygarlık, barış ve ilerleme getireceği vaadinde bulunarak yola koyulur, ama fiilen söylediklerinin tam zıddını yapar.
Sayfa 213
Kalmak ve Dönmek üzerine
"Doktor, belki bilmiyorsunuzdur ama ben buraya yanlışlıkla gönderildim." "Herkes buraya yanlışlıkla gönderilir, sevgili çocuğum." dedi doktor, süslü bir şekilde kendine imada bulunuyordu. "Hatta kalanlar bile."
Sayfa 66

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İyi İnsan
Ben ki elindeki çöpü atacak çöp kutusu bulamayınca cebine koyan, yemek yediği lokantada garsona yük olmamak için masadaki kırıntıları peçeteyle temizleyen, yeni gelen müşteriler ayakta kalmasın diye kalabalık kafeyi erkenden terk eden, banka ve postane sıralarında yerini emekli olmuş yaşlılara veren, yazıcıdan çıktı alırken iki tarafa da basmış
Sayfa 90 - İskenderiyeKitabı okudu
Utangaç Bakışlar
Yüzü yerde geldi kız, küçük adımlarla. “Hoş geldiniz!” dedi zor duyulan bir sesle. Der demez de gerisin geriye dönüp oturdu aynı yere. Gencin yüzüne bile bakmamıştı ama genç, utangaçlığından istifade edip kızın yüzünü bir ders kitabı gibi çalışmıştı o kısacık süre içerisinde. Uzun ve güzel bir yüzü vardı, sivri bir çenesi, geniş bir alnı, uzun saçları ve mütevazı bir burnu... Her şey yerli yerindeydi, tıpkı çetrefil bir işlemin sonunda ortaya çıkan kısacık denklemler gibi hem hayranlık uyandırıyor hem de doğruluğundan kuşkuya düşürüyordu. Ateş kırmızısı yanaklarından fışkıran tazelik, karanlık geceleri renkli ışıklarla aydınlatan havai fişekleri hatırlatmıştı genç adama. Gözleri yerdeydi belki ama kenarlardan taşan merakla karşısındakini süzdüğü belliydi. Ya beceremiyordu bakışlarında biriken ilgiye muhtaçlığı gizlemeyi ya da belli etmek istiyordu hayatında ilk defa gördüğü bir erkeğe her şeyi. Bir yerde mi okumuştu yoksa üniversitenin kantininde arkadaşları konuşurken kulak misafiri mi olmuştu ne, kadınların tanımadıkları erkeklere sırlarını açmada sınır tanımadıklarını. Zayıflık mıydı bu yoksa tanıdıklardan -yani ölçüp biçen ve her seferinde yargılayan, yanlış bulan gözlerden- intikam almak mı?
Sayfa 52 - İskenderiyeKitabı okudu
Reklam
Reklam
36 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.