Bre zavallı insan, az mı derdin var ki kendine yeni dertler uyduruyorsun. Az mı kötü haldesin ki, bir de kendi kendini kötülemeye özeniyorsun. Ne diye yeni çirkinlikler yaratmaya çalışıyorsun? içinde ve dışında zaten o kadar çirkinlikler var ki! O kadar rahat mısın ki rahatının yarısı sana batıyor? Doğanın seni zorladığı bütün yararlı işleri gördün bitirdin işsiz güçsüz kaldın da mı başka işler çıkarıyorsun kendine? Sen tut, doğanın şaşmaz, hiçbir yerde değişmez yasalarını hor görüp, sonra o senin yaptığın, bir tarafı acayip, uygunsuz yasalara uymaya çabala. Üstelik bu yasalar ne kadar özel, dar, dayanıksız, gerçeğe aykırı olursa çabaların da o ölçüde arıtıyor senin.
Sıcak bir temmuz gecesi. Dışarda ay daha batmadı. Köy mehtabın loş aydınlığında uyudu çoktan. Gözlerim yanıyor uykusuzluktan, ama uyuyamıyorum.
Vasili'nin anlatıkları geliyor aklıma, sağa dönüyorum, sola dönüyo rum, güzel şeyler düşlemeye çalışıyorum, güzellikler çirkinleşiyor, çirkinlikler güzelleşiyor...
Bre zavallı insan, az mı derdin var ki kendine yeni dertler uyduruyorsun. Az mı kötü haldesin ki, bir de kendi kendini kötülemeye özeniyorsun. Ne diye yeni çirkinlikler yaratmaya çalışıyorsun? İçinde ve dışında zaten o kadar çirkinlikler var ki!
Zavallı insan, az mı derdin var ki kendine yeni dertler uyduruyorsun. Az mı kötü haldesin ki, bir de kendi kendini kötülemeğe özeniyorsun. Ne diye yeni çirkinlikler yaratmaya çalışıyorsun? İçinde ve dışında zaten o kadar çirkinlikler var ki!
Dünyanın kişiyi izlediği hissi bir iyidir, bir kötü. İyidir, görece çirkinlikler yapmasına engel olur. Kötüdür, öyle olmadığı, kimsenin umrunda olmadığı halde herkes için hep yüreği ağzında yaşar.
…az mı derdin var ki, kendine yeni dertler uyduruyorsun. Az mı kötü haldesin ki, bir de kendi kendini kötülemeye özeniyorsun. Ne diye yeni çirkinlikle yaratmaya çalışıyorsun? Içinde ve dışında zaten o kadar çirkinlikler var ki.