İnsan değer miydi diye illa ki düşünüyor tabii. Yirmi yaşında bir çiğdem gidiyor ya. Umutsuzum ben, devam eder, bu Doğu bitmez. Gençler ölmeye devam edecek
Şimdi şurada bütün yargıçların resimlerini bir tuvalin üzerine çizsem de karşılarına geçip kendinizi savunmaya kalksanız, gerçek bir mahkeme önündekinden daha çok başarı kazanırdınız.
ADIN SENİN
Saçlarına can veren yıldızlar nerde gülüm
Hangi ferman dokundu bakışlarına senin
Belki sahrada değil, şimdi göklerde gülüm
Taşıyor bulutları gözlerinde nazenin
Senin her kirpiğinde bir dervişin âhı var
Muhteris aynaların eskidiği yerdesin
Yüzünde en çaresiz devlerin günahı var
Zamanı sonsuzluğa bağlayan
ben kan diye başlamak isterim oysa gülün derdi başkadır
lâle bahardan yanadır, çiğdem güneşten, konu değişir
hepsine pekâlâ amma bilirim gülün derdi uydurma
kıpkırmızı en çok yakışırken kendine onu değişir
lâle mayıs ayıdır mora turuncuya filan boyanır
pek güvenmem yabancıdır bakarsın yönü değişir
çiğdem cefaya katlanır, alışmıştır kendi yeşiline
haklıdır bakımsızdır yağmurun durmadan günü değişir
hoş olsun bütün verdikleri aldıkları şu çiçeklerin
gül susar çiğdem uyanır tüfek başlar konu değişir
hep böyle süreceği sanılır bir gül hikayesinin
hep böyle sürer gerçi amma bir gün sonu değişir
Ruhuma ilk üflenen olmasaydın olmazdım
Elestten kırka doğru ondan sonsuza kadar
İmlası , cümlesi yok sana bir kitap yazdım
O kitabın içinde sadece yüreğim var ...
Sadece yüreklerin ruhların bağlandığı
İki ayrı bedende tek yüreğin yandığı
" Ötede kavuşuruz." Diyerek aģlandığı
Gözlerin dağlandığı o aşklar eskidendi
AKILLI TELEFON
Akıllı telefonu her şeyden üstün tuttuk
Feza çağı akılsız başımıza taş düştü
Bu muydu eşim kızım, bu oğlan kim? Unuttuk
Beyinlerin ölümü tarihe flaş düştü!