Liste Babil.com'da Türkçe olarak yayınlanmıştı. Lakin artık Türkçesini bulamıyoruz ne hikmetse. Küçük-büyük harf sıkıntısını düzeltmek isterdim lakin uğraşamayacağım, bu listeyi bulurken de çok uğraştım. İngilizcesi hizmetinizde arkadaşlar, buyurunuz. :)
never let me go – kazuo ishiguro
Virginia Woolf günlüğüne 13 Aralık 1924 tarihinde Mrs. Dalloway ile ilgili şöyle bir not düşer.
“Gerçekten, bütün kalbimle romanlarımın en doyurucusu olduğunu düşünüyorum ( ama serinkanlılıkla okumuş değilim henüz).Eleştirmenler kopukluk olduğunu söyleyecekler, delilik sahneleriyle Dalloway sahneleri birbiriyle birleşmiyor diye.Ve sanıyorum, yazı
HAYALLER:
HER ŞEYE RAĞMEN AYAĞA KALKMALIYIZ
Cesur hayaller kurmayı bırakırsa insan,
Cesur eylemlerin de kesilir ardı arkası dünyada.
Vahşi hayaller,
Bir numaraları yakıtıdır Eylem motorunun.
Vahşi hayaller,
Fitilidir Var olmanın, yaşam gücünün.
Hayali kurtulamayan şey,
Yapılamaz da.
Ayağa kalk!
İhtiyatlı olma
Bilakis, ek her yere tohumlarını
En güzel, en vahşi hayallerin
Ruhunun haykırdığı.
“Kurtlarla koşan kadınlar..” Bu eser de ataerkil toplum düzeninin öldüremediği cadıların torunlarına yazılmış bir yapıt..Herkesin bildiği fakat büyük çoğunluk tarafından varlığına hayalet muamelesi yapılan kadın yaşamlarından, mit ve öykülerle izdüşüm...
Estes, kitapta öykü ve mitlerle beraber sıkça sezgi kavramına yer vermiştir..Yaşam içerisinde birçok seçenekle karşı karşıya kalan okuyucu için içe dönüşün önemini vurgulamıştır...Kitap ne istediğini bilmenin ve bunu bastırmadan ifade etmenin çizdiği yolda kadının yaşamına yönelik örneklemeler sunar...
Bu yapıtın her satırı içinizde barındırdığınız Vahşi Kadın’nın ulumaları olacaktır...Kurtlarla koşan kadınlar, kadınlarla vahşi bir noktada buluşmak isteyen erkekler içinde vazgeçilmez bir kılavuz olacaktır...”
Eee artık benden bu kadar.:)
Kitaplarla kalın..Keyifli okumalar..”
Adamın biri bir szabaya [terziye] gelmiş ve bir takım elbise denemiş. Aynanın önünde dururken yeleğin alt kısmının bir parça eğri
büğrü olduğunu fark etmiş."Ah," demiş terzi, "bu konuda endişelenmeyin. Sadece daha kısa olan ucu sol elinizle aşağıya doğru çekiştirin, kimse bir şey fark etmeyecektir."Müşteri bunu yapmaya çalışırken ceketin klapasının, düz duracağına, kıvrıldığını fark etmiş. "A, o mu?" demiş terzi. "Bu hiçbir şey değil. Sadece kafanızı biraz çevirin ve çenenizle aşağıya doğru bastırın." Müşteri razı olmuş ve bunu yaparken pantolonun iç dikişlerinin biraz kısa, arkanın da epey sıkı olduğunu hissetmiş. "A, bu konuda endişelenmeyin," demiş terzi. "Sadece iç dikişleri sağ elinizle aşağıya doğru çekin, her şey mükemmel olacak." Müşteri razı
olmuş ve takımı satın almış. Ertesi gün, terzinin yapmasını söylediği tüm el ve çene "düzeltmeleri"yle birlikte yeni takımını giymiş. Çenesi klapayı aşağıya doğru bas-
tırırken, bir eli yeleği çekiştirir ve öteki eli ise kasığının altını kavrar bir şekilde aksayarak parktan geçiyormuş. lki yaşlı adam dama oynamayı bırakıp onun yoldan geçişini seyretmeye başlamışlar. "M'lsten, vay canına!" demiş birincisi. "Şu zavallı sakat adama bak!" İkinci adam bir an düşünmüş, sonra mırıldanmış: "İgen, evet, sakatlık çok kötü, ama benim merak ettiğim ne biliyor musun..? Böyle güzel bir takımı nereden aldı acaba?"