Yok ööle ölmem füze at!
İkinci çocuğum olacakken, «Adaş» dedi, «Kız olursa adını ben koyayım, ister misin?». Çok sevindim. Heyecanla bekledik. Oğlan oldu. Telefon edince inanmadı. «Ne koyacak-tın?» dedim. Bütün zorlamalarıma karşın söylemedi. «Kendi kızım için saklıyorum,» dedi. Bilindiği gibi evlendi ama, çocuğunu göremedi.
Vaka örneği
Nigar Hanım danıştığı ve güvendiği uzmana şöyle bir soru sorar: "Eşim çok çalışkan birisi. Bizi de çok sever. Fakat akşam genellikle eve geç gelir. Beş yaşındaki çocuğum ona karşı gelmeye başladı. Babası ne derse tersini yapıyor, babası da "saygısız" diyerek ona bağırıyor. Ben ise arada kalıyorum. Gelecek için endişeliyim. Evde baba-çocuk savaşı var sanki..." Nigar Hanım'ın uzmanı kendisine şöyle bir açıklamada bulunur: "Bu olayı fırsata dönüştürmek mümkündür. Çocuk ruh sağlığında bu durum çocuğun babaya fiksasyonu olarak tanımlanır. Bu konuyu açacak olursak; çocuk babayı sever ve onunla daha fazla beraber olmak ister ancak isteğini davranış dili ile ters ifade eder. Bu yaştaki bir çocuktan söz dili ile duygu ifade etmesi beklenemez. Hatta çocuk için babanın onu dövmesi bile ona karşı ilgisiz kalmasından daha değerlidir. Baba çocuğun yanına oturup mümkünse elinden tutup, büyük insan gibi neden geç kaldığını nelerle meşgul olduğunu sabırla anlatırsa ve telafi yollarını ararsa bu olay çocuğun eğitimi için iyi bir fırsat olur. Olumlu iletişimle çocuk üç şey öğrenir: 1- Babam beni seviyor. 2- Babamla hemen değilse bile daha sonra birlikte zaman geçirebilirim. 3- Evde sorunlarımı yakın ve sıcak ilişki ile çözebiliriz.
Sayfa 118
Reklam
Muhtacım Sana
Bir çocuğu hayal et, emeklerken. Delice koşmak ister. Herkes tekdüze konuşmasını beklerken, Zorlanarak bile söyleyemediği, Anne baba kadar muhtacım sana. O kadar derin, O kadar yalnız. Etrafın heyecanlı bakışları üstümdeyken, Gırtlağım yırtılırcasına bağırmak istiyorum: Seni seviyorum diye. Hayal ettiğim çocuktan daha çocuk oluyorum. Adını kaç kez
Geçmiş, kalır mı ki geçmişte..
“Aklından geçenleri adım gibi biliyorum. Ama öyle bir tehlike yok.” “Aman ne güzel,” dedim rahat bir nefes alarak. “Peki ben sana nasıl sesleneyim? Zeze mi diyeyim?” “Lütfen, Zeze yok artık. O budalanın tekiydi, geçmişte kaldı. Bir sokak çocuğu adıydı. Ben çok değiştim. Gayet terbiyeli, uslu bir çocuğum ben.” “Ve hüzünlü. Hepsinden öte, hüzünlü. Hatta belki de dünyanın en hüzünlü çocuklarından biri, ne dersin?” “Biliyorum.” “Yeniden Zeze olmak ister miydin?” “Hayatta hiç bir şey geri dönmez. Bir yanım istiyor. Bir yanım istemiyor. Durmadan dayak yemesi, aç kalması var…” Gölgem gibi peşimi bırakmayan o eski acı yine üzerime çöküyordu. Eskisi gibi Zeze olayım, bir şeker portakalı fidanı edineyim, Portekizlimi bir kez daha kaybedeyim, öyle mi?
Sayfa 16 - Can Sanat Yayınları- 88. basım:Eylül 2023, İstanbul •Çev. Saadet Özen•Kitabı okudu
"Peki ben sana nasıl sesleneyim? Zezé mi diyeyim?" "Lütfen, Zezé yok artık. O budalanın tekiydi, geçmişte kaldı. Bir sokak çocuğu adıydı. Ben çok değiştim. Gayet terbiyeli, uslu bir çocuğum ben." "Ve hüzünlü. Hepsinden öte, hüzünlü. Hatta belki de dünyanın en hüzünlü çocuklarından biri, ne dersin?" "Biliyorum." "Yeniden Zezé olmak ister miydin?" "Hayatta hiçbir şey geri dönmez, Bir yanım istiyor. Bir yanım istemiyor. Durmadan dayak yemesi, aç kalması var..." Gölgem gibi peşimi bırakmayan o eski acı yine üzerime çöküyordu. Eskisi gibi Zezé olayım, bir şeker portakalı fidanı edineyim, Portekizlimi bir kez daha kaybedeyim, öyle mi? "Haydi, itiraf et. Yine de istemez miydin? O zamanlar, epeydir hissetmediğin bir şeye sahiptin. Küçücük ve çok güzel bir şey: sevecenlik... şefkat." Pes edip başımla onayladım.
Sayfa 16
Korkular ve Topyekün Korku&Korkunun Sonu
Çoğumuz toplumda bir mevki sahibi olma tatminini arzularız çünkü önemli biri olamamaktan korkarız. Toplumun öyle bir yapısı var ki saygıdeğer bir mevkiye sahip bir vatandaş büyük nezaket görüyor, mevkisi olmayan birisi ise hor görülüyor. Dünyada herkes bir mevki istiyor ve ister toplumda, ister aile içinde, ister Tanrı katında olsun, bu mevkinin
Reklam
136 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.