Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
MEÇHUL ŞEHZADE: DELİ KURT Olay Örgüsü 1403 yılının sonlarıdır. Üstü örtülü bir kağnı gecenin karanlığında ilerlemektedir. Genç bir atlı tedirgin bir şekilde kağnıyı yönetmektedir. Kağnıda Yıldırım Bayazıd'ın oğlu İsa Beğ'in eşi Bala Hatun vardır. Bala Hatun hamiledir. Osmanlı sipahisi Çakır Ağa onu sütanasının evine götürmektedir.
Yunus'un, Vilâyetnâme'de Hacı Bektaş-ı Velî'nin huzuruna gidişi anlatılırken şöyle deniliyor: "Hacı Bektaşi Veli, Horasan diyârından Rûm'a gelip yerleştikten sonra veliliği ve kerâmetleri etrâfa yayıldı. Her taraftan mürid ve muhibler gelmeye, büyük meclisler kurulmaya başlandı. Fakir halli kimseler gelir, nasib alır
Reklam
●Ne kimsenin gözüne görünmek ne de kimseyi görmek istiyordum. Bu gibi durumlarda başkaları ne yapar bilmem ama ben yalnızlığı ararım Üzüntümü kimseye belli etmem. Herkesin derdi kendine yeter. Dişimi sıkar, üzüntümün geçmesini beklerim ●Fazla zorlamayacaksın kendini, yaşamdan alabildiğin kadarına razı olacaksın. Yazgısıyla fazla oynamamalı insan. ●Gerçek güzel şeydir. Gelgelelim, bazen öyle acı gelir ki ister istemez görmemeye çalışırsın. ●Bir kez geçmişle bağları koparmaya kalkınca insan bütünüyle koparmalıydı. ●Seviyordu ama özlemiyordu, yanındayım diyordu ama uzaktaydı, sadece sözler vardı, kendisi yoktu. ●Hâlâ inanıyorum yalanlarınıza, Hâlâ çocuğum. ●Ya insanın yaratılışından bu, ya da ben böyleyim; hep bir şeylerin eksikliğini duyuyordum. Ne çalışmayla ne dostlukla ne de seven birinin ilgisiyle giderebiliyordum bu eksikliği. ●Her şey bitmiş, en sonunda ben yenik düşmüştüm. ●Sonunda coşkun dere durulur, yapraklar kurur dökülür, yağmur diner. Peki o zaman geriye ne kalır? Sahip çıkan dost, sıcak insan eli, insan emeği kalır.
Ailelerin çocuklarına dair en büyük beklentilerinden biri de ço­cuklarının kendi öğrenme sorumluluğunu almalarıdır. "Hadi öde­vini yap, hadi kitabını oku, hadi sınavına çalış" demeden, yani "ha­di"siz bir şekilde de çocuklarının kendi işlerini yapma becerilerinin gelişmiş olması önemlidir. Ne yazık ki "hadi"siz iş yapabilen, yani kendi öğrenme ve iş yapabilme sorumluluğunu alan çocukların sayısı oldukça az. Bu sorun karşısında aileler, okulla ilgili beklen­ti içine girerler ve okulun çocuklarına bu sorumluluk duygusunu kazandırmasını isterler; okullar ise benzer talebi ailelerden bekler ve okullarındaki öğrencilerinin evden o sorumluluk duygusu ile gelmiş olmalarını ister. Tenis topu gibi oradan oraya atılan sorum­luluk becerisi ve bu becerinin gelişim alanı filede takılı olarak kalır. Oysa tam da bu alanda okul ve aile işbirliği çok önemlidir ve ortak tutum içinde hareket etmek çocukların sorumluk almalarına des­tek olacaktır.
Siz çocuklarınızı en iyi şekilde yetiştirmek istiyorsunuz. Bir anne baba, başka ne ister ki? Özellikle çocuklara yönelik çizgi filmlerin bir kısmında pornografik görüntüler yakalanmış. Çok üzücü ama gerçek. Çocuğunuz fark etmeden o görüntüleri beynine konuk ediyor ve kişiliğinin oluştuğu o en önemli yaş diliminde (0-7 yaş) bu görüntüler içeride hapsoluyor. Bediüzzaman'ın bahsettiği "zehirli ballar", bir anlamda da bunlar olsa gerek. "Çocuğum gelişsin, bir şeyler öğrensin" diye bal alıyorsunuz, ama çizgi filmlerin altında bu tür gizli telkinler veriliyor. Küçük yaşlardaki telkin Merhum validemden aldığım telkinat ve mânevi derslerdir ki, o dersler fıtratımda, adeta maddi vücudumda çekirdekler hükmünde yerleşmiş. Sair derslerimin o çekirdekler üzerine bina edildiğini aynen görüyorum. Demek, bir yaşımdaki fıtratıma ve ruhuma merhum validemin ders ve telkinâtını, şimdi bu seksen yaşımdaki gördüğüm büyük hakikatler içinde birer çekirdek-i esasiye müşahede ediyorum. Bediüzzaman Said Nursi
GECEYE KARŞI MÜDAFAA I Hayır, ben varım, yalnız ben, İster dursun, ister aksın suları. Bana başka başka şekiller gösteriyor, Vücudumun sonsuz arzuları.
Sayfa 241Kitabı okudu
Reklam
Biliyor musun torun çocuğum? Hiç tanımadığı başka kişilerin uğradığı haksızlıklara üzülen bir insan yetiştirebilmek, milyarlarca para, mal, mülk kazandırmaktan çok daha büyük zenginliktir. Çünkü yerinyüzünden göçüp giderken insan yanına hiçbir şey alamaz ama son nefesinde arkasında insanlığın iyiliğine çalışacak bir tek kişi bile bıraktığını bilirse, adına ister sevap de, ister ne dersen de, ben "çok şükür yaşamama değmiş" huzuru derim. İşte bu şuur, insanın ölüm korkusunu alıp götürür.
Sayfa 416Kitabı okudu
Benim Küçük oğlum olmayı ister misin "İnsan doğumundan önce babasını seçemez ama seçmek elimde olsaydı seni isterdim" -Doğru mu bu sivrisinek "Yemin edebilirim hem sonra evden de biri boğaz eksilir. Bir daha sövmeyeceğime kıç bile demeyeceğime söz veriyorum, pabuçlarını boyarım, kuşlaına bakarım her zaman mutlu olurum, okulun en iyi öğrencisi olurum her şeyi çok iyi yaparım. Ne diyeceğini bilemiyordu " Beni alırsan herkes sevinçten çılgına dönerdi onlar için büyük bir rahatlık olurdu bu. Sessizlik sürüp gidiyordu gözleri yaşlarla dolmuştu. " Beni vermek istemezlerse satın alabilirsin babamın hiç parası yok beni satacağından eminim çok para isterse bay Jacob un dükkanında müşterilerine yaptığı gibi birkaç taksit ödersin. karşılık vermediğini görünce yeniden yanına uzandım o da uzandı gözleri yaş içindeydi. "Biliyor musun seni ağlatmak istemiyordum." Hafif hafif saçlarımı okşadı -Bu değil çocuğum sorun bu değil basit bir oyunla hayat değiştirilmez ama şimdi başka bir şey önereceğim sana, seni ailenden annenle babandan büsbütün çekip alamam bunu yapmayı çok isterdim hakkım yok çünkü ama şimdiye kadar seni bir oğul gibi seven ben, bundan böyle gerçekten oğlummuşsun gibi davranacağıma sana söz veriyorum.
Sayfa 176Kitabı okudu
"Herkes anne baba olmak ister. Sen de olmak ister miydin?" diye sordum bir anda. "Bilmem, hiç düşünmedim." "Ama evine çocuk koruması yaptırmışsın. Hiç düşünmediysen neden böyle bir şey yaptırdın?" diye sorarken ona yaslı olduğum için bedeninin kasıldığını hissettim. "Bir gün baba olacağını biliyordun, değil mi?
Sayfa 352
162 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.