Bu kitapların okunmasını tavsiye ederim. Eklemek istedikleriniz olursa lütfen siz de ekleyin.
1. Yabancı Albert Camus , Can Yayınları
2. Küçük Prens –Mavi Bulut , Antonie de saint-exupery, mavibulut yayınları
3. Otostopçunun galaksi rehberi -5 cilt takım , Douglas Adams, kabalcı yayınevi
4. Yüzyıllık yalnızlık, gabriel garcia marquez, can
“Ölümün bitmeyen ufkunda yatarken gene sağ,
Bir avuç toprak olurken gene yüksek, gene dağ…”
***
Dolmabahçe sarayı her zamankinden daha sessizdi,
En yakın arkadaşlarının gözleri dolu dolu ona bakıyorlardı,
O günün sabahında herkeste bir huzursuzluk vardı,
Etrafı kalabalık değildi,
Ayağa kalkacak diye umutla bakıyorlardı,
Tüm heybetine rağmen,
Ercan Akarsu / Bir Yalnızlık Meselesi
Farkındalık yaratacak, düşündürecek ve okurlarını kendi vicdan muhasebeleri ile yüzleştirecek bir kitap #BirYalnızlıkMeselesi . Yazarımız, çocuk istismarı ve lgbt gibi konularda psikolojik yaklaşımlar sunduğu gibi aşk ve ilişkiler konusundaki farklılıkları da yaşanmış bir hikayeden kurgulayarak
Bu zamana kadar, yazmaya en çok zorlandığım inceleme oldu. Daha önceki 210 incelememi yazarken, ne yazacağımı biliyordum, en azından kitapların bir ana fikri ve iletmek istediği bir mesajı vardı. Ancak bu kitap.... Aman Tanrı'm.. Verdiği hangi mesaja odaklansam diye düşünmekten kendimi alamıyorum.. Ya da "acaba kitapta hangi mesaj var"
(Bu oldukça uzun bir hikayedir.. Pardon, incelemedir. Hazır mısınız? :)
Durun!! Durun!!
Kalkmış olamaz tren…
Anlatacağım neden geç kaldığımı..
Yıldızlı gözlerimde neden bunca isin, yorgunluğun düştüğünü.. Bu pespaye halimi, bu yaralarımı, bırakın şu trenin kolunu tutacak mecali, tüm o yolları aşıp nasıl geldiğimi..
...
Trene bindim, Ülkeme
~~~PEREC DEHASI~~~
~~~"'Çocukluk hatıram yok': Bu iddiayı kendimden emin 1 şekilde, neredeyse meydan okurcasına ortaya koyuyordum. Bu mesele üzerinde bana soru sormaları boşunaydı." Ders programımda yoktu. Bundan muaftım."~~~
Çünkü hatırlayacak net 1 hatırası yoktur çocukluğuna dair annesi ve babası çok küçük yaştan itibaren hayatta
‘İnsanın üzerindeki zenginlik ve huzur kabuğunun bir an soyulduğunu düşünün! O yaralı ve öksüz ruhu o an kirlenmeye, çirkefleşmeye başlayacaktır.’
.
Şu an kalkıp gitsem, uzaklaşsam neler alırdım yanıma? Doğduğumdan beri topraklarında soluk alıp verdiğim ülkemi arkamda bıraksam, dili dilime yabancı bir ülkeye yerleşsem, neleri götürürdüm kendimle? Kitaplarım? Birkaç hatırası olan eşya? Ne kadar yer kaplardı bunlar? Dovlatov gibi bir bavula sığdırabilir miydim onca yılı, dostluğu, sohbeti, kelimeleri?
Belki (belli ki demeli) hayır.
Bunun için çok geniş bir bavula ihtiyaç var, taşımaktan yorulmayacağın-sürekli seninle gelebilecek bir bavula: Hafızaya.
Dovlatov gidiyor, hafızasını da beraberinde götürüyor. Orası çok olaylı, kısmen keder yüklü. Ama hayatın tüm karmaşasına rağmen gülünçlüğü de sabit.
.
Sergey Dovlatov ‘biriktirebildiklerini’ anlatıyor. Sırasız, hesapsız kitapsız. Sayısız kez yuvarlağı kadehleri de çocukluk anılarını da döküyor ortaya. Dilini, hareketli ve ironi yüklü anlatımını öyle sevdim ki!! Tek kötü yanı çabucak bitmesiydi..
Tavsiyemdir!
.
Eyüp Karakuş çevirisi, Natalia Suvorova kapak tasarımıyla
BavulSergey Dovlatov · Jaguar Kitap · 2022193 okunma
Herkese merhaba,
Bu kitabı ve değerli yazarını bu güzel platform ve buradaki okuyucular sayesinde tanıdım.
Öncelikle burada gerçekten çok kaliteli okurlar olduğunu belirtmek istiyorum.
Oğuz Yılmaz da buradaki değerli okur ve güzel yazarlardan bir tanesi.
Hepimizin hatırlayacağı üzere Mahmut Hoca Efsane bir Hababam sınıfı repliğinde der