Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sebzevar valisi uşağına sorar; "Bugün patlıcan yemeği yapsan nasıl olur?" Uşak, "çok iyi olur, özellikle Sebzevar patlıcanları bir başkadır" diye cevap verir. Sonra vali, görüş değiştirip sorar: "Patlıcan sanırım ağır olur, bugün ayva yemeği yapsan daha iyi olmaz mı?" Uşak cevaplar: "Evet çok iyi olur, aslında özellikle Sebzevar patlıcanları şişkinlik yapar!" Vali sinirlenir ve kızgınlıkla: "Be adam, patlıcanı önce övüyor sonra da kötülüyorsun?" der. Uşak cevaplar; "Efendim, bendeniz Sebzevar valisinin uşağıyım, patlıcanın değil..
Var gücümüzle gerçek, içten bir hayat sürmeye çalıştık mı her şey yoluna girer, derin acılara, gerçek kırgınlıklara uğramak zorunda kalsak da; herhalde ağır hatalara da düşeceğiz, kötülükler de yapacağız ama daha çok hata işlesek de cömert ve coşkun olmak cimri olmaktan, fazla tedbirli olmaktan daha iyidir. Elden geldiği kadar çok sevmeliyiz, çünkü asıl güç sevgidedir, çok seven adam büyük işler görür, büyük işler görebilecek güçtedir ve sevgiyle yapılmış iş iyi yapılmış iştir.
Sayfa 8
Reklam
Nutuk Artık Tabu Olmaktan Çıkartılmalıdır!
Türkiye'nin yakın tarih alanındaki tabularından biri, belki den başlıcası Nutuk'tur. 15-20 Ekim 1927 günlerinde Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal tarafindan CHP Kongresi'nde okunan Nutuk, Kongre GenelKurulu tarafından "tamamen ve harfiyen tasvip edilmiş". böyleceTek Parti'nin tek "temel eseri" ilan
Sayfa 48 - TimaşKitabı okudu
372 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 saatte okudu
Kitap çok güzeldi ama konusunun ağır olan kısımları ve rahatsız edici bölümleri var. Yani rahatsız olan kişilerin okumaması gerektiğini düşünüyorum ama psikolojik olarak insanı etkileyen, güzel mesajlar veren sürükleyici bir kitap. Akıp gidiyor. Ayrıca hiçbir şeyden emin olamıyorsunuz ki kitap bittiğinde de sorularınızın cevabını tamamen alamayabiliyorsunuz...
Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan
Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü YalanAgota Kristof · Yapı Kredi Yayınları · 20193,079 okunma
" Kıyametin çok gürültülü olacağını sanıyoruz ya, kim bilir belki de sessizdir. Sessizlik gürültüden çok daha ağır bir şey. ."
Sensiz geçecek ilk bayramım annem. Bugün mezarına geleceğim ama ağlayacağım. O yüzden bana kırılma, üzülme olur mu? Annem sensiz çok kırılıyorum bu dünyada. Sanki herkes üstüme geliyor, kırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Çok zormuş annem çok. Evet imtihandayım, sensizlikle çok ağır bir imtihandan geçiyorum ve her gün aydınlanmasında yine mi kavuşamadım sana diyorum. Böyle diyorum diye isyandayım sanma, sadece çok özledim seni, hepsi bu. Annem bayramın mübarek olsun, öpeceğim elin çok uzakta ama inşallah kavuşursak bol bol öper, sarılırım sana.
Reklam
ERKEK TİPOLOJİLERİ Kişilik sorunu, otuz yıllık mücadele tarihimizin en temel sorunu olarak süregelmiştir. Kürt toplumsal gerçekliğinin karmaşıklığı, dış güçlerin baskıcı-asimile yöntemleri ile ortaya çıkan kişilik gerçekle- ri, her boyutuyla içinde bulunduğu çıkmazı derinleştirmiştir. Kürtlük bilincinin kişiliklere parçalı yansıması, ağırlıkta da
..aklın yükleri bazen insana cok ağır gelir. Anilar, düşünceler, hesaplaşmalar... Delirdiğimizde aklımızı kaybetmeyiz her zaman. Bazen de aklımızı saklarız. Hiç bulamayacağımız bir yere saklarız. Bulmak ve hatırlamak acı vermesin diye...
Kıyametin çok gürültülü olacağını sanıyoruz ya kim bilir belki de sessizdir. Sessizlik gürültüden çok daha ağır bir şey .
Sayfa 171Kitabı okudu
"Çünkü kaderimizin en can alıcı noktası eş seçimidir. Yaşayacağımız tüm olaylar bu seçimle şekillenir. Eğer hakkını yanlış kişiden kullanmışsan bedeli çok ağır olur."
Doğan Cüceloğlu
Doğan Cüceloğlu
Reklam
Sessizlik gürültüden çok daha ağır bir şey.
Bir yudum sevgi...
Çok çabaladım herkes gibi sevmeyi Tek bir kadına ait olup sevilmeyi Çok şey istemedim hayattan bende Her adam gibi bir kadın tarafından sevilmek Saçlarını okşayarak onu sevmek istedim Bir yudum sevgi istedim olmadı Adam gibi sevmek istedim olmadı Meğer ne zor işmiş bir insanı Hak ettiğinden fazla sevmek Hak etmediği değeri ona vermek Bir
Ah, ne yapacağım, ne olacak benim kaderim? Çok ağır geliyor benim böyle bilinmezlikte olmam, bir geleceğimin olmaması, başıma ne geleceğini tahmin edememek. Geriye bakmak da korkutucu. Orada hep acı var, bir hatırayla bile kalbim iki parçaya ayrılıyor.
Çocukluğumda az cam yutmadım ben. Kırık parçalar nefes borumu az tıkamadı. Konuşurken ondan zorlanırdım ben. Bağıramaz, haykıramaz, hıçkıra hıçkıra ağlayamazdım o yüzden büyürken. Büyük parçalar vardi içimde. Acıtmasınlar diye ağır ağır büyüdüm. Çok batmasınlar diye yavaş yavaş yürüdüm. Temkinli, tereddütlü ve cekingen oldu yetiskinlige geçisim. Duvarıma dost yumruğu yememek için arkadaşlardan uzak durdum. Bir gün birine sarılırsam batarım diye asktan korktum. Insanlarin üstüne dökülmemek için dertleşmedim kimseyle. Kırık aynamı göstermemek için yüzleşmedim kimseyle. Ağzımdan dökülecek parçalari tutamam diye tartışmadım kimseyle. Kendimi korudum hep. Her gün bir yerimden kırılacakmışım gibi yaşadım. Her an bin parçaya bölünecekmişim gibi yaşadım. Aklımı kafamın içinde kilitlemeli ve kimseye sergilememeliydim. İçeride bir kar küresinde sakladığım kalbimi yere düşürmemeliydim. Ben böyle büyüdüm. Yapayalnız, gizli saklı, zar zor. Öyle işte!
Sayfa 28 - EvKitabı okudu
517 syf.
8/10 puan verdi
·
24 günde okudu
Martin Eden -Jack London (Hala etkisindeyim) İşçi sınıfından 20'li yaşlarda bir genç olan Martin Eden Denizcilik ile uğraşıyorken bir kavga sırasında kurtardığı Arthur'un evine yemeğe davet ediliyor. Bu aile kendisi ile aralarında uçurumlar kadar fark olan bir aile bu burjuvazi sınıf farkı. Gittiği yemekte Arthur'un ailesi ile
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390,8bin okunma
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.