Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
140 syf.
·
Puan vermedi
Göçmenler
Şu ana kadar bir çok Zülfi Livaneli kitabı okudum ve hepsi birbirinden farklı ve büyüleyicidi. Bu kitap da ele aldığı konular hep göçmenlerin yaşam şartlarını hem de aile yapılarımızın gün geçtikçe nasıl yavaş yavaş yok olduğunu anlatıyor. Göçmen yada sığınmacı olmak çok zor bu ülkede ama bence insanlar cebinde ki paraya göre değil de insanlığına , vicdanına göre ayrılmalıdırlar.
Balıkçı ve Oğlu
Balıkçı ve OğluZülfü Livaneli · İnkılap Kitabevi · 202126,6bin okunma
576 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Bazı kitaplar kelimelere dökemediğimiz duyguların tarif defteri gibi adeta. Hadi kaliteli bir kitaptan bahsedeyim ."6 saniyede dünyayı değiştirecek komplo" dediğinde "vay o ne ki?" dedim ama çok da umutlanmak istemedim. Zira Başlangıç kitabinda da dünyanin kaderini değiştirecek büyük buluş gibi cümleler söz konusu olduğundan kitabın sonunda hayal kırıklığına uğramıştım. Onun için kitabın başında bu cümleyi görmezden gelerek başladım okumaya. Olur ki dünya 6 saniyede sarsılmazsa ben sarsılmayayım diye... Ve kendimi biliyorum ki bir tavsiye olmadan tesadüf etmiş olsaydım bu kitaba, o cümle ve kapağın iç karartıcı havasından dolayı almazdım bu kitabı. Oysa şimdi iyi ki okumuşum diyorum. O kadar akıcı bir dili ve konusu vardı ki, elime ne zaman alsam ve ne kadar süre sonra alsam bile saniyesinde beni içine çekmeyi başardı. Sadece çok fazla şehirden bahsetmesi biraz düşünce sistemimi yordu o kadar... Herkese gözü kapalı tavsiye edebileceğim ve herkesin de dört gözle okumak isteyebileceği bir kitap... Bu arada bir kitabın son 70 sayfasına geldiğimde bir şeyler oluyor. Sanki bir akarsu tüm cümleleri önüne katmış gidiyor da ordan kaç cümle kurtarabilirsem, kaçını okuyabilirsem kârmış gibi. Nedense o son sayfalardaki gerilim ve heyecanın artmasıyla tüm cümleleri okuyamıyorum da yutuyorum. Ve bir koşuşturma içinde nefes nefese kalıyorum. Sanki hızlıca okursam bir şeyleri değiştirebilirmişim gibi. Ya da .... bilmiyorum sebenini işte
6 Saniye
6 SaniyeRick Mofina · Pegasus Yayınları · 2011113 okunma
Reklam
112 syf.
5/10 puan verdi
·
21 saatte okudu
Fazla ürkütücü, akıl almaz derecede garipti. Bir sürü bıçak darbesi aldıktan sonra iç organlarını elinde tutarak yürümesi ve aklı başında olması inanılır şey değil. Verilmek istenen mesaj sanırım şuydu : Ne kadar çaba göstersende kaderin önüne geçemezsin. Ben çok beğenemedim.
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202177,7bin okunma
385 syf.
7/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Tanrı ne kadar ulaşılmazsa o kadar Tanrı
Okurken ara ara kitabı bırakıp okuduğunuz cümleleri sindirmeye, bildiklerinizle karşılaştırmaya ve zihin süzgecinizden geçirmeye ihtiyacınız olacak.
José Saramago
José Saramago
yine muazzam bir eser oluşturmuş. İsa’nın doğumundan öncesini, hayatını, şeytanla geçirdiği yılları ve Tanrı ile olan konuşmalarını okumak Saramago’nun eleştirel ve akıcı diliyle inanılmaz bir serüvene dönüşüyor. Saramago İsa’yı dini değerlere göre değil sıradan bir insan olarak ele alıyor. Babasının trajik ölümüne küçük yaşta şahit olan, hayatta kalmaya çalışan küçük bir çocuktan ailesiyle yollarını ayıran, aşık olduğu kadınla yaşamaya başlayan (Mecdelli Meryem) bir yetişkine geçişini okuyoruz. İsa’nın Tanrı ve Şeytanla kayıktaki yüzleşmesinden sonra dini olaylara biraz daha ağırlık veriliyor. Haşaaa diyerek okuduğum ama altını bolca çizip tarzını çok beğendiğim eleştirel, akıcı, sorgulayıcı bir kitap. Birçok yeni bilgi öğrendiğimi de eklemeliyim. 12 havari ve kutsal kaseyle ilgili daha çok araştırma yapma isteği oluşturdu bende. Okurken zorlanabileceğiniz ama kesinlikle tavsiye ettiğim bir kitap. Zaman kaybetmezsiniz.
İsa'ya Göre İncil
İsa'ya Göre İncilJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınevi · 20182,388 okunma
544 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Kadın dedektifleri hep daha çok sevmişimdir Dedektif Maeve Kerrigan Aşırı uçuk kaçık sizi şaşırtan bir kitap olmamasına rağmen çok akıcıydı ve oldukça sevdim. Elimde sayfaları böyle akıp giden kitaplar istiyorum. Kaçıran, şiddet uygulayan ve sonra cesedini yakan bir katil peşinde geçmiyor kitap sadece ve bunun için de durağanlıktan oldukça uzaktı. Sanki Castle dizisinden bir bölüm izlemişim gibiydi. (435. Sayfada Gil yerine Ian yazması ve ufak tefek bir kaç yazım hatası dışında gayet güzeldi çevirisi.) Bir serinin ilk kitabı 5. Kurban. Oldukça da indirimli kitaplar arasından almıştım. Çok öyle gözü kapalı tanımadığım kitabı alan biri değilimdir. Güvendiğim insanların tavsiyesi üzerine seçerim polisiyeleri ama bu defa rastgele aldığım bir seri olmasına rağmen bir çok okurunun olduğunu gördüm. Özellikle seri kitaplarda seri ilerledikçe dedektifi daha iyi tanımak, yazarın gelişimini görmek oldukça hoş. Sanki özlediğin bir arkadaşınla yeniden sohbet etme imkanı bulmuş olma hissi veriyor bana seri kitapları okumak.
5. Kurban
5. KurbanJane Casey · Olimpos Yayınları · 20122,522 okunma
344 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Psikolojik Gerilim sevenler okumadan geçmeyin. Aksiyon aramayın ama sürekli bir gerilimin garantisi var. O net. Özellikle karakterleri analiz etmeyi, onları zamanla tanımayı ve "evet ya bu kesin şunu yapar" , " bundan da tam bu beklenirdi" gibi karakterleri içselleştirerek yorum yapmayı seviyorsanız tam size göre diyebilirim hatta. Kötü ve gizemli mazisi olan bir adada medya tarafından da tanınmış bir çiftin düğünü organizasyonunu ve düğün gününü konu alıyor kitap. Adaya gelen misafirler, arkadaşlar, eski okul günlerinin paylaşılması, gizlenen sırların su yüzüne çıkmasıyla düğün tam bir kabusa döner. Ve bir cinayet düğün gecesine damgasını vurur. Ama her şeyden öte bu kitabın farkı şu: katilden çok maktülü merak ettiriyor okura. Çünkü katil hakkında bir çok fikriniz oluyor zamanla. Tabi bir çok fikriniz olduğu gibi bir çok şüpheliniz de. Polisiye değil kitap başta da belirttiğim gibi psikolojik gerilim türünde yazılmış. Ama bir fark var. Kitapta bir dedektif yok belki ama siz kendinizi dedektif olarak buluyorsunuz sayfalar arasında ilerlerken. Yani tam da sayfamın isminden anlaşılacağı üzere Kafamdaki Dedektif iş başındaydı
Davetli Listesi
Davetli ListesiLucy Foley · Epsilon Yayınevi · 2021373 okunma
Reklam
256 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Kitap gerçekten tüyler ürpertiyor. Afrika ülkelerinde dini bir ritüel haline gelmiş küçük kız çocuklarının sünnet edilişi anlatılmaktadır. Warris adındaki bu küçük kızın hüzünlü hikayesi üzerinde durularak bu konu masaya yatırılır. Eleştirel bir bakışla ve farkındalık kazandırılmaya çalışılır. Warris Somali'de ailesiyle beraber göçebe hayat sürdürmektedir. 5 yaşına gelince sünnet edilir. Ve küçük yaşta tecavüze uğrar. 13 yaşındayken babası onu 60 yaşındaki yaşlı biriyle 5 deve karşılığı evlendireceği için evden kaçar. Günlerce çölde yürür. Bir gün baygın halde düşerken aslanla göz göze gelir. Aslan bir süre onu inceler ve dokunmadan ondan uzaklaşır. Hayatına ilk adımı atmış olur. Somali'de oturan eniştesi ile beraber Londra'ya evlerine hizmetçilik yapmak için gider. Çok zorlu günler geçirir. Londra'daki akrabaları somaliye dönünce. Kendi ayakları üzerinde durmaya karar verir. Modelliğe başlar. Hayatı bu şekilde devam eder. Evlenir ve bir çocuğu dünyaya gelir. Hayatının tamamını Afrika'daki bu geleneğin yok olması için sürdürür.
Çöl Çiçeği
Çöl ÇiçeğiWaris Dirie · Bilge Kültür Sanat Yayınları · 20142,878 okunma
448 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Bu kitabı okuyunca fillere AŞIK olacaksınız. HAYRAN olacaksınız. Kim bilir belki de bir fil olmak istersiniz • • Böyle bir son beklemiyordum. Hatta uzunca düşünsem de aklıma gelmezdi. Bu kitabı okuyunca bir şeyi daha anladım ki; Fillerden daha iyi bir anne yok. Sanırım insanların hamileliği de iki yıl sürseydi, bizim daha iyi anneler olabilmemiz için belki yeterdi. . Annesini kaybetmiş küçük bir kızın annesini bulma çabası... Ya da bu izlenimi verirken bambaşka bir öykü barındıran bir kitap... Siz ne derseniz artık... Büyük bir gizemin içinde kendinizi bir anda ağlarken bulacaksınız... • • Bir süre uğraşmış olsam da kitabın beni içine çekmesi için, sonuna geldiğimde buna değdiğini düşünüyorum. Tüm anneler okumalı. Ya da annesini kaybetmiş olanlar... Belki de hiç bırakmıyordur anneler de yavrularını tıpkı filler gibi... • • Bu yazarın kalemi çok hassas. Kalbinize dokunacak...
Ayrılık Vakti
Ayrılık VaktiJodi Picoult · April Yayıncılık · 2017426 okunma
392 syf.
7/10 puan verdi
Anneleri öldürüp, ellerine geri sayım yapan bir kronometre bırakan ve kaçırılan çocukları da bu süre içerisinde babalarının bulmasını bekleyen, başarısız oldukları takdirde çocukların bir gözünü çıkaran bir katil. Fitzek kitaplarından o kadar çok övgüyle bahsedildiğini duyunca bir tavsiye istedim ve Göz Koleksiyoncusu’nu okuyarak yazarla tanışmış oldum. Psikolojik Gerilim türü okuyacağımı bilsem de yazarın tarzını hep merak ederek okudum. Konusu gerçekten güzeldi ve sıradan polisiyeler gibi de bir cinayet olur onun üzerine dedektifler toplanır vs bu şekilde başlamadı. Zaten var olan hikayenin bi yerlerinden girdim içine. Bu konuya konsantre olmamı biraz zorlaştırdı aslında. Bi taraftan sayfa sayılarının geriye doğru gitmesi, bi taraftan konunun içine ortadan dalmış olma hissi ve fazlaca ayrıntılar kitaba kendimi vermemi engelledi. Belki de bunların birer + olması lazımdı Ya da okumak için zamanlama hatası yapmış olabilirim. Bu konuda kararsızım. • Ve Göz koleksiyoncusunun kim olduğunu da kitaptaki gizemli bir olayı da aslında ilk andan itibaren tahmin etmiştim bu da beni üzdü. Her şeye rağmen farklı konu seçimi ve kurgusuyla farkını öne çıkaran yazarlardan biri. Okumaya devam.
Göz Koleksiyoncusu
Göz KoleksiyoncusuSebastian Fitzek · Pegasus Yayıncılık · 2018557 okunma
130 syf.
·
Puan vermedi
"Bizimkisi bir aşk hikayesi, siyah beyaz film gibi..."diyor ya Kayahan bir şarkısında işte öyle bir hikaye anlatacağım size. Yarım kalmış ama tamamlanmaya mahkum bu sevgi, su gibi bir anlatımla birleşince muazzam bir okuma keyfi sunuyor size. O zaman kısaca, ki size ipucu vermeden nasıl olacak bilmiyorum ama, kitabın konusundan bahsetmek istiyorum. Mavi, anne ve babasının sevgisiz ortamında büyüyen bir çocuk. Aslında babası ona çok bağlı ama annesi için durum böyle değil. Bu huzursuz aile ortamındaki bir kavgada Mavi, aslında kahramanı olan babasının yıllardır annesini aldattığını öğreniyor. Ve bir anda çok büyük hayal kırıklığına uğruyor. Mavi annesinin ruh halini anlamaya başlıyor ve babasına olan duruşu değişiyor. Babasının hayatındaki kadının evini öğrenip onunla yüzleşmeye gidiyor. Bu yüzleşme ile Masal, Aylin ve Kenan arasındaki geçmiş ve gerçekler ortaya çıkıyor. Bazen gördüğümüz olayların arka planında neler var bilemiyoruz. Önyargı ile yaklaşıp insanlar hakkında çeşitli yorumlar yapabiliyoruz. Bence Mavi bu konuda cesur bir adım attı ve gerçekleri öğrenmek için çabaladı. Hangimiz buna cesaret edebilir bilemiyorum. Okurken keyif alacağınıza eminim.
Yankılanan Cevaplar
Yankılanan CevaplarFahriye Özkan · İkinci Adam Yayınları · 20245 okunma
Reklam
127 syf.
6/10 puan verdi
·
19 saatte okudu
Eser geçimini kendini belirli bir fiyata satarak yaşayan kadınları anlatıyor. Kısacası fahişeleri. Ben bu ismi kullanmaktan hoşlanmıyorum. Ülkemizde de yaygın bu kadınlar. Eserde de geçtiği üzere bazı kadınlar zorunlu olarak çalışıyor. Bazıları da tamamen kendi isteğiyle çalışıyor. Öncelikle ben bu tip çalışan kadınların (zorunlu olarak çalışanların) devlet tarafından kurtarılıp, ilgilenilmesinden yanayım. Kendi isteğiyle çalışanlara gelelim. Onların da ceza alması bana göre en uygunudur. Uyarılır ve hâlâ aynı şeye devam eder ise ceza almalıdır. Çünkü bu konu toplumun yapısını, özellikle aile yapısını bozmaktadır. Her kadın birinin annesi, kardeşi ve evladıdır. Ben haykırıyorum! Kadınların kendini belirli para karşılığı kullandırtması beni hiç memnun etmiyor! Nokta. -Bir insanı satın almak, para teklif etmek aşağılayıcı bir şey olarak görünürdü. -Fahişelerin çoğu uyuşturucu madde kullanırlar, bu da pahalıya malolur. Uyuşturucu mad­de düşkünlerinin seçme hakkı, çok azdır. -Bir düşkünlüğü olmadığı halde kendini sokağa vurup da satan kadın yoktur. Hiçbiri bu işin heveslisi değildir. Hiçbiri de o kadar akılsız değildir.
Sokak Kadınları
Sokak KadınlarıKate Millett · Payel YayıPayel · 199649 okunma
350 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Bir solukta okudum bitti • İsmine ve kapağına aldanıp aşk romanı zannederek kitabı eline alanlar,şimdi yavaşça o kitabı elinizden bırakın. Kendinize bi Sarah Jio romanı seçin. Ve bir kahveyle pembe kitaplara eşlik edin. • “ Sizden daha önce de sonunu kimseye anlatmamanız istenmiştir Ancak, balayı'nda başını da kimseye anlatmayın. “ diyor kitabın arka kapağı bizlere. • Şu kadar ip ucu verebilirim ki güzeller güzeli Nora. Etrafındaki erkekleri etkilemiyor büyülüyor adeta. Buraya kadar sorun yok. Ama sonra etrafındakilerin başına çok da hoş şeyler gelmiyor. • Nasıl mı? • Katil belli, ceset ortada ama kanıt yok... Herkesin, birbirinin yüzüne oynadığı, aksiyonun hiç düşmediği harika bir kurgu. Elime aldım ve bitirmeden bırakamadım... 4 saatimi aldı benim sadece. Aslında sonunu görmeden gözüme uyku girmedi desem daha doğu olur hee bu arada omlet yemeden önce 2 defa düşüneceğim artık bu kitaptan sonra • Gerçekten bu kadar tehlikeli kadınlar var mıdır? Yoksa kadınlar aslında hep mi tehlikelidir Gerçi Nora için sadece bir kadın demek, fazla sade olur. Fazla zeki, sistemli, ne istediğini bilen, müthiş bir hafızaya sahip ve soğuk kanlı bir kadın o. Tabi bunlar güzelliğinin dışındaki özellikler... .
Balayı
BalayıJames Patterson · GOA Basım Yayın · 2005127 okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
Ecce Homo, Nietzsche'nin yazdığı son kitap imiş. Ben Nietzsche'den ilk kitap olarak okudum. Bu kitabında, daha önce yazdığı kitaplarla ilgili açıklamalar mevcut. Daha önceden yazdığı bu kitapların hiçbirini okumadığım için bu kitapta bahsedilen çoğu bilgi biraz havada kaldı. Yine de Nietzsche'nin yazdığı kitapların isimlerini ve yazarın tarzını öğrenmek açısından faydalı oldu diyebilirim. Aykırı bir düşünür olan (önce filolog ve sonra felsefeci imiş) Nietzsche, ahlâk ve dini kabul etmeyen, dünyayı iyi insanların bozduğuna inanan bir düşünür. Klasik olarak çok değerli bulduğumuz pek çok düşünürü de kıyasıya eleştiren ve megaloman ifadeleri oldukça fazla kullanan biri. Aslında öyle olmadığı, bunu bir yöntem olarak kullandığını söyleyenler de var tabi. Bakalım bu daha ilk kitabıydı, pek bir şey anlamadım. Bundan sonra "Böyle buyurdu Zerdüşt" kitabını okuyarak Nietzsche hakkında daha fazla fikir sahibi olacağımı düşünüyorum.
Ecce Homo
Ecce HomoFriedrich Nietzsche · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20159,7bin okunma
88 syf.
·
Puan vermedi
Hayattan Sahneler
1899-1900 yılları arasında Hanımlara Mahsus Gazete'de yayımlanıp kitaplaşan bu eser ; üst sınıf eğitim görmüş hanımların kadın sorunları ,aşk, evlilik gibi konular üzerine yazışmalarını bizlere sunuyor. Okurken numaralandırılmış kelimelerin anlamlarına bakmaktan kendimi alamadığım ve biraz zorluk yaşadığım bu kitap; konu bakımından dönemin şartları göz önüne alındığında bu kadınların yaşadıkları zorlukları dile getirebilmeleri ve birbirlerini desteklemeleri açısından çok cesur bulduğum bir eser oldu. Ayrıca Fatma Aliye'yi tanıdığım ilk kitaptır efenim. Not: Osmanlı Türkçesinin süslü kelimelerini okurken dilin ne kadar sadeleştiğini ve kolaylaştığını farkettim. Gelecek nesil de şu an konuştuğumuz dili ne kadar sadeleştirecekler merak ediyorum.
Levayih-i Hayat
Levayih-i HayatFatma Aliye Hanım · Turkuvaz Yayınevi · 20193,760 okunma
436 syf.
·
Puan vermedi
• 92’de Bosna’da yaşanan katliamları ilk İncir Kuşları kitabında okumuştum Sinan Akyüz’ün. Sonrasında Bosna’ya gitme şansım ve bir çok öykü dinleme fırsatım oldu. Bilmek kadar bilmemek de üzücü tüm yaşananları. Son Tanık kitabını konusuna bakmadan almıştım Glenn Meade yazdı diye. Bosna’dan bahsettiğini bilseydim çok daha önce okurdum. Biz okurken dayanamıyorsak, insanlar bunca şeyi yaşamaya nasıl katlandı acaba. Tecavüz kampları, erkeklerin açlığa ve pisliğe mahkum edildiği kamplar, toplu ölümler, saçının teline kıyamadığımız bebekler...Ve yıllar sonra bile bulunan toplu mezarlar kan donduran cinsten. Tüm işkencelerden sonra geride tanık bırakmamak için öldürülen Boşnaklar. Ve tüm bu faciadan kurtulmuş bir kız çocuğu ki son tanık.Yıllar sonra kocasının bir suikaste kurban gitmesiyle katilleri bulmaya çalışırken kendi geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalan bir kadın. • Belki de unutmak hatırlamaktan daha çok yakar canımızı. Onca yaşananı unutabilmenin vicdan azabı... Kitapta biraz fazla tesadüfi olaylar olsa da ve hatta her şey çok çok hızlı gelişmiş bile olsa okunmaya değer... Yanınıza mendil almayı unutmayın, gözyaşlarınızı silmek için ihtiyacınız olacak. • Bu yazarı seviyorum
Son Tanık
Son TanıkGlenn Meade · Kırmızı Kedi Yayınları · 2014717 okunma
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.