Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Akıl der ki, öyle değil. Fakat bazen aklın göremediği, anlayamadığı şeyler vardır. Hisleri yaşarsın. O yaşadığın an gerçek olduğunu bal gibi de bilirsin. Çok sevmişsindir ve çok hissetmişsindir. Sonra inkar edersin. Mantıksal, rasyonel açıklamalar yapmaya çalışırsın. Hatta belki üzerine denemeler, makaleler bile yazarsın. Duyguların girdabından akıl ile çıkmaya çalışırsın. Oysa karaya çıktığında gördüğün kocaman bir hiçlik olur. Bomboş bir kara parçası. Sonra fark edersin ki senin istediğin üzerine dalga dalga gelen denizdir. Sen o duyguları yaşamak istersin. Onlardan kaçmak değil, onlara sahip çıkmak istersin. Böylece anlarsın ki aklın seni yanıltmıştır. Saatler geçer, günler uzar. Geceler gelir, uykular tutmaz. Sonra belki yıllar geçer. Çare olunur mu bilinmez. Devamında belki bir gün uyanırsın. Uyandığında ne kadar çok susamış olduğunu düşünürsün. Fark edersin ki sen ona, ona karşı hissetiğin en içten duygulara büyük bir özlem içerisindesindir. Onu gerçekten sevmişsindir fakat aklın buna engel olmuştur. Hayat sonra böyle sürüp gider işte. Acıyla, hüzünle, karşılık bulmayan derin sevgilerle, gerçekleşmesi zor umutlarla. Sonra sen yine de çabalarsın. Kendini, hayatını daha iyi etmeye çalışırsın. Belki dersin, birazcık bir umut varsa bile denemeye değer dersin. İşte bu umuda tutunup belki yıllarını vermeye hazır olursun. Böylece bu gerçek bir adanmışlığın başlangıcı olur." (Jack Brighty)
Benim onu sevmemin nasıl bir mucize olduğunu bilmiyor. Belki de sıradan ve vasıfsız bir şey gibi görüyor bunu. O da haklı. Neredeyse tanıyan herkes sevmiş onu. Farklı boyutlarda elbet. Ama bir şekilde sevmiş. Zaten onu birazcık tanıyan birinin kayıtsız kalması, sıradan biri gibi davranması mümkün değil. Fakat ben ne yapabilirim? Anlatamıyorum. Anlatamamamın sıkıntısı içimdeki telaşı kat be kat artırıyor.. Seni en çok ben seviyorum desem, en başka ben seviyorum ve en başta, herkesten çok, en çok, en.. Ne en? İçimden geçenleri bilse koşup boynuma sarılır.Oysa sadece anlatabildiğim kadarını biliyor. Anlatabildiğim kadarını.. Anlatabildiğim kadarıyla ne yapılabilir? Birer çay içilebilir belki.
Ali Lidar
Ali Lidar
Reklam
Benim onu sevmemin nasıl bir mucize olduğunu bilmiyor. Belki de sıradan ve vasıfsız bir şey gibi görüyor bunu. O da haklı. Neredeyse tanıyan herkes sevmiş onu. Farklı boyutlarda elbet. Ama bir şekilde sevmiş. Zaten onu birazcık tanıyan birinin kayıtsız kalması, sıradan biri gibi davranması mümkün değil. Fakat ben ne yapabilirim? Anlatamıyorum. Anlatamamamın sıkıntısı içimdeki telaşı kat be kat artırıyor... Seni en çok ben seviyorum desem, en başka ben seviyorum ve en başta, herkesten çok, en çok, en... Ne en? İçimden geçenleri bilse koşup boynuma sarılır. Oysa sadece anlatabildiğim kadarını biliyor. Anlatabildiğim kadarını... Anlatabildiğim kadarıyla ne yapılabilir? Birer çay içilebilir belki.. Ali Lidar
600
600.gün... Zamanı tutamıyorum sevgili durduramıyorum. Son günümüzde bana "dursun mu zaman?" demiştin. Dursun artık sevgili, dursun artık, hayır zaman akıp gitmesin. Yarın, dün olsun. Zaman artık geriye aksın istiyorum. Merak etmiyorum geleceği, istemiyorum geleceği. Gözlerimin ışığının sönmesini izlemeyi değil, ışığını geri kazanmasını
No panic
-Şuranda birazcık dert kalmış. Orası değil ya biraz sağ, azıcık yukarı, heh işte tam orada. -Geçti mi? -Hayır, dur ya ben alayım. -Olmaz Tolga! -Neden, ne olacak? -Çünkü o zaman dert sana geçmiş olur. -Canım o sendeyken dert. Bana geçince benimkilerin arasında belli olmayacak kadar küçük ve yitik kalacak. -Yine abartmıyor musun? Biraz daha
Bugün
Ölmeye Yatmak
Ölmeye Yatmak
’ı bitirdim. En son şubatta
Katalin Sokağı
Katalin Sokağı
’na on yıldız vermişim. Koca bir mart ayını on yıldız verebileceğim bir kitaba rastlamadan geçirmişim. Tam nisanı da böyle bitiriyordum ki
Adalet Ağaoğlu
Adalet Ağaoğlu
imdadıma yetişti. Kadınlar ellerinin değdiği yeri nasıl da güzelleştiriyorlar dedim içimden. Her şey de olduğu gibi edebiyatı da bir çiçek bahçesine çeviriyorlar.
Ayfer Tunç
Ayfer Tunç
’un
Kapak Kızı
Kapak Kızı
’ı okurken de düşündüm aynı şeyi. Sonra
Füruzan
Füruzan
’ ımız, Fatma Aliye Hanım. Hepsi bir saygı duruşunu hak ediyor. Sadece Türk Edebiyatı ile de sınırlı değil elbette.
Annie Ernaux
Annie Ernaux
,
Marguerite Duras
Marguerite Duras
,
Agota Kristof
Agota Kristof
,
Magda Szabo
Magda Szabo
,
Toni Morrison
Toni Morrison
,
Jamaica Kincaid
Jamaica Kincaid
,
Tove Ditlevsen
Tove Ditlevsen
,
Elena Ferrante
Elena Ferrante
…oturdum düşündüm, ne çok kadının ruhuna konuk olmuşum meğer. İyi ki varsın edebiyat dedim. Fakat kendi topraklarının kadın yazarlarını okumak çok daha başka. Anlattıkları çoğu şey senin de kaderin çünkü, gözyaşları senin gö yaşın, kederleri senin kederin. Sen de mi yaşadın bunu diyorsun, bunu ben yaşadım bunu annem yaşadı, şunu da komşu kızı, ilkokul arkadaşım… sonra şaşırmıyorsun bu kader ortaklığına. Ne de olsa biz aynı toprakların gülleri, laleleri değil miyiz? Aynı havayı soluyup, aynı sulardan beslenmedik mi? İyi ki var kadın romancılarımız, yoksa kim anlatırdı yazmamış olan onca kadını? Bir iş daha edindim kendime. Türk kadın romancıların eserlerini keşfe çıkmak. Lakin önce birazcık
Thomas Mann
Thomas Mann
sularında yüzüp Alman edebiyatınının atmosferine dalmam lazım.
Reklam
Benim Gül'üme.. Zaman geçer... İnsan geçer... Dünyada her şey geçer; zaman öyle bir zaman olur ki sevda da zamana ayak uyduramaz. Gönül sevda da geçer, gönüle yar geçer. Çok değil, sadece birazcık mevsim geçer, sıcak gelir, kış gelir; bahar geçer... Taşın yanında ağır olduğunu, ateşin ancak düştüğü yeri yaktığını yeni öğrendim. Aşk da ateş mi demektir, hani her düştüğü gönlü yakar ya ... Mevsimlerden gözyaşı değil henüz, mevsim aşk mevsimi. Ey sevdamın Gül Hatun'u, beşinci mevsimim sensin, Gönlüm seninle Geçer
Sakin olun şampiyonlar :))
En çok kitabı tamam siz okuyorsunuz, en vurucu alintiları siz yapıyorsunuz tamam anladık:)) Ben burada ister şarki paylaşırım ister karikatür ister kendi resmim bu sizi hic ilgilendirmez.. İsmim saklıymış resmim pinterest resmimiymiş buda sizi ilgilendirmez :)) Görmek istemiyorsan engelle ya da TAKIP etme. Degil mi?? Siz keşke kopyala yapıştır yaptığınız alintiları birazcık okusanız da saygı denen kelimeyi anlayabilseniz.. Sevgiler :))
Birazcık sevseydin ya beni, Çok değil, kıyısından köşesinden, Bir ucundan tutsaydın sevgimin, Kalanını ben tamamlardım. Diğer ucundan da ben tutardım. Yüreğim kuş olurdu o zaman, Kanatlanır konardı dalına, Behçende geçirirdi ömrünü.
947 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.