Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
364 syf.
·
Puan vermedi
Öncelikle dil bakımından daha önceki kitaplardan farklı ve bu kitaba bu anlamı yüklemek ne kadar doğru bilmiyorum şöyle ki : Yazar içinde bulunduğu topl umun değer yargıları ile ilgili ip uçları vermekte ve buradan yola çıkarak yasal düzenlemelerin yanı sıra toplumsal değerleri içten içe eleştirmektedir ''ne kadar kelime kalabalığı'' yapsa da Sadece yazarın yansıttığı zaman diliminde değil günümüzde de söz konusu durumlarla da karşılaşmak pek mümkün zira toplumun sırtında çözülmeyi bekleyen kambur olarak durmaktadır bir çok çözüm bekleyen ve sıkça karşılaştığımız sorunlar gibi Temele aile yapısını alıp düzensiz yaşam biçimi,eğitim ve ekonomik politikaların amacına ulaşmaması,hukuksal düzenlemelerdeki eksiklik ve yazılı olmayan toplumsal değerler- kurallar gibi bir çok neden sıralamaktadır Katılır mısınız bilmiyorum. Keyifli okumalar
Lolita
LolitaVladimir Nabokov · İletişim Yayınevi · 20192,758 okunma
İnsan Sarrafı Dostoyevski'den, Hayatınıza Işık Tutacak 15 Hayat Dersi 1. "Sevmek, güzel birinde aşkı aramak değil, o kişide bilmediğin bir zamanın, beklenmedik bir anında kendini bulmaktır." 2. "Yeni bir adım atmak ve yeni bir söz söylemek, insanların en korktuğu şeylerdir." 3. "Acı çekmek, büyük bir zekaya ve duyarlı
Reklam
Bir elma olgunlaşıp yere düşünce, bu düşüşün nedeni nedir? Sapının kuruması, ağırlığının elmayı yere doğru çekmesi, güneşin yakması, rüzgarın etkisi, çok ağırlaşmış olması ya da dibinde duran çocuğun onu yemek istemesi midir? Neden bunların hiçbiri değildir. Burada söz konusu olan, sadece her hayati, organik, temel olayın gerçekleşmesine yol açan koşulların bir araya gelmesidir. Ve hücre dokusunun çürümesinden ötürü elmanın düştüğünü söyleyen botanik bilgini, ancak elma ağacının altında duran ve elmayı yemek istediği, bunu Tanrı'dan dilediği için düştüğünü söyleyen çocuk kadar haklıdır.
328 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı kitabın kapağına bayıldım çok hoş olmuş bence. Konusuna gelirsek bazı kitaplar vardır seversin ama aşık olmazsın ben bu kitaba aşık oldum. Yazarın anlatím şekli cok guzel ve cok degisik. Ilk baslarda kecmisle gunumuz arasindaki git-gel okucunun kafasini karistira bilir ama kitabin ortalarina dogru buna alisicaksiniz. Kitabin sonlarina dogru yaklasdikca kitab insani kendine daha cok cekiyor resmen kitabin buyusine kapiliyorsunuz. Muratin kendini bulma hikayesi hayati anlama hikayesi bu kitap bana gore. Annesini daha dunyaya gelirken kaybetmis babasini ise kucuk yasinda kaybeden Muratin yasam mucadelesi bu. Hayati kitaplarda okudugu gibi sanan bi cocugun oykusu. Bu karmasada Emel isimli bi kiza asik olur. Emel Muratin tam aksidir. Soz dinlemez, uslu cocuk degildir Murat ise tam tersidir Emelin. Ne demisler zit kutuplar bir-birini ceker. Bir-birilerine olan asklari o kadar gucludur ki yillarca hic azalmaz ve yillar sonra Emelin hastaligini ogrenen Murat onunla evlenir. Hersey cok guzeldir asklarinin meyvesi kucuk Emel dogar ama babasiyla bi ortak noktasi vardir o da annesiz buyur. Sonunda gozyaslarinizi tutamiycaginiz bi roman okumanizi siddetle tavsiye ederim
Yaz
YazKürşat Başar · Everest Yayınları · 20141,617 okunma
(22 Mayıs - 21 Haziran) Bir İkizler Erkeği, ayaklarınızı yerden havalandırıp gökyüzünün bulutları arasında dolaştırabilir. Kendinizi, dünyayı ve her şeyi bir anda unutabilirsiniz. Fakat, bu anın ne kadar süreceğini ne siz bilebilirsiniz, ne de karşınızdaki İkizler Erkeği… Zaten size böyle bir güvence de vermiş değildir. Ayrıca da kendisinden
Atatürk'ün Adalet'i... Yaşlı kadın yatağından kalktı. Sabah ezanının insan ruhuna huzur veren sesi oda içinde yankılanıyordu. 88 yaşından beklenmeyecek bir çeviklikle pencereye doğru yöneldi. Pencereyi açması ile birlikte odaya ezan sesi ile birlikte baharın güzel kokusu ve kuş cıvıltıları doluştu. Penceresinden gözüken Kurtuluş Parkına bakarak
Reklam
(22 Mayıs - 21 Haziran) Bir İkizler Erkeği, ayaklarınızı yerden havalandırıp gökyüzünün bulutları arasında dolaştırabilir. Kendinizi, dünyayı ve her şeyi bir anda unutabilirsiniz. Fakat, bu anın ne kadar süreceğini ne siz bilebilirsiniz, ne de karşınızdaki İkizler Erkeği… Zaten size böyle bir güvence de vermiş değildir. Ayrıca da kendisinden
Ralph ile Zouga ürkek bir hayranlıkla bakıyorlardı deliğe. Zouga, «Eski zamanlarda madenlerde köle çocuklarını ya da Buşmenieri çalıştırdıklarını söylerler,» dedi. «Altın damarının orada olup olmadığını öğrenmemiz gerek. Ama hiçbir yetişkin...» Ralph sustu, baba oğul birbirlerinin yüzüne baktılar, sonra ikisi birden Jan Cheroot'a döndüler. «Asla!» dedi ufak tefek Hotento. «Ben yaşlı ve hasta bir insanım. Asla! Öldürseniz bile girmem oraya!» Ralph çantasında bir mum parçası buldu. Zouga atları bağlamak için kullandıkları üç kangal ipi birbirlerine ekledi. Jan Cheroot da onların bu hazırlıklarını idama mahkûm bir insanın darağaçının kurulmasına bakarmış gibi seyrediyordu. «Doğduğum günden bu yana geçen yirmi dokuz yıl içinde bana cesaretinden söz edersin,» diye Ralph kolunu Jan Cheroot'un omuzlarına atıp adamcağızı maden ağzına doğru sürükledi. «Belki de biraz abartmalı konuşmuşumdur.» Zouga yaşlı karaderilinin koltukaltlarından geçirdi ipi, beline de bir çanta bağladı. «Vahşilerle savaşan, fil ve aslan avlayan sen... bu küçücük delikten mi korkacaksın? İçerde ne olabilir ki? Bir iki yılan, biraz karanlık, birkaç hayalet... hepsi o kadar.» Jan Cheroot, «Belki de çok abartmalı konuşmuş olabilirim,» <liye kısık sesle fısıldadı. «Sen korkak mısın yoksa, Jan Cheroot?» «Evet!» diye Jan Cheroot başını salladı. «Korkağım elbette, burası da korkaklara göre bir yer değil.» Ralph, adamın oltaya takılmış bir balık gibi çırpınmasına aldırmadan yakaladığı gibi kuyuya indirdi.
528 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitaba bayıldım! Yazarın tarzı çok hoşuma gitti. Şöyle bir örnek vereyim. Mesela kitapta akşam üzeri telefonla yapılan bir görüşmeden söz edilir diyelim ki. İşte ertesi sabah bir buluşma gerçekleşecektir. Yazar buluşma öncesi geçen saatleri didikler. Uyuyamadı, kalktı tv izledi. Şuraya gitti, bunu yaptı, bunu etti gibilerinden detaylı bir gece okuruz ya. İşte yazarın bu kitabında böyle şeyler yok. Direk olaya geçiyor. Akşam telefon görüşmesi ertesi günün buluşmasıyla noktalanıyor. Bir sonraki cümlede buluşmayı okuyorsunuz. Yazarın bu özelliğine bayıldım. Kitap sade diliyle insanı yormuyor. Elime alıp başından kalkmamak için fırsat kolladığım bir kitap oldu. Daha 100. sayfa civarı kitap bitecek diye üzülmeye başladım desem yalan olmaz. Sonlara doğru da çok hüzünlendirdi beni. Nasıl yazmışsa yazar, içimde de hep bir şüphe bıraktı sağ olsun :)
Anlaşma
AnlaşmaJodi Picoult · April Yayıncılık · 2012249 okunma
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.