İlham bekledim, gelsin diye
Gelmedi, belki beklememeliydim zira her beklenen gibi o da…
Altı üstü bir şiir yazacaktım sana bu gece,
Sen de mutlu uyuyacaktın, her zamankinden daha serin rüyalar görecektin.
Sabah mutlu uyanacaktın tekrar bakıp, sana yazdığım içinde belki seni tanımayanın bile okuduğunda seni sen güzelliğinde zihninde canlandırabileceği o zarif mısraları okuyup tebessüm edecektin öncesinde perdelerini çektiğin, penceresini açtığın odanın içine sızan o soluduğun mutlu hava ve güneşle birlikte belki.
Bir yudum su alacaktın komodinin tepesinden sonra çekmecesini açacaktın ne için açtığın konusunda en ufak bir fikrin olmadan tıpkı odaklanma sorunu yaşayan biri gibi ancak seninkisi odaklanamamak değil; sana yazılanların güzelliğinin zihninde bırakacağı o tropikal tadın süresini uzatma isteği… merak duygusunu da bu arzuya ek yapıp.
Oku yazdıklarımı tehir etmeden benim sesimle, çünkü zaman dardır kim bilir seni düşündüklerimi okuman için, zaman geniş müsterih ol, sana seni yazmam için. Daha çok aksesuarı sen efsanesine konu edeceğim, senden daha çok zihnim gidecek seni görme şerefine nail olmuş evindeki her bir objeye. Umarım sana benim baktığım gibi bakmıyorlardır. Bu kadar meftunum bilesin, sana.
Sana ne diyeyim bilmiyorum…
Son mısraya yetişmek üzereyken o güzel gözlerin, annen bir nidayla seslenir sana belki yan odadan…
Ve sen sevgilim bir hayat boyu sana yazdıklarımın son mısralarını okuma ne olursun.