Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yüz SAnayi
Kamulaştırma devrimi sonrası ilk işim bu mu olmalı? Beklentisi olmayan biriyim fikir koyuyorum belki birileri ihtiyaç duyar alır oradan yol alır Kimi özünü, kimi sözünü, kimi yüzünü gizler Bazı insanları kendi yüzlerine kavuşturmak için girdim bu işe Kızarması ve yıkanması için insana yüz lazım İnsanı zorluyorlar Pişkinliğe yüz versende
Ellerinize sağlık...
Sonuç olarak, sinirbilim çalışan bir fizyolog tarafından yazılan bu kitabın asıl amacı bir farkındalık yaratmaktır. Tam olarak "ne" olduğumuzu sorgulamaya çalışan, beyin ve bağırsak arasındaki mükemmel fizyolojik etkileşimleri aktarmak için çabalayan ve hepsinden daha da önemlisi kendi vücudunuz- da yalnız olmadığınız konusunda sizi uyarmayı amaçlayan bir kitaptan bahsediyoruz. Bu kitabı bitirip kapağını kapattıktan sonra, yediklerinizin asıl olarak karakterinizi ve kim olduğunuzu belirliyor oluşu ile ilgili bilgi, umarım en sevdiğiniz nöronlar içerisinde yıllarca saklanır ve hiç çıkmaz. Çünkü buna göre bir beslenme tarzı geliştirdiğinizde, zaten kilo sorunları ve kalp damar sağlığınız için endişelenmenize gerek kalmayacaktır. Çünkü yeterince sabredip mikrobiyotanızı şekillendirdiğinizde, zaten güzel görünümlü bir beden ve sağlıklı bir kalp damar sistemine sahip olacaksınız. Burada olması gerekenin tersinden gittiğiniz zaman, yani sadece kalori hesapları yaptığınızda ya da zayıflamayı hedeflediğinizde, belki kısa süreli başarılara ulaşabilirsiniz ama bu durum çok büyük bir ihtimalle uzun vadede size yenilgi olarak dönecektir. Çünkü mikrobiyotanızı değiştirmeden, mikrobiyotanızın koyduğu kuralları değiştiremezsiniz.
Sayfa 272Kitabı okudu
Reklam
1000 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Kitabın ilk sayfası çarpıcı bir cümle ile başlıyor: "Ya çarpılırsak o ışıktan. Gözlerimiz kamaşırsa. Bugüne kadar bildiğimizi sandığımız her şey doğru değilse..." E ama olur mu öyle şey, okumasam mı acaba...diye tereddüt ettiren bir kitap olmadı değil:) Önyargılarımı kırıp devam ettim okumaya. Öncelikle Şems'i Elif şafak~Aşk kitabından tanıyordum. Tanımak derken, karakterini, duruşunu. Örneğin, düşündüğünü korkmadan söyleme cesaretine, haksızlık karşısında anında ses çıkarmasına, Adaletli oluşuna, dürüstlüğüne ve bilgisine hayran kalmamak elde değil. İlk sayfalar kendini tekrar tekrar okutuyor Şems sayesinde; "Beni dinleyenler deliye döner. Ama neden akılları deli edeyim ki?.." Çarpıcı cümlelerinden bir tanesi bu. Aslında Şems'e yakıştırlan bir sürü saçma sapan etiketten ziyade çok kısa özetlemek isterim. Kendi bakış açım ile: O bir "münzevi" kendini Allah yoluna adamış. Bu dünyadan vazgeçmiş. Aynı zamanda sormak istediği sorularıyla onu tatmin edecek bir dost arayışında olan bir derviş.Bulduktan sonra da Mevlana'ya hocalık etmiş. Ve Celalettin Rumi'yi tamamlayan ve onu Mevlânâ mertebesine ulaşmasına yardım eden de Şems olmuştur. Kitap şemsin Mevlana ile dostluğu ve üzücü sonu ile bitiyor. Güzel akıcı bir üslûbu vardı ancak eleştireceğim kısmı da var elbette. Kitabın bir kısmında Şems Mevlana'ya sorular sorduğu esnada; Bâyezid-i Bistâmi'yi Hz Muhammed'den üstün görüyor. O kısım bana anlamsız geldi. Belki de ben anlamadım bilmiyorum. Kitabı genel olarak sevsem de çoğu kısmına katılmadığım aşikar:)
Aşkın Gözyaşları
Aşkın GözyaşlarıSinan Yağmur · Kapı Yayınları · 2018311 okunma
517 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
#MartinEden
#kitapyorumum Canım Martin. Kitabı okurken Mart için hem üzülüyor hem mutlu oluyor hem de heyecanlanıyorsunuz. “Ha gayret” naraları atıyor iç sesiniz. Savaşmayı, gayret göstermeyi, yılmamayı, belki de aşık olmayı, hayal kırıklığını ve ömrünüzde bir kere de olsa kalbinizde oluşacak o boşluğu hissediyorsunuz. Martin Eden’ı okurken Jack London da karşımıza çıkıyor. Yarı otobiyografik olan bu kitap yazar hakkında fikir sahibi olmamızı sağlıyor. • Kitabın ilk bölümü oldukça ilgi çekici. Bir çırpıda okunuverecek türden. Ancak orta kısımları için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Mart’ın yazar olma çabası ve sürekli engellerle karşılaşması sürecini anlatan orta bölüm bana uzatılmış gibi geldi. Kitabın sonlarına yaklaşırken neler olacak diye meraka düştüm. Martin’in hak ettiği sonucu görmesi hoşuma gitse de insanların önceden göstermediği ama zenginlik ve statü için gösterdiği değer kalp kırıcıydı doğrusu. Mart’ın mutlu ve güzel bir sona adım atmasını daha çok isterdim. İsteklerimi bir kenara bırakıp sonu değerlendirecek olursam beni derinden etkileyen nadir kitaplardan biri oldu. Etkisinden çıkamayacağınız bu kitaba şans vermenizi isterim.
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202391,8bin okunma
Bir ağaç gibiyiz hepimiz. Köklerimiz var, herkes görmesede Bu kökler heralde duygularımız. O çok karmaşık dallı budaklı, en derinlerde. Gizli saklı, bazen görünür bile. Ta ki biri bizi köklerimizden söküp atana kadar... Bazen çiceklerimiz olur. neşemiz, sevinçimiz yani . İyi yanlarımız belki de. Bazen kara kış gelir bize. Çiceklerimizi alır götürür . Renklerimizi . Bize özel ,bize güzel şeyleri. Bir rüzgar getirir ,bir sel ,bir fırtına Bittik sanarız . Direnmeye çalışırız . Sımsıkı tutunuruz. Bir de bakarız ki kara kışlar geçmiş bile Hepimiz birer ağaç gibiyiz işte Meyve verdiğimiz zaman taşlanırız elbette ki Ama biz hep meyve vermeye devam etmeliyiz Bu sadece kendimiz için sadece ve sadece
230 syf.
5/10 puan verdi
fanfiction benzeri bir devam kitabı
SPOILER İÇERİR Cmbyn’i çok severek okumuştum. Elbette orada da beni rahatsız eden ögeler vardı (Elio-Oliver arası yaş farkı mesela) ama bu kitap rahatsız edicilik konusunda başka bir boyuta ulaşmış gerçekten. Yazarın pedofili ve ensest eğilimleri olduğunu, bunları da kitapları aracılığıyla dışarı vurduğunu düşünüyorum. Hadi ilk kitaptaki yaş farkı
Bul Beni
Bul BeniAndré Aciman · Sel Yayıncılık · 2022790 okunma
Reklam
624 syf.
·
Puan vermedi
Öncelikle sonunda ağlamaktan ciğerimin solduğunu, bir anne olarak kendimi onun yerine koyduğum için üzüntüden migren ağrıları çektiğimi belirtmek isterim Yazarımız @kristinhannahauthor o duyguları, yaşanılanları öyle güzel betimleyip, kurgulamış ki bir sonraki sayfada ne olacak diye düşünmekten bırakamıyorsunuz kitabı. Tully ile Kate aynı yaşta iki genç kız. Yaşları aynı olsa da hem yaşama şekilleri hem de karakterleri çok farklı. Tully, babasını hiç tanımamış, annesi tarafından terk edilmiş ve anneannesi tarafından büyütülen; kendine güveni yüksek ve okulda popüler bir kız. Kate, kendine güveni olmayan, arkadaş bulmakta çok zorlanan ama mükemmel bir ailesi olan bir kız. Hayat bu iki zıt karakteri öyle bir zamanda tanıştırıyor ki, onlar bundan sonra TullyileKate dir. Ateşböceği Yolu’nda daha 14 yaşındayken ebediyete kadar dost kalacaklarına söz vermişlerdi. 30 yıllık dostluk onlarınki. Ta ki… Genelde Tully’ye bencillikleri için sinir olsam da onu da anlıyorum. Öyle bir şekilde büyümüş ki belki de böyle davranarak kendine kalkan oluşturuyor diye düşündüm. Kate’e de zaman zaman pasifliği yüzünden sinir oldum. Ama bazı şeyler karakter meselesi. Yap demekle yapılmıyor. Dostluk, aile ve aşk gibi kavramların çok güzel işlendiği güzel bir kitap olmuş. Ah hele o sonuuuu…. O sonuuuu…
Ateşböceği Yolu
Ateşböceği YoluKristin Hannah · Pegasus Yayınları · 20168bin okunma
Bir insan aynı kuyuya yedi yüz kez düşüyorsa o insan salak değildir o kuyu ona çok tanıdıktır. Bazen insan bir ihtimale bağlanır, belki düzelir, belki olur, belki güzel gider diye…
264 syf.
·
Puan vermedi
·
124 günde okudu
İşten, güçten ve tembellikten yaklaşık 5 aydır okumaktan uzaklaşmam neticesinde bu kitaba ara verip yeniden dönüp birirmem çok uzun bir zaman aldı. Ama baştan sonra belli başlı bir konunun farklı yönlerinden ele aldığı ve bütünlük her daim sağlandığı için adapte olmam çok zor olmadı. Kısacası okuması zor bir kitap değil; özellikle bu türe kısmen
Bonobo ve Ateist
Bonobo ve AteistFrans de Waal · Metis Yayınları · 2018334 okunma
Yani "Eğer bir şüpheniz varsa size yardım edecek, şehadet edecek bütün büyüklerinizi ve taraftarlarınızı çağırınız. Bir tek suresine bir nazire yapınız." İşaratü'l-İ'caz'da izah ve ispat edildiği için burada yalnız icmaline işaret ederiz. Şöyle ki Kur'an-ı Mu'cizü'l-Beyan diyor: Ey ins ve cin! Eğer
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.