Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
(Dünyada çok sevgisizlik vardı.)
Sayfa 423 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Dr. Adnan Bütün kabine toplantılarında bulunmaya mecbur oluyor, bundan başka da Mustafa Kemal Paşa’nın çağırdığı hususî toplantılara gidiyordu. Bu günlerde, nadiren gece yarısından önce gelir, bazan da sabahın beşlerine kadar dışarıda kalırdı. Mustafa Kemal Paşa’nın anormal denilecek bir enerjisi olduğu için, sabahleyin uyurdu. Fakat, Dr. Adnan
Reklam
Yaşının saflığından daha tehlikeli bir saflık olmayacağını çok geç anladı.
352 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Yazardan okuduğum dördüncü kitap oldu SULAR ÜSTÜNDE GÖKLER ALTINDA. Kaan Murat Yanık'ın oluşturduğu masalsı ve büyülü dünyalara aşinayım artık. Yazar her defasında okura zaman kavramının hiçliği içinde, tarihin gizemli dehlizlerinde, sevdanın büyülü sarhoşluğunda dolaşan eserler sunuyor. Bu kitaptaki olaylarda 15.yüzyılın sonlarında İstanbul' da başlayıp uzak diyarların okyanuslarına uzanıyor. Kalender, babası Kaptan İsa Efendinin sıkı eğitiminden geçmiş ve yeni keşifler yapabilmek için yanıp tutuşan bir gençtir . Zor bela babasının gönlünü edip çıktığı deniz seferinde Ustinya adında bir köleye tutulur. Ne yapıp edip kızı alıp babasının evine getirir ama bir gece vakti askerler gelip kızı alırlar. Çaresizliğin içinde kendini kaybeden Kalender bu kara sevdadan kurtulmanın tek yolunun oralardan uzaklaşmak olduğuna karar verir. İşte Kalender'in asıl hikayesi burdan sonra başlar. Babasının eski dostu Kristof Kolomb ile yeni keşifler yapmak için tehlikelerle dolu bir deniz yolculuğuna çıkar. Yolculuğun amacı bilinmeyen toprakları keşfetmek olsa da yaşadıkları olaylar konuyu çok başka yerlere götürdü. Osmanlıya ve müslümanlara dışardaki bakış açısı, dönemin siyasi, dini ve kültürel yapısı, din adamlarının kutsal görev adı altında yaptığı katliamlar, hayatları talan edilen yerliler, insanoğlunun açgözlülüğü muhteşem bir kurgu içinde anlatılmış. İnsandan daha tehlikeli bir canavarın olmadığını hepimiz biliyoruz. Cennet gibi olan dünyayı hırslarımızla, açgözlülüğümüzle yiyip bitirdik. Bu kadar kötülüğe daha ne kadar dayanabilir ki?
Sular Üstünde Gökler Altında
Sular Üstünde Gökler AltındaKaan Murat Yanık · Ketebe Yayınları · 20231,385 okunma
Bir şeyin olmaması gereken bir yerde olması, bizim onu nesnel olarak tehlikeli algılamamızdan çok içimizde iğrenme hissi yaratır.
Spot ışıklarını kız çocuğuna çevirip onu güzellik ideali olarak göstererek, olgun kadını görünmezliğe mahkum ediyor. Çağımızın Batılı erkeği, aslında Immanuel Kant'ın 19 . yüzyıldan kalma teorilerini dayatıyor: kadın güzel olmak için, çocuksu ve aptal görünmek zorundadır. Kadın olgun ve iddialı görünürse, ya da kalçalarının genişlemesine aldırmazsa, çirkinliğe mahküm ediliyor. Böylece Avrupa hareminin duvarları genç güzelliği, çirkin olgunluktan ayırıyor.Bence Batı'nın bu yaklaşımları Müslümanlarınkinden çok daha tehlikeli ve kurnazca; çünkü burada kadınlara karşı kullanılan silah zamandır. Zaman, yer kavramından daha belirsiz, daha durağandır.
Sayfa 176Kitabı okudu
Reklam
Yeni tanıdığı birinin karşısında çok tedirgin oluyor bu çocuk. Yanlış anlaşılmaktan, eksik anlaşılmaktan korkuyor.
Sayfa 76 - İletişim yayınlarıKitabı okuyor
Hakikati arayanların sayısı çok fazladır, ama onu bulmak tehlikeli olabilir. Efsaneleri ve iç rahatlatıcı yalanları bulup kabullenmekse çok daha kolaydır. Bir hakikate ulaştığında, geçici bir hakikat bile olsa, hayatında acı verici değişiklikler yapmanı talep edebilir. Hakikatlerini sözcüklerin arasına gizlemelisin. O zaman, doğal muğlaklık seni koruyacaktır. Sözcükleri hazmetmek, sözsüz kehanetlerin sivri hançerinin darbelerini hazmetmekten daha kolaydır.
Sayfa 159
“Oysa ben, bütün cümlelerin baş tarafını kaçırdığımı çok iyi biliyordum; oyuna geliyordum. … Çünkü, bütün gücüme rağmen oyuna geliyordum. Kendime kızıyordum: Çünkü oyuna geliyordum, anlıyor musun oğlum Hidayet? oyuna geliyordum. Oyuna gelmemeliydim, bana oyun oynanmamalıydı. Bütün gücümle uyanık kalmalıydım; başkalarının rüyalarını görmemeliydim.”
İletişim yayınlarıKitabı okuyor
Birinden nefret etmek ve ona aşık olmak rahatsızlık verecek kadar birbirine benzer duygulardı. Aşkı ve nefreti birbiriyle kıyaslayacak çok fazla zamanım olmuştu ve bunlar tamamen benin gözlemlerimdi. Aşk ve nefret iç organlarıyla ilgiliydi. O kişiyi düşündüğümüzde mideniz düğümlenirdi. Kalbiniz göğsünüzün içinde ağırlaşır,parlaklaşır, neredeyse teninizin ve giysilerinizin üzerinden görünür hale gelirdi. İştahınız ve uykunuz paramparça olurdu. Onunla her karşılaşmanız kanınızı tehlikeli oranda adrenalinle doldururdu ve uçmakla kavga etmek arasında bir eşiğe gelirdiniz. Vücudunuzun dizginleri nadiren sizin elinizde olurdu. Yanıp kül olurdunuz ve bu sizi korkuturdu. Aşk da nefret de aynı oyunun aynadan yansımaları gibiydi ve kazanmak zorundaydınız. Neden peki ? Kalbiniz ve egonuz için. İnanın bana bunu bilen biri varsa o da benim.
Sayfa 9 - LucyKitabı okuyor
Reklam
Acaba ölürsem çok üzülür mü albayım? O zaman koşup bana gelir mi dersiniz?
İletişim Yayınları
544 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
[ Sor hadi!" diye bağırdı bana. "Ona neden Medusa dediklerini sor bana." Artık eminim kesinlikle şizofren bu kız çünkü ruh hali sık sık değişiyordu. Ben sormadan pes etmeyeceğini bildiğim için mecburen ona istediğini verdim. "Anneme neden Medusa dediklerini biliyor musun?" "Çok korkunç olduğu için olabilir
Medusa'nın Ölü Kumları
Medusa'nın Ölü KumlarıMaral Atmaca · Ephesus Yayınları · 022 okunma
Seyit Kutub’un hezeyanları!
Seyit Kutub’un Hazreti Osman efendimiz hakkındaki akıl almaz iftiraları ile zekât konusundaki İslam’a zıt, sosyalizm benzeri sözlerini iki yazımda kaleme almıştım. Pek çok okuyucum Seyit Kutub’u böyle bilmediklerini ifade ederek başka hatalarının olup olmadığı konusunda sorular sordular. Bu itibarla kendisi hakkında bir yazı daha almaya karar
İnsanın dostlarını tanıması çok tehlikeli bir şeydir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.