“ölümü neredeyse yaşam gibi çantada keklik sanıyoruz. bir kitapta bir bölüm okuduk ya da bir film sahnesi izledik diye ne beklememiz gerektiğini bildiğimizi düşünüyoruz. artık kurguyu gerçeklerden ayıramıyor gibiyiz. bilmediğimizi bilmediğimiz çok şey var oysa. bu beni korkutuyor. benim kadar sık öldüğünüzde, aklınızın bu konuyla biraz fazla meşgul olmaması zorlaşıyor ve insanların sağlıklarını çantada keklik sanmaları beni kızdırıyor. hiçbiri beni anlamıyor. nasıl anlayacaklar? hâlâ bu rada olduğuma minnettarım ama ölüm o kadar uzun zamandır hayatımın bir parçası ki, sürekli onunla ilgili endişeleniyorum. geleceğimiz yapım aşamasındaki geçmişimiz yalnızca.”
“İnanç başka şeyler de yaratır.
Ölüm’ü yaratmıştır örneğin. Ölüm kavramını değil ama. Ölüm yalnızca, süregelen yaşam eksikliği durumunu anlatmak için kullanılan teknik bir terimdir. İnanç, Ölüm olarak bilinen kişiliği yaratmıştır. Ve hayatla birlikte Ölüm de evrilmiştir. Yaşayan bir varlık, birdenbire yaşamayan bir varlığa dönüşme olgusunun farkına varır varmaz, Ölüm de var olmuştur.
Bu yüzden insanlar onu düşünmeden çok uzun zaman önce de o, Ölüm’dü. İnsanlar ona yalnızca şekil eklemiş; milyonlar yaşındaki bir kişiliğe, tırpan ve cübbe meselesini katmıştı.”
Sevgili anne ve baba
Şu sıralar sizlerle çok konuşmadığımın farkındayım.O yüzden yazdıklarımı çok iyi okuyun çünkü asla bir daha tekrar etmeyeceğim.Siz sadece vücudumdaki değişimleri görseniz de beynimde de sağlam bir tadilat söz konusu.Meydana gelen tüm bu değişimlerin asıl nedeni yuvadan ayrılmamı sağlayacak biyolojik mekanizmalar dan kaynaklanıyor.Hemen panik olmayın.Evden kaçmıyorum ve bu bir veda mektubu değil.Ama artık kendi ayaklarımın üzerinde durmam gerektiğini hissediyorum.Siz görmeseniz de şuan beynimin içinde yanıp sönmekte olan iki büyük ışıklı tabela var.Birinin üzerinde'RİSK AL,RİSK AL' diye yazarken, diğerinin üzerinde'anne ve babanla BAĞLARINI KOPAR' diye bir ifede var.